Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; "İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya kapsamından; asıl dava vekalet görevinin kötüye kullanılması, birleştirilen dava ise velayet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

    Bununla birlikte, kararın gerekçesinde davacının ihraç edilmesi, hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilmiş ise de; 1998 tarihli 53.000.000-TL ödenmesine ilişkin genel kurul kararının iptali için açılan dava reddedildiğine göre, davacının bu ödemeyi yapmaması nedeniyle ihraç edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak kabulü isabetsizdir. Bu itibarla davacının kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğru olduğundan, davalı vekilinin bu isteme ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekir. Ancak, davacının tapu iptali ve tescil istemi bakımından, yargılama sırasında davacının kooperatife borcu olduğu belirlendiğine göre, mahkemece bu ikinci istemin reddine karar verilmesi gerekir. Çünkü kooperatif üyeliğine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunulabilmesi için, diğer şartların yanında talepte bulunanın kooperatife bir borcunun da bulunmaması gerekir....

      Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 12.04.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi. (Muhalif) - MUHALEFET ŞERHİ - Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ... kendilerine intikal eden paylar açısından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mirasbırakan ...'nın davalı ...'a temlik ettiği paylar yönünden ise muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış; vekil ...'...

        HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/05/2019 tarihli ve 2017/87 Esas, 2019/68 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulü ile Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/05/2019 tarihli ve 2017/87 Esas, 2019/68 Karar sayılı kararının kaldırılması ile davanın reddine yönelik 12/11/2019 tarihli kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 10/06/2020 tarihli ek karar ile temyiz karar harcı ve gider avansının verilen kesin süre içerisinde tamamlanmaması nedeniyle temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü: I....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, mahkemece velayet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olarak nitelendirilerek aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakılarak sonuçlandırılmıştır....

            Ancak vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, kayıt maliki ile vekil arasında el ve işbirliği olması halinde haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde harç ve yargılama giderlerini birlikte ödemekle yükümlü olacaklarından davalı vekil T5 yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; A)Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ, davalı T3 vekilinin istinaf talebinin REDDİ ile; Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas - 2022/458 Karar sayılı kararının 6100 s....

            ya tapuda satış göstermek suretiyle devrettiğini, satış bedelini de ödemediğini, yabancı uyruklu olmasından ve Türkçeyi tam olarak bilmemesinden faydalanan davalı ...'in yapmış olduğu satış işleminin hata ve hile nedeniyle de batıl olduğunu ayrıca vekaletnamenin yabancı uyruklular için yasada öngörülen şekilde düzenlenmediğini ileri sürerek asıl davada davalı ...'ya karşı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat birleştirilen davada ise davalı ...'e karşı tazminat isteklerinde bulunmuştur. Davalılar, çekişme konusu taşınmazın 11.000 Euro karşılığında satın alındığını, 5.000 Euro bedelin peşinat olarak verildiğini ve buna ilişkin protokol düzenlendiğini kalan miktarın devirden sonra ödeneceği kararlaştırılmasına rağmen davacının daha fazla para isteyerek kalan miktarı almayı kabul etmediğini ayrıca zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ...'...

              Hukuk Dairesinin 30.04.2007 tarih 2007/3640- 4654 sayılı ilamı ile vekaletnamenin verildiği tarihte ...’in ehliyetsiz olduğu Adli Tıp raporu ile saptandığı gerekçesi ile onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır. Az yukarıda açıklandığı gibi, kesin hükümden söz edebilmek için dava konusunun, sebebinin ve taraflarının aynı olması gerekir. Eldeki davada inançlı işlem nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmiş , daha önce açılan Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/110 Esas 2006/509 Karar sayılı davada ise ehliyetsizlik hukuki nedenine dayanılarak tapu iptali ve tescil istenmiştir. Tüm bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, her iki davanın konusu ve tarafları aynı olmakla birlikte dayanılan hukuki sebep farklı olduğundan kesin hükümden söz edilemez. Bu nedenle, mahkemece tarafların usulünce sundukları deliller değerlendirilerek sonucuna göre davanın esası hakkında karar vermek gerekirken kesin hüküm nedeniyle davanın reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, borçları nedeniyle işlerini takip etmesi için davalı kardeşi Kasım’ı vekil tayin ettiğini ancak vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak 155 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki payını bilgi ve rızası dışında iyiniyetli olmayan diğer davalılara satış suretiyle devrettiğini, herhangi bir satış bedeli de ödenmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde tazimata karar verilmesini istemiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                  Açıkladığımız nedenlerle, davalının kötü niyeti usulünce ispat edilemediğinden tapu iptal ve tescil isteğinin reddi ile , vekilin davayı kabulü nedeniyle vekil aleyhine açılan taşınmaz bedelinin tahsili talebinin kabulüne karar verilmesi gerekçesiyle kararın bozulması gerekirken farklı gerekçeyle davanın kabulü yönündeki kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz....

                    UYAP Entegrasyonu