Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, 2010 yılında kesinleşen kadastro tespitinden sonra 2011 yılında yapılan taksime ve yine tespitten sonra 14.09.2011 yılında davacı ... ile davalı ... arasında yazılı olarak düzenlenen miras payının devrine ilişkin sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescili istemiyle açılmış olduğuna göre Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davada 1939 tarih 66 numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Bu tapu kaydının 94.500 m2. yüzölçümünde olduğu ve krokiye bağlı olduğu görülmektedir. 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesi hükmüne göre, tapu kayıtlı bir yerin mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla mera kapsamına alınması ancak kamulaştırılması halinde olanaklıdır. İddia edildiği gibi taşınmazın çekişmeli bölümü dayanak tapu kaydı kapsamında kalmakta ise bu yer kamulaştırma yapılmaksızın mera kaynakları içerisine alınamaz....

      Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, davacı idare adına terkinine karar verilmesi, 2-Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. paragrafından (TAPUDAN YOL OLARAK TERKİNİNE,) cümlesinin çıkartılmasına, yerine ( tapu kayıdının iptali ile yol olarak terkinine,) cümlesinin yazılmasına, b-Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir....

          KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN YOL OLARAK TAPUDAN TERKİNİ 2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 10 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir....

            Ancak; 1-Dava dilekçesinde 178 (572) parsel de dava konusu edildiği ve bedeline de hükmedildiği halde bu parselin tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine ilişkin hüküm kurulmaması, 2-Hüküm fıkrasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde kamulaştırma bedeline uygulanacak faizin bitiş tarihinin açıkça gösterilmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (İslahiye İlçesi Değirmencik Mahallesi 572 numaralı parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine) cümlesinin yazılmasına, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde (tarihinden itibaren) kelimelerinden sonra gelmek üzere (karar tarihi olan 09.06.2016 tarihine kadar) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 12/3 maddesi gereği kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Maddenin kadastrosu yapılan yerlerde bu maddeye dayanan talep ve dava hakkı 10 yıl geçmekle düşer. Somut olayda, dava konusu taşınmazda zilyetliği bulunan davalılar davaya cevap vermemiş, kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içinde de tapu kaydının iptali için dava açtıklarına dair bir savunmada bulunmamışlardır. Dolayısı ile şerhin tapu kaydının beyanlar hanesinde kalmasını gerektiren hukuki yarar da kalmamıştır. Bu durumda davanın kabulüne karar vermek gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....

                Bundan ayrı, eldeki dosyada davacılar Kadastro Mahkemesindeki 1955/462 ve 1999/169 Esas sayılı dava dosyalarında vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve müşterek muris Hasan Karamehmet’in davalılar lehine 1964 tarihinde düzenlediği hibe senedinin geçersiz olduğu iddiasına dayanarak tespitten sonraki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduklarına göre dayanılan hukuki sebebin de farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kesin hükmün varlığından söz edilemez....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırılarak sicilden yol olarak terkin edilen taşınmazın tapulama tesbiti sırasından özel kişiler adına tescil edildiği ve bu tesbitin kesinleşmesi sebebi ile tapuya tescilinin sağlandığından davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 25.....2010 gün ve 2010/10211 Esas - 2010/18182 Karar sayılı ilama karşı davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- Kamulaştırma Kanununun 36. maddesine dayanan kamulaştırırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkin davada, davanın reddine dair verilen karar davacı idarenin temyizi üzerine Dairemizce onanmış, bu karara karşı davacı idare vekilince...

                    Mahalinde yapılan keşif sonucu taşınmaza değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın yol olarak terkini yerine yazılı şekilde tesciline karar verilmesi, 2-Dava konusu taşınmazın 1.164,57 m²'lik bölümünün bedeline hükmedildiği halde, yazılı şekilde taşınmazın tamamının tesciline karar verilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yeralan (davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (kamulaştırılan ve bedeline hükmedilen 1.164,57 m²' lik bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine) ibaresinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu