Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1013/1. maddesinde "Tescil, tasarrufa konu olan taşınmaz malikinin yazılı beyanı üzerine yapılır." 3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır. " 3.3. Değerlendirme Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın (IV/3.) parağrafında yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. VI....

    Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022. maddesinin birinci fıkrasında ise “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ Taraflar arasında görülmekte olan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesiyle yolsuz tescil durumuna düşen tapu kaydının iptali davasının yargılaması sırasında, ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar vekili, davacıların kayden maliki oldukları 4 parsel sayılı taşınmazda davalı ... tarafından yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptaline karar verildiğini, ancak iptal kararı ile oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüklerini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış ve ayrıca dava konusu taşınmazlar kaydına ihtiyati tedbir konulması talebinde bulunmuştur....

        (Muhalif) -MUHALEFET ŞERHİ- Asıl dava yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali-tescil, birleştirilen dava sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir. Asıl davada Belediye, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların satışına ilişkin meclis kararının mahkeme kararı ile iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini belirterek yolsuz tescil halindeki kaydın iptali ile adına tescilini istemiş, davalı-birleştirilen davada davacı ise iptal kararından sonra satış yapan Belediyenin kusurlu olduğunu belirterek fazla hakkı saklı olmak üzere taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada talebini artırmış, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle iptal ve tescile, birleştirilen davanın kısmen kabulü ile ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkelerine göre eriştiği miktarın Belediye'den tahsiline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi her iki tarafın istinaf isteğini esastan reddetmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir....

          Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda, dava konusu taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmış, 1985 yılında yapılan ve 15.08.1985 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmış, 1942 yılında Hazine tarafından yapılan tevzien satışta ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kişiler adlarına özel mülk olarak tesbit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir....

            İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; kadastral parselin ihyası, ancak kadastral sınırlar üzerinde oluşturulan imar parsel veya parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile -bu sınırlar içerisinde oluşturulan yol, park vs. gibi alanlar varsa bunlarla birlikte- eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabilecektir....

              İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023....

                Yine, 3194 Sayılı Yasanın 11/1 maddesi gereğince belediye adına tescil edildikten sonra kişilere satılan tapunun iptal ve tescil isteği ile Hazine tarafından açılan davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle verilen kararın 1. Hukuk Dairesinin 08.02.2007 gün ve 2006/12220-1252 sayılı kararı ile "iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davada yolsuz tescil nedeniyle iptal ve tescil istendiğine göre, davaya adli yargıda (genel mahkemelerde) bakılacağı kuşkusuz" olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davanın kadastro çalışmaları sırasında kadastro harici bırakılan, imar uygulaması ile ihdasen Hazine adına tescil edilen Hazine adına tescil edilen taşınmazın, İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen imar parseli üzerinden tekrar imar uygulamasına tabi tutularak Belediye adına yolsuz olarak tescil edildiği gerekçesiyle açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı Kararı ile 16. Hukuk Dairesinin kapatıldığı, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, karar düzeltme incelemesinin görevi Yargıtay (1.)...

                    Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davacının talebini kadastro önceki hukuki sebebe dayalı olduğu ve 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacının talebi, davacı vekilinin dava dilekçesinde ki ve duruşmada ki beyanlarından, 6292 sayılı Yasa gereği davalılara satışı yapılan taşınmazın satış işleminin ve bunun sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz şekilde oluştuğu iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirilmesi hatalı olmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu