davaya devam etmişler ve davalarını ıslah ederek ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, olmadığı takdirde tenkis isteklerinde bulunmuşlardır. Davalı, kısıtlının dava açıldıktan sonra öldüğünü, husumete izin kararı alınmadığını, temlik tarihinde fiil ehliyetinin olduğunu, vasinin kısıtlıya karşı kötü muamelede bulunduğunu, kişisel husumeti nedeniyle eldeki davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ehliyetsizlik iddiasının varlığı halinde miras payına hasren tapu iptal tescil istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmaz ... ... adına kayıtlı iken, Mediha’nın bizzat katıldığı 29/03/2010 tarih 1849 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma akdiyle taşınmazın davalıya devredildiği, ... ......
Mahkemece, davacı tarafın tapu iptali ve tescil talebinin reddine, 150.830,72 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalı Has-Kal T4 istinaf etmiş, istinaf dilekçelerinde özetle; Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/508 Esas 2019/705 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemişlerdir. Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alımına ilişkin tapu iptal ve tescil veya tazminat isteğine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 25.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yüklenici temlikine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, arsa sahibi ... ile yüklenici ......
BK.m 163 hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasındaki yazılı sözleşme ile kurulabilir.Ne var ki alacağın temlikinde aranan yazılı şekil temlik sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasına engel değildir.Nitekim uygulamada yükleniciden şahsi hakkını temlik alan üçüncü kişilerin temlik sözleşmesini adi yazılı satış sözleşmesi veya noterde düzenleme şekilde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak yaptıkları görülmektedir; Bütün bu açıklamalardan görüleceği üzere, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin yüklenicisi olan taraf, sözleşmede yasaklanmamış ise teslim borcunu (B.K.m.364) yerine getirdiğinde arsa sahibine karşı kazanacağı kişisel hakkını (bağımsız bölüm tapusunun devrini) arsa sahibi ile mevcut sözleşmesine dayanarak doğrudan ondan isteyebileceği gibi Borçlar Kanununun 162.maddesi hükmünden yararlanarak arsa sahibinin rızası da gerekmeden üçüncü kişilere yazılı olmak koşuluyla (B.K.m.163) devir ve temlik edebilir.Yüklenicinin kişisel hakkını temellük...
Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne dair verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.12.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, davalı yüklenici ... ile yapılan 20.08.2007 tarihli harici satış sözleşmesi uyarınca 5130 (221) ada 2 parsel sayılı taşınmazda E blok 2 kapı no'lu dükkan cinsli bağımsız bölümü satın aldığını; ancak, muvazaalı olarak diğer davalı şirkete devir edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiştir....
Hükmü, davalı-davacı kooperatif vekili ve davacı-davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı-davalı ... vekili ile davalı davacı kooperatif vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka veya TMK’nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil ya da TMK’nın 723. maddesi uyarınca tazminat; birleştirilen dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Davacı akidi olan yükleniciden Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Buradaki borcun nedeni, borçlunun (yüklenicinin) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü, genellikle bir akte dayandığından buna "akdi tazminat", borçlunun sorumluluğuna da "akdi sorumluluk" denilmektedir. Borçlar Kanununun 96. maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı yüklenici ... ile arsa sahibi olan diğer davalılar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müteahhite kalacak 8 nolu bağımsız bölüm hakkında müteahhitle......
Hal böyle olunca, davacı Şaban Borçlar Kanunu'nun 106. maddesindeki seçimlik haklarından akdin ifası ve gecikme sebebi ile zarar ve ziyanı istemekte haklıdır. Burada incelenmesi gereken bir diğer sorun da, birleştirilen davanın davacısı Rıdvan'ın durumudur. Gerçekten, bu davacı 15.6.2002 tarihinde yükleniciden kişisel hakkını devir ve temlik almış, bu hakka dayanarak da yüklenici ve arsa sahibine karşı açtığı davada tescil talebinde bulunmuştur. Görülüyor ki, orta yerde yüklenicinin kişisel hakkını 24.8.2001 tarihinde devrettiği yazılı bir sözleşme ve yine kişisel hakkın devredildiği 5.6.2002 tarihli ayrı bir yazılı sözleşme bulunmaktadır. Az yukarıdaki bölümde açıklandığı üzere, davacılardan Rıdvan'a yapılan temlik işlemi geçerli olduğu gibi davacı Şaban'a yapılan temlik de geçerlidir. Başka bir deyişle, iki ayrı kişiye temlik edilmiş tek bir şahsi hak vardır. Her iki davacının da yarışan ve davalarına dayanak yaptığı sözleşmeleri bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.11.2013 gününde verilen dilekçe ile yükleniciden satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacı ile davalı yüklenici arasında yapılan ... 4. Noterliği'nin 11.10.2013 gün ve 34161 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ... İli, ......