ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/164 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tapu iptali ve tescil-tazminat KARAR : İzmir 13....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/439 esas 2014/506 sayılı kararı ile dava konusu 579,64 m² lik kısmının kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığının tespit edildiği, ve dava konusu olan taşınmazın belirtilen kısmın tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına dair hüküm kurulduğunu, buna göre müvekkillerin yukarıda açık sicil bilgileri yazılı taşınmazın belirtilen kısmı üzerinde mülkiyet hakkını mahkemenin kesinleşme kararı itibariyle kaybetmiş olduğunu, müvekkilinin anılan hükmün kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkını kaybetmiş ve bu sebeple yitirdiği taşınmazın tapu iptal ve tescil harici bırakma hükümlerinin kesinleşme tarihi itibariyle gerçek değerleri tutarında zararlarının doğmuş olduğunu, buna karşın devletin de anılan zarardan dolayı sorumluluğun oluştuğunu, Tapu İptal ve Tescil Harici Bırakma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ayrı ayrı işleyecek olan kanuni faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir...
Asliye Hukuk Mahkemesi 1999/201 Esas, 2022/468 Karar sayılı mahkeme kararı ile müvekkilinin satın aldığı taşınmaz hakkında hükmen orman kararı verildiğini müvekkilinin yeni öğrendiğini, kararın kesinleştiğini, izah edildiği üzere; dava konusu taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası nedeniyle taşınmaza tedbir konulduğunu ve işbu davada taşınmazın tapusunun iptali ile taşınmazın orman vasfı ile T6 adına tapuya tesciline karar verildiğini, işbu kararın 2004 yılında kesinleştiğini, davanın tarafı olan T3 işbu tapu iptali ve tescil davasından en başından beri haberdar olduğunu, tapu müdürlüğüne yazılan müzekkerede ilgili şerhin tapu müdürlüğü tarafından hatalı şekilde terkin edildiğini, dolayısıyla tapu memurlarının hatalı işlemi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, Çatalca 2....
Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/59 E. 2018/241 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacıları aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Altınova İlçesi, Tavşanlı köyü, 709,712 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 11/09/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı T5'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....
Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde bu davanın sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasının sonucu da etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davasının, 6100 sayılı HMK'nın 165/1 maddesi gereğince, görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir ( bkz. Y. 14. HD.'nin 03/05/2016 gün ve 2015/3840 E ve 2016/5379 K sayılı kararı) Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararındaki gerekçeye, yasal gerektirici nedenlere göre; UYAP sisteminden yapılan incelemede; davaya konu taşınmazlar hakkında Sungurlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/276 E dosyası ile tapu iptal ve tescile yönelik dava açıldığı, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu davanın kötüniyetle açılıp açılmadığı husus ancak davanın görüldüğü asliye hukuk mahkemesinde değerlendirilebilecektir. Açılan dava mülkiyete ilişkin olup sonucunun beklenmesi gerekir....
Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/261 Esas 2010/322 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı adına kayıtlı olan Yalova ili, Çınarcık ilçesi, Güllük mevkii, 2031 ve 2034 parsel sayılı taşınmazların tamamının orman vasıflı arazi içerisinde kaldığı ve tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiği ve hükmün 19.04.2011 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....
Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....
Yapılan yargılama, arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesinde hukuken hata yapılmadığı gibi dava konusu gayrimenkulün imar planında imar parseli şeklinde tescil edilmiş olması, taşınmazın konumuna göre belirlenen bedelin makul ve adil olduğu anlaşılması sebebiyle ilk derece kararında usul ve esas yönünden hata yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, tapu iptali ve tescil davası 13.05.2009 tarihinde kesinleşmesine rağmen ilk derece mahkemesince faizin 13.05.2019 tarihinden itibaren işletilmesi doğru görülmemiş ise de istinaf kanun yoluna sadece davalı Hazine başvurmuş olduğundan ve bu husus kamu düzenine ilişkin olmadığından kaldırma sebebi yapılmamıştır....