ın kendisini hak sahibi yapmamak için kötüniyetli olarak satışı gerçekleştirdiklerini, davalının her türlü yolsuzluğa başvurarak devraldığı tapu tahsis belgesi ile malik olduğu 6 parsel sayılı taşınmazdaki 167 m2'lik yere ilişkin yolsuz tescilin iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece, Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1037 esas sayılı tapu iptali ve tescil davasında taşınmazdaki iktisaplar mevzuata uygun olduğundan dava reddedilmiş ve kesinleşmiş olduğundan kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1037 esas sayılı dosyasında müşterek malik oldukları 6 parselde davalı tarafından elatılan tapu kaydının iptali ile adına tescili istenmiş mahkemece dava reddedilmiştir. Temyize konu bu davada ise davalının hak sahipliğinin dayanağı olan tapu tahsis belgesinin sahte ve usulsüz olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil isteminde bulunulduğundan kesin hükümden söz edilemez....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/12/1996 tarih ve 1996/14- 763- 864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesi münhasıran davacıya tapu iptali ve tescil isteme yönünden bir hak vermez....
Taşınmaza kanunda sayılan kamu tüzel kişilikleri dışında tapu tahsis belgesi verilemeyecek başkaca özel yada tüzel kişi paydaş değildir. Davalıya belediye paydaş olduğu dönemde tapu tahsis belgesi vermiştir. Verilen tapu tahsis belgesi geçerlidir. Yerel mahkeme kararı yerindedir. Onanması gerekirken bozulmasına karar verilmiş olması doğru değildir. Daire çoğunluğunun görüşlerine bu nedenlerle katılmıyorum....
Mahkemece, tahsise dayalı tapu iptal, tescil davasının reddine, bilirkişinin 263 m2 yüzölçümlü yerin rayiç bedeli olarak bulduğu 52.600.00 YTL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Gerçekten, davacıya 3456 ada 4 parselden 263 m2 yüzölçümündeki işgal ettiği taşınmaz bölümünün tahsis edildiği, ancak tahsisin gerçek kişilere ait bir taşınmazdan yapıldığının saptanması üzerine iptal edildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporuna göre de, davacının gecekondusu tahsisin yapıldığı 3456 ada 4 parsel üzerinde değil, 3757 ada 23 parsel üzerindedir. Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarih ve 763-864 sayılı kararında vurgulandığı üzere tapu tahsis belgesi, bir mülkiyet belgesi değildir. Yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve sahibine kişisel hak sağlayan zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesi bulunsada o yerin mutlaka adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili gerekmez....
ya ait tapu tahsis belgesi ile ... ...'ya ait tapu tahsis belgesine ilişkin işlem dosyaları dosya içerisinde bulunmamaktadır. O halde 36676 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tahsisi yapılan 3616 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile irtibatını sağlayan tedavüllü kayıtlar ile birlikte imar ıslah çalışmalarına ilişkin tüm evrak ve krokilerin; yine muris ... ...'ya ait tapu tahsis belgesi ile ... ...'ya ait tapu tahsis belgelerine ilişkin idari işlem dosyaları ilgili belediye başkanlığından getirtilerek, mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılmalıdır. Muris ...'nin 1976'da satın aldığı bildirilen gecekondunun ve buna istinaden almış olduğu tapu tahsis belgesinin kapsadığı yer ile davalıların murisi ...'in almış olduğu tapu tahsis belgesinin kapsadığı yerin aynı yer ve bina olup olmadığı saptanmalıdır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09.12.2010 gün ve 2010/13076 - 13709 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1195 ada 8 parsel sayılı 257.16 m2 olarak arsa cinsi ile hükmen 10.01.1967 tarihinde Hazine adına tescil edilen taşınmazda 31.08.1984 tarihli tapu tahsis belgesi ile 149 m2 yer tahsis edilip tapuya şerh edildiğini, arsa bedelini ödediğini, üzerinde tek katlı evi bulunduğunu beyanla tapu iptali ve tescil istemiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.01.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesi nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların eski 754 ada 3 parsel (yeni 2487 ada 23 parsel) sayılı taşınmazda 2981 sayılı kanun gereğince tapu tahsis belgesi sahibi olan ...'den .... 5. Noterliğinden 13.06.1989 tarihinde satış vaadi sözleşmesiyle satın aldıkları davalı ... adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının 1/2'şer oranla davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacıya verilen 07.06.1985 tarihli tapu tahsis belgesinin idarece davacının hak sahibi olmadığının anlaşılması sebebiyle iptal edildiği, iptal işleminin iptali için davacı tarafından İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 2007/1574 esasında kayıtlı davanın açıldığı, idare mahkemesinin davayı süre yönünden reddettiği, kararın temyiz edildiği, ancak Danıştay 6.Dairesinin 22.09.2008 tarihli ilamıyla onandığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Öte yandan tahsis belgesi, yasanın öngördüğü koşulların yokluğunun saptanması halinde idare tarafından geri alınabilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.03.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1195 ada 8 parsel sayılı 257.16 m2 olarak arsa cinsi ile hükmen 10.01.1967 tarihinde Hazine adına tescil edilen taşınmazda 31.08.1984 tarihli tapu tahsis belgesi ile 149 m2 yer tahsis edilip tapuya şerh edildiğini, arsa bedelini ödediğini, üzerinde tek katlı evi bulunduğunu beyanla tapu iptali ve tescil istemiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur....