ın açtığı davanın da işlemden kaldırılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Mahkemece diğer davacılar yönünden, kesin süre içerisinde vekillerinin vekaletnamesini ve delillerini dosyaya sunmadıklarından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacılar..... ve.. celselere bizzat katıldıklarına göre, dava dilekçesinde menfi tespit istemine konu icra dosyasını belirtmiş olmalarına göre, ilgili yerden dosyanın istenilmesi ve taraf delillerinin toplanması yerine ihtarın yasal sonuçlarını da içermeyen şekilde kesin süre verilerek bu süreye uyulmadığından vekillerinin vekaletname sunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bu yönden de bozulması gerekir....
Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ...,... parsel sayılı 1520, 2180, 4700 ve 5400 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına paylı olarak tespit edilmiştir. Davacı ...’in açtığı tespite itiraz davası sonunda, Bodrum Kadastro Mahkemesinin 1974/17 esas, 1984/14 karar sayılı ve 9.4.1984 tarihli ilamı ile davanın reddi ile taşınmazların davacı ... ile diğer tapu maliklerinin mirasçıları olan davalılar adına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm Yargıtay 16.Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir. Kesinleşen hüküm gereğince adlarına tescil edilmiştir....
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Dava dilekçesinde borcun miktarı konusunda kooperatif ile aralarında ihtilaf bulunduğundan davalı kooperatife karşı menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının ihraç kararından önce açılmış olması halinde ihraç kararının geçersiz olacağı, ihraç kararının dava açıldıktan sonra alınması halinde ise menfi tespit davasının sonucunun beklenmesinin gerekeceği, bu nedenle menfi tespit davasının açıldığı tarihin araştırılması gerektiği, ayrıca kabul şekline göre de borç miktarının belirlenmesi için genel kurul tutanaklarının getirtilmesi, anılan tutanaklar, kooperatife ait defter kayıtları ve belgeler ile tarafların dayandıkları diğer delillerin toplanması ve tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının ihtarname tarihi itibari ile borç miktarının genel kurullarda alınan kararlara, kayıt ve belgelere dayalı olarak belirlenmesi sonucu ihraç kararının iptali istemi hakkında bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2021/1205 E - 2022/155 K DAVA KONUSU : Satıcının Açtığı İtirazın İptali KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin bir seyahat acentası olduğunu, davalıya 24/12/2018- 31/12/2018 tarihleri arasında müvekkil şirket aracılığıyla umre seyahatini gerçekleştirdiğini, kendisi ve eşi Salah Sheleh adına 602,00 USD konaklama ve 800,00 USD uçuş ücretinin müvekkil şirket tarafından karşılandığını, söz konusu hizmet bedeli davalı tarafından ödenmediğinden 28/10/2021 tarihinde İstanbul 27. İcra Müdürlüğü'nün 2021/27193 Esas sayılı dosya ile takip başlattığını ancak davalı tarafından borca itiraz edildiğini, tüm bu nedenlerle İstanbul 27....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın, elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Dosyanın Yargıtay'a geliş (10.05.2012) tarihi itibariye temyizen inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 7.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davacının imzaya itirazı üzerine icra takibinin durduğu cebri icra tehdidi altında bulunmayan davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta korunmaya değer bir yararının olmadığı duran takip üzerine alacaklı itirazın iptali davası açtığı zaman borçlu bu davaya karşı vereceği cevap dilekçesinde borçlu olmadığı savunmasında bulunabileceği, açılacak bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki bir yararın olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 72/1.maddesi uyarınca “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” Görüldüğü gibi menfi tespit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi takip sırasında da açılabilir....
Bilirkişi raporunda; bodrum katta bulunan bağımsız bölümlerin B1, B2, B3, B4 olarak numaralandırıldığını, zemin kattan itibaren yukarı katlardaki bağımsız bölümlere 1 rakamından başlanarak numara verildiğini, mimari proje ile mevcut durum arasında herhangi bir uyumsuzluk tespit edilmediğini belirtmiştir. Oysa, dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarına göre, bağımsız bölümlere rakam verilerek 1'den itibaren numaralandırmanın zemin kattan değil bodrum kattan başlandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, tapu kayıtları ve kat irtifakı projesi getirtilmeden keşif yapılması; tapu kayıtları, kat irtifakı projesi ile taşınmaza ait onaylı mimari projenin çakıştırılmadan, sözleşmeye konu meskenin tapu kaydına göre kaçıncı kata ve kaç numaralı bağımsız bölüme isabet ettiği tespit edilmeden yargılama yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bilirkişi raporunda; bodrum katta bulunan bağımsız bölümlerin B1, B2, B3, B4 olarak numaralandırıldığını, zemin kattan itibaren yukarı katlardaki bağımsız bölümlere 1 rakamından başlanarak numara verildiğini, mimari proje ile mevcut durum arasında herhangi bir uyumsuzluk tespit edilmediğini belirtmiştir. Oysa, dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarına göre, bağımsız bölümlere rakam verilerek 1'den itibaren numaralandırmanın zemin kattan değil bodrum kattan başlandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, tapu kayıtları ve kat irtifakı projesi getirtilmeden keşif yapılması; tapu kayıtları, kat irtifakı projesi ile taşınmaza ait onaylı mimari projenin çakıştırılmadan, sözleşmeye konu meskenin tapu kaydına göre kaçıncı kata ve kaç numaralı bağımsız bölüme isabet ettiği tespit edilmeden yargılama yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş.'...