Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanları ...’ın mirastan mal kaçırma amacıyla üzerinde gecekondu inşaa ettiği tapu tahsis belgeli taşınmazını 1986 tarihinde davalı oğluna devrettiğini, davalının devir tarihinde alım gücünün olmadığını, gerçekte bağış yapıldığını, zilyetliği devir sözleşmesinden sonra imar uygulaması ile 10167 ada, 5 imar parseline dönüştüğünü, temlik işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar arasında yapılan anlaşma uyarınca ½ payının adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, zilyetliğin devri yoluyla yapılan temliklerde muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları...’nin 907 parsel sayılı taşınmazı üzerine cami yapılması şartıyla 1977 yılında Söğütlü Köyü tüzel kişiliğine bağışladığını, uzun zaman geçmesine rağmen şartın yerine getirilmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, idare mahkemelerinin görevli olduğunu, davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, cami yapımı için süre şartı belirtilmediğini, mülkiyetin kendilerine kısa süre önce geçtiğini ve taşınmazın imar planlarında değerlendirileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....

      Davacılar, tespite itiraz davasında, davaya konu taşınmazları zilyetlik ile kazandıklarını iddia ettiklerine göre ve davaya konu taşınmazlar göl suları altında kaldığından tescil hükmü kurulamayacağından davacıların mülkiyetin tespiti davası açmakta hukuki yararlarının bulunduğu noktasında herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. (kaldı ki mülkiyetin tespiti davaları, kamulaştırma, su altında kalma, kamu emlakine dönüşme gibi taşınmazın tescilinin mümkün olmadığı durumlarda taşınmazın bedeline hak kazanmaya yönelik açılan davalardır.) Bu nedenle işin esasına girilerek, kamulaştırma tarihine kadar, davaya konu taşınmazlar yönünde zilyetlikle kazanım koşullarının davacılar lehine oluşup oluşmadığının araştırılması ile neticesine göre esasa ilişkin bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

      Davalı ..., 16.09.2010 tarihli yargılama oturumunda açılan davayı kabul ettiğini ve sözü edilen ada ve parselin isim benzerliği nedeniyle adına tespit gördüğünü ve dava konusu yerin tapu kaydının iptali ile ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, beyanı okunarak imzası alınmıştır. Davalı ... ise,davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 129 ada 6 sayılı parselin tapu kaydının iptaline ve davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm yalnızca ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayanılarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Uyuşmazlık konusu 129 ada 6 sayılı parsel, kadastro yoluyla 22.01.2009 tarihinde ...oğlu ... adına tapuya kayıt ve tescil edilmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ:Bayat (Çorum) Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/1 esas sayılı derdest olan dava dosyasında; "-Tedbir isteyenin dilekçesi, noter evrakı ve ekli tapu kaydı incelendiğinde; taraflar arasındaki noter tasdikli sözleşme ile dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacılar adına yazılacağının kararlaştırıldığı, ancak mevcut tapu kaydına göre tamamının davalı adına tescil edildiğinin görüldüğü, işbu davadaki talebin tapu kaydının 1/2 hissesinin iptali, mümkün olmadığı takdirde tazminat niteliğinde olduğu, taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmaması halinde davacının dava sonunda haklı çıkma ihtimali karşısında hakkını elde etmesinin imkansız hale geleceği veya bu nedenle ciddi bir zarara uğrayabileceği, bu nedenle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına gerektirecek herhangi bir gelişmenin mevcut olmadığının anlaşıldığı, mahkememizce dava konusu taşınmazın tapu kayıtları ve davaya konu satış vaadi ve inşaat sözleşmesi celp edilerek incelenmiş...

        Bir başka ifade ile, hukuki el koyma kavramı yerine, daha doğru bir tanımlama ile "taşınmazın kamulaştırılmaması" suretiyle tasarruf hakkının kısıtlanmasına ilişkin davalar, idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davasının konusudur. İmar Kanununun 10. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin sonunda kamulaştırmama işlemi iptal davasının; idarenin hareketsiz kalması nedeniyle 5 yıllık sürenin bitiminden kamulaştırma tarihine ya da mülkiyetin idareye geçtiği tarihe kadar varsa uğranılan zararın tazmini ise idari yargıda açılan tazminat davasının konusudur. Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/463 esas sayılı dosyasında 2009/78 karar sayısı ile 2/B şerhi uyarınca davacı adına tapunun iptali ve hazine adına tesciline ilişkin karar, Yargıtay 20. Hukuk dairesince onanarak 7.8.2009 tarihinde kesinleşmiş ve 2010 yılında hazine adına tescil edilmiştir. Söz konusu tapu iptali ve tescil dosyasının incelenmesinde, hazine tarafından tapu malikleri ... ve ... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davada, davaya konu taşınmazın 6831 sy. değiştiren yasa uyarınca 2/B maddesi ile orman niteliğini yitirmiş olması nedeni ile hazine adına orman sınırı dışına çıkartılmış olduğu belirtilip, davalı adına tapunun iptali ve tecsili istekli açılmış davada davaya konu yerin 1943 yılında 3116 sy. göre tahdidi yapılmış olması nedeniyle orman tahdit sınırında iken bu niteliğini yitirmiş olması nedeniyle orman sınırı dışına ve yine yasal koşullar oluştuğu için bu niteliği ile 6831 sy....

            Karar sayılı ilamı ile tapu kaydının bedelsiz olarak iptaline karar verildiğini ve kararın 10/11/2007 tarihinde kesinleştiğini beyan ederek taşınmazın tam değerinin mahkemece tespiti ile belirsiz alacak davası olarak açtığımız davanın şimdilik 10.023 TL'nin taşınmazın tapuda tescil dışı bırakıldığı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...den tahsili ile müvekkillerine ödenmesi istemiyle dava açmıştır. Davalı vekili, mahkemeye sunduğu 22/08/2014 tarihli cevap dilekçesinde; taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile hükmen iptal edildiğini, hukukî olay ve açılan dava ile arasında illiyet bağı bulunmadığını ve bu nedenle ...nin tazmini kusurlu sorumluluğu olmadığını ileri sürerek davanın husumet, görev ve zamanaşımı yönlerinden reddini talep etmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MÜLKİYETİN TESPİTİ KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 2022 parsel sayılı 163.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeni ile ve tahliye kanalı niteliği ile davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kanalın açıldığı tarihe kadar zilyetlik koşullarının oluştuğu iddiası ile mülkiyetin kendisine ait olduğunun tespiti istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                ya ait olduğu kabul edilmediğinden tüm paydaşlar arasında oybirliği sağlanamadığından muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmak zorunda kalınmıştır. Mahkemenin nitelendirdiği gibi dava mülkiyetin tespiti istemi ile açılan bir dava olmayıp muhdesatın aidiyetinin tespiti istemi olduğundan davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek, taraflarca gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek muhdesatın aidiyetinin tespiti istemi ile açılan bu davanın esasına yönelik bir hüküm verilmesi gerekirken hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu