WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kadastro sırasında 1250 parsel sayılı 11000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı murisi ... ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilmiş, irsen intikal ve satış sonucu davalı ... adına tapu kaydı oluşmuştur. Davacılar murisi ...ve arkdaşlarının Asliye Hukuk Mahkemesine tapu kaydına da dayanarak açtığı dava sonucunda 1250 sayılı parselin 6900 metrekaresinin davacılara ait 1251 sayılı parsele eklenmesine karar verilmiştir....

    Dava, kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kadastro ve tapulama işlemlerinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların mahkeme yolu ile giderilmesi imkanı vardır. Ancak, kadastro çalışmasının kesinleşmesinden önceki bir nedene dayanan hak sahibi, bu hakkını 10 yıl içinde ileri sürmelidir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi de "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmünü içermektedir. Somut olayda; dava konusu 195 ada 5 parsel sayılı taşınmaz, yapılan kadastro çalışmasında davalı ve müşterekleri adına tespit edilmiştir....

      Go ve Melki Hati’ye ait 1/5 payın imarın 647 ada 3 sayılı parseli ile tapuya kayıt ve tescil edildiğini bu yerinde adı geçene ait tapu kaydı kapsamında değil kendilerinin dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığını açıklayarak 647 ada 3 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile 1/3’er pay oranında vekil edenleri adına tapu kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacılar, 266 ada 121 sayılı parsele revizyon gören 18.10.1968 tarih, 191, 5.11.1962 tarih, 2 ve 21.06.1976 tarih, 30 sıra nolu tapu kayıtlarına ve kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak kadastro sonucu oluşan tapu kaydının iptalini istediklerine göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine ait olmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ...'ın 336 parsel sayılı taşınmazını satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...'ye devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile, aksi durumda ise tüm mirasçılar adına tecile karar verilmesini istemişlerdir Davalı, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları neticesinde adına tescil edildiğini, önceki tarihlerde mirasbırakan babasına, eşine ait bilezikleri borç olarak verdiğini ancak babasının borcuna karşılık ödeme yapamadığını, bu sebeple de mirasbırakanın kadastro çalışmaları sırasında taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesince, hak düşürücü süre yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; "......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 14.12.2012 gününde verilen dilekçe ile harici satış ve zilyetliğin devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satış ve zilyetliğin devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, dava konusu 111 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinden önce 500 m2'lik kısmını 16.04.1989 tarihli zilyetlik devir senedi ile o tarihte maliki olan abisi ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.02.1998 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2023 tarihli ve 2022/1335 Esas, 2023/1348 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil, bu talep kabul edilmezse ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsili talebiyle açılan davanın yargılaması sonunda; davacının 11.03.1987 tarihinde dava konusu taşınmazdaki davalı hissesini satın aldığını iddia ettiği dava konusu taşınmaz hakkında, 30.10.1990 tarihinde kadastro tespit tutanağı düzenlendiği ve kadastro tespitinin 03.11.1994 tarihinde kesinleştiği, kadastro öncesi satın alma sebebine dayalı tapu iptali ve tescil talepli davada, mahkemece, dava tarihi itibariyle 3402 Sayılı Yasanın 12/3 üncü maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçtiği ve tapu iptali ve tescil talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiği tarihte işlemeye başlayacak satış bedelinin iadesi talebinin ise 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetli...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.03.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.04.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Ümmühan Şahin tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalılardan Ummuhan Şahin temyiz etmiştir....

                  Köyüne tahsis edilen 101 ada 426 ve 101 ada 427 parselleri içerisinde bırakılmakla mera olarak tespit ve tapuya tescil edildiğini, bu sebeple kadastro çalışması ile mera parselleri içerisinde bırakılan taşınmazların mera kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, Mera Kanunu'nun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tahsis kararının kesinleşmesinin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılamayacağını, mera üzerinde özel mülkiyetin söz konusu olamayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. 2....

                    Davacı her ne kadar kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş ise de; davacının 261 parsel sayılı taşınmazdaki mülkiyet hakkı TMK.nun 719.maddesi uyarınca taşınmazı satın aldığı tarihteki çapın ve tapu kaydının miktarıyla geçerlidir. Önceki malik Hüsnü Toslak'ın da tespit tarihinden dava konusu taşınmazı devrettiği tarihe kadar taşınmazın esasında yüz ölçümünün daha fazla olduğunu iddia ettiği yönünde dosyada herhangi bir bilgi , belge ve kayda rastlanmamıştır. ilk derece mahkemesince yukarıda anılan gerekçeler ile davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1043 E. 2012/8572 K. İlamı da benzer yöndedir.)...

                    UYAP Entegrasyonu