Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğünce taşınmazın kamulaştırma sahası içinde kalması nedeniyle davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkin edilmesi istemi ile dava açtığı, davada herhangi bir tapu kaydına dayanılmadığı anlaşılmakla, temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı gereğince temyiz incelemesi görevi 5. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 5. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 02.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TERKİN Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden davalıya ait 421 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyıda kaldığını, bu tür yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, tapu iptali ve terkin isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

      Ancak; Davacının payı oranında tapu kaydının iptali ile yol olarak terkin kararı verilmesi gerekirken, tam pay üzerinden iptal ve terkin kararı verilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan (gaip ... adına kayıtlı 197/1537 hissesinin) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (yol olarak el atılan 437,20 m2’lik kısmına ilişkin tapu kaydının davacının hissesi oranında) ibaresinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak; 1-Mahkemece tespit edilen ve davalı adına bankaya yatırtılan kamulaştırma bedelinin hükümle birlikte davalıya ödenmesine karar verildiğinden, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bitiminden karar tarihine kadar faize hükmedilmesi gerekirken faizin bitiş tarihinin gösterilmemesi, 2-Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Kanunla değişik 10. maddesinin 11. fıkrasına göre, kamulaştırması yapılan taşınmaz tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verileceği, dava dilekçesinde davacı idarenin tescil yanında terkin talebinin de bulunduğu gözetilmeksizin, kamulaştırılan taşınmazın idare adına tesciline karar verildiği halde terkin konusunda bir karar verilmemesi, 3-Davada kısmi kamulaştırma talebi ve bedelinin tespiti istendiğine ve buna karar verildiğine göre, yalnızca kamulaştırılması talep edilen kısmın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi...

          Türk Medeni Kanununun 1026. maddesi uyarınca terkin işlemi yapacak merci ise ilgili tapu sicil müdürlüğüdür. Bunun için tapuya başvurulması, hakkın yok olduğu ve sona erdiği belirtilerek terkin talebinde bulunulması, kadastro müdürlüğü elamanlarının zemine giderek hakkın sona erip ermediğini saptaması, bundan sonra da değişiklik beyannamesi düzenlenerek tapuya gönderilmesi gerekir. Terkin işleminden sonra adresi kayıtlarda belirli ise muhtesat sahibine Türk Medeni Kanununun 1019. maddesi gereğince duyuruda bulunulur. Ancak bu tebliğden itibaren 30 gün içinde hak sahibi tarafından terkin işleminin iptali istemiyle dava açılabilir. Değinilen bütün bu işlemlerin yapılacağı yer tapu sicil müdürlüğü olduğundan, doğrudan mahkemeden terkin istemiyle dava açılamaz. Somut olayda; davacı muhdesat olarak belirtilen evin zeminde mevcut olmadığını ileri sürerek terkin ve cins tashihi isteminde bulunmuştur. Bu istemler idari makamın görevine giren hususlardır....

            Ormanı sınırlarında bulunan taşınmazların bu vasfını yitirmesi nedeniyle, Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarıldığı, kesinleşen mahkeme kararları ile de davacı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesi üzerine TMK.nun 1007. maddesine dayalı olarak Hazine aleyhinde tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır....

              Dava konusu edilen olayda taşınmazların tapu kayıtlarının iptali nedeniyle eski maliklerince dava açılmış ise de; 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Yasanın "2/A veya 2/B Belirtmelerinin Terkini ve İade Edilecek Taşınmazlar" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtları olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerinde 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ZİLLİYETLİĞİN TESBİTİ VE KORUNMASI İSTEMLİ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava konusu 1854 ada 21 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının kesinleştiği dosya içeriği ile belirlenmiş ise de taşınmaz ile ilgili kadastro sonucu oluşan tapu kaydı dosya içinde bulunmamaktadır. Bu nedenle tapu kaydının Tapu Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya konulması, her nasılsa kesinleşmediği, davalı olduğu belirlendiği takdirde dosyası getirtilerek dosya içine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ZİLYETLİĞİN TESBİTİ VE KORUNMASI İSTEMLİ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava konusu 1744 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının kesinleştiği dosya içeriği ile belirlenmiş ise de taşınmaz ile ilgili kadastro sonucu oluşan tapu kaydı dosya içinde bulunmamaktadır. Bu nedenle tapu kaydının Tapu Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya konulması, her nasılsa kesinleşmediği, davalı olduğu belirlendiği takdirde dosyası getirtilerek dosya içine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarihli bozma ilamıyla hüküm taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kalıp kalmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı, tapu iptali ve terkin davalarında iptal kararı verilmeden doğrudan ''tescil harici bırakılmasına'' karar verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozmaya uyulmasına karar verilmiştir. Ne var ki; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında, tapu iptali ve terkin davalarında iptal kararı verilmeden doğrudan ''tescil harici bırakılmasına'' karar verilmesi mümkün olmadığı belirtilerek bozulduğu halde, Mahkemece, yine iptal kararı verilmeden sadece kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının tespiti ile bu alanın tescil harici bırakılmasına karar verilmesi hatalı olmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu