ya satıldığını, bu kadar kısa süre içinde yapılan satışların kötü niyetli olduğunun açık olduğunu, alıcıların iyi niyetli olmadıklarını, TMK 1023 maddesinin kötü niyetli kişileri korumadığını, TMK 1007 maddesinde tapu sicilinin tutulmasından devletin sorumlu sayıldığını, yolsuz tescilin terkini için TMK 1027 ve tapu sicil tüzüğünün 85 maddesine göre taraf rızası olmayan hallerde sicildeki hatalı kayıtların ancak mahkeme kararıyla düzeltileceğini ileri sürerek dava konusu taşınmazdaki yolsuz tescil nedeniyle tapunun iptali ile tapu kaydı düzeltilerek taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar,davanın reddini savunmuşlar,davalı ... ise birleştirilerek görülen davasında taşınmaz kaydında bulunan '' yolsuz tescil '' şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir....
Hemen belirtilmelidir ki, yolsuz tescil iddiasıyla üçüncü kişiler aleyhinde açılan tapu iptali ve tescil davalarında, terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekmektedir (TMK'nın 640. maddesi). Başka bir ifadeyle, bir mirasçı tarafından mirasçı olmayan kişiye karşı yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenme olanağı yoktur. Böylesi bir durumda terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesinde, "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." hükmüne yer verilmiştir. 3.3. Değerlendirme Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.02.2013 gün ve 2012/3 E., 2013/65 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 21.11.2013 gün ve 2013/12719 E., 2013/16456 K. sayılı kararı ile, "…Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, 5335 sayılı Yasa'nın 32/1. maddesinin iptal edildiği, ancak iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, tamamlanmış hukuki işlemlere uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 36106/6 parsel sayılı taşınmazın, TCDD tarafından ihale ile davalıya temlik edildiği, bu şekilde sicil kaydının oluştuğu ve daha sonradan ihalenin feshedildiği anlaşılmaktadır....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı ve davacının dayandığı tapu kaydının bu nedenle hukuki değerini yitirdiği ve tapu malikinin orman kadastrosunun kesinleşmesiyle mülkiyet hakkı sona erdiğinden bu tarihten sonra yapılan satışlar da yolsuz tescil niteliğinde olduğundan satın alanlara mülkiyet haklarını geçirmeyeceği ve taşınmazın özde kamu malı olma niteliğini de değiştirmeyeceği açıktır. Kaldı ki; Medeni Yasa mülkiyet hakkının doğumunu nedene (illete) bağlı bir hukuksal işlem olarak kabul etmiştir. Medeni Yasanın sistemine göre; tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tescil işlemi yolsuz tescil niteliğini taşır ve her zaman iptali istenebilir (Hukuk Genel Kurulunun 30/5/2001 gün ve 2001/1-464-470 sayılı ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 S.K.)....
Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 3.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. 3.3....
Somut olayda iflas hükümlerine göre taşınmaz satılmış ve yapılan ihaleyi hükümden düşürecek, illiyeti ortadan kaldıran bir karar da elde edilmiş olmadığından yolsuz bir tescil bulunduğundan söz edilemez. Yolsuz tescil bulunmadığı gibi, ihalenin feshi nedeni oluşturabilecek hususların yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil davası yoluyla ileri sürülmesi ve varsa ihaledeki usulsüzlüklere dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açılması da mümkün olmadığı için, davanın salt bu nedenle reddi gerektiği görüşünde olduğumdan, yolsuz tescile dayalı dava açma ve esastan incelenme koşuları bulunduğu, ancak tapu iptali ve tescil davasının sabit olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, çekişme konusu 19546 ada 3 parsel ile 19550 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardaki payının, ... isimli başka bir kişi adına vekaleten ... tarafından satış suretiyle davalıya temlik edildiğini, temlikin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, savunma getirmemiştir. Mahkemece, dava konusu işlem tüketici işlemi niteliğinde olduğundan uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görev alanında olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
nin bu amacı gözetildiğinde, yolsuz tescile dayanarak tapu iptal davası açması TMK'nın 2. maddesi anlamında iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, davacı bu taşınmaz için tapu iptal davası değil, bir bedel talep edecekse, bu bedelin tahsili için alacak davası açması gerektiğini, bedel davasının muhatabının da dava dışı ... Organize Sanayi Bölgesi idaresi olduğunu, davalı şirketin dava konusu yeri TMK'nın 1023. maddesi gereğince iyi niyetli olarak kazandığını, bu madde gereğince tapu kütüğündeki tescile iyi niyete dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu iktisabının korunacağını, davalı şirket zaten ... Organize Sanayi bölgesine devredilecek yeri aldığından, iyiniyetli olarak kazandığı bu taşınmazın tapusunun iptali gerekmeyeceğini belirterek davacının açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, ... Köyü 103 parsel sayılı 50454 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın yörede 1945 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde iken 1979 yılında 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılıp işlemin kesinleştiğini belirterek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin tapu kaydının iptali Hazine adına tapuya tesciline, karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir....