Ancak, taşınmazın gerçek sahibinin yüklenici ve davayı kabul eden ... olduğu, davalı tapu maliki ...'in vergi denetmenine vermiş olduğu 27.08.2010 tarihli imzalı beyanı ile bunu destekleyen davalılar arasındaki yazılı belge ve davacı tarafından dava konusu taşınmaz ile ilgili davalı ...'in ... Bankası hesabına 09.12.2009 tarihli kredi borcunun ödenmesine dair banka makbuzu ve duruşmada dinlenen tanık beyanları ile saptanmıştır. Bu durumda davalı yüklenici inşaat sözleşmesi gereğince kendisine düşen dava konusu taşınmazı adi yazılı sözleşme ile davacıya satıp teslim ettiğinden, tapudaki satışın ise 15.11.2009 tarihinde yapılacağı kararlaştırıldığından yüklenicinin temlikine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş..." gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü: -KARAR- Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez....
Mahkemece, kooperatif hissesinin ölü ... adına kayıtlı olduğu, davacının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca payın bölünmezliği nedeniyle ortak olmadığı bir kooperatife karşı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunamayacağı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davası yönünden reddine, muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğine yönelik talebin ise, tüm dosya kapsamından 1....
Ö.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.10.2013 gün ve 20/333 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacıya vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı D.. C.. vekili, evlilik içinde tamamen davacının geliri ile alınan Bodrum’daki taşınmazın davalı adına tapu tescil edildiğini, davalının ev hanımı olduğunu, hiçbir gelirinin veya o tarihlerde bu taşınmazları alacak maddi gücünün olmadığını açıklayarak davalı adına kayıtlı Muğla ili Bodrum ilçesi .. 1453 parsele ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Mefkure vekili, davalının babası N.....
Dava, tapu kaydının iptali ile köy orta malı olarak tescili istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Kamu Malları” başlıklı 16/A maddesinde “Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzelkişiliği, adlarına tespit olunur” hükmü düzenlenmiştir. Davacı, 19 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile köy orta malı olarak tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.04.2007 gününde verilen dilekçe ile asıl davada tapu iptali tescil ve alacak birleşen davada tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davada tapu iptali tescil davasının reddine, alacak davasının kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 16.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 09.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
no'lu daireyi davacıya sattığını, davacının 8 yıldır bu dairede malik sıfatı ile oturduğunu ve pek çok masraf yaptığını, ancak tapunun verilmediğini belirterek, davalı arsa sahibi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini olmadığı takdirde çekişmeli bağımsız bölümün bedeli olan 7.000,00TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı arsa sahibi vekili, davacının dayanağı olan sözleşmenin müvekkili ile yapılmadığı gibi gayrimenkulün tapusunun iptaline hak verecek nitelikte de olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı yüklenici şirket davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı yükleniciden temyik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, olmadğı takdirde alacak istemine ilişkindir....
Dava, davalı yükleniciden devralınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede alacak istemlerine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....
Bu açıklamalar karşısında mahkemece davacının tapu iptali ve tescille ilgili talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması da doğru değildir. Ancak, davacı tarafın tapu iptali ve tescil isteğinin yanında terditli olarak değer artış payı ve katılma alacağını içeren isteğinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının dava konusu meskenle ilgili değer artış payı ve katılma alacağı isteği dikkate alınarak taraf delillerinin toplanması ve delillere göre TMK. nun 202 ve devam eden maddeleri gereğince olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 29.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine; 140.000 TL bedelin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle alınmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat istemlerine ilişkindir. “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan HMK’nın 26. maddesi uyarınca istisnalar dışında hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Somut olayda, davacı dava dilekçesi ile inanç sözleşmesine dayanarak çekişme konusu taşınmazın adına tescilini veya 1/2 payının mülkiyetinin nakli ile 70.000 TL tazminatın alınmasını; 11.02.2014 günlü ıslah dilekçesi ile de taşınmazın 1/2 payının adına tescilini ve 40.000 TL tazminatın alınmasını istemiştir. Görülüyorki, davacı dava ve ıslah dilekçesinde 140.000 TL bedel isteminde bulunmamıştır....