Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Ancak sözleşmenin tarafı olmayan kayıt malikinin mülkiyeti satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın bertaraf edilmesi kastiyle kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, malikin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi olup olmadığının araştırılması zorunludur. Burada, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediğinin önemi yoktur. Önemli olan, mülkiyet hakkı sahibinin satış vaadi sözleşmesini bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının saptanmasıdır. Böyle olunca, taraflardan davacının kötüniyet iddiasına karşı delilleri istenip toplanmalı ve davalının durumu Türk Medeni Kanununun 3. maddesi çerçevesinde değerlendirerek bir sonuca ulaşılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydındaki şerhin terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı şirket vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Kendisine asaleten diğer davacıya vekaleten davacı vekili, sahibi bulundukları gayrimenkulün tapu kaydındaki arsa payı karşılığı inşaat yapım ve taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri nedeniyle varolan şerhin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı şirket ve Tapu Müdürlüğü vekilleri, davanın reddini talep etmişlerdir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2020 NUMARASI : 2019/435 ESAS, 2020/169 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı) KARAR : KARAR TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul ili, Sarıyer İlçesi, 339 Ada,16 parsel zemin kat l nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın sahibi olduğunu, müvekkilinin bu taşınmazı dosyadan konulan haciz tarihinden önce gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını ve 17/02/2014 tarih ve 1291 yevmiye ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin hacizden önce tapuya şerh ettirdiğini ve daha sonra da İstanbul 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.09.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, terditli tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 23.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, terditli tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ...’ın ... 1. Noterliğince düzenlenen 28.08.2000 tarih ve 5394 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, ......
Dava, düzenleme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; Dava konusu parselin 09.06.1997 günlü düzenleme sözleşme ile 70.000.000 TL. bedelle satışı vaat edilmiştir. Ancak, 25.02.2007 gününde mahallinde yapılan keşif sonunda dava tarihi itibariyle taşınmazın değeri 8000 YTL. olarak tespit edilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davalarında mahkemenin görevi HUMK.nun 1. maddesi uyarınca müddeabihin dava tarihindeki değerine göre belirlenir. Bu durumda taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değerine nazaran asliye mahkemesi görevli olmasına rağmen, mahkemece sözleşmedeki değer esas alınarak görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.10.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa alacak talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; ikinci kademedeki talebin kabulüne dair verilen 04.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....
DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
Sözleşme tapu kaydına 24.11.1995 tarihinde şerh verilmiştir. Bu arada davacılar ve ... 31.10.1997 tarihinde açtıkları dava ile tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlar, İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.1998 tarihli 1997/502-1998/516 sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazdaki ... payı iptal edilerek mirasçıları adına tescil edilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek 5.7.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki davada da hükmen malik olan paydaşlardan ... ve ... diğer paydaş ...'a ulaşamadıkları için açtıkları kayyum atanmasına ilişkin davadaki kayyum adayı İstanbul Defterdarlığını da hasım göstererek kira sözleşmesi şerhinin terkini ile birlikte elatmanın önlenmesi ve tazminat talep etmektedirler. Davacılar ve kendisine kayyum atanması istenen ... adına talepte bulunmaktadırlar. ...'a kayyum atanmasına dair dava halen derdest olup ... kayyum olarak atanmamıştır. Diğer bir anlatımla ...'u temsile yetkili değildir....
genel vekaletname ile satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıkları taşınmazı adlarına intikal ettirmesi ve bu taşınmazı dilediği kişiye satması için vekil tayin etmişlerdir. se almış olduğu bu yetkiyi 26.08.1994 tarihli vekaletname ile devretmiştir. mirasçılarına vekaleten Hamdi Kilim, 17.04.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 26.04.1972 tarihli, 87 sayılı tapu kaydındaki hisselerinin tamamını 20.000.000 TL bedelle davacı ...'e satmayı vaadetmiştir. Dolayısıyla davacılar yararına satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil koşulları gerçekleştiğinden, imar uygulaması nedeniyle imar parsellerinin ipotekle yükümlü olarak yüzölçümlerinin artırılması imkanından satış vaadi sözleşmesinin alacaklısının da yararlanması gerekir. Bu nedenle satış vaadi sözleşmesinin alacaklısının ipotek bedelini ödemek suretiyle, satış vaadine konu paya imar nedeniyle ilave edilen miktarın mülkiyetini edinmesi de mümkündür....
Asliye hukuk mahkemesinin 2004/190 - 2007/99 sayılı dosyasında dava dışı ... ve arkadaşlarının açtığı tapu iptali tescil davası sırasında tapu kaydına ihtiyati tedbir şerhi işlenmiştir. Bu tedbir kararı tapu iptali tescil davasının davacıları lehine şerh edilmiştir. Bu durumda davanın yararına ihtiyati tedbir kararı bulunan kişilere karşı yöneltilmesi gerekirken husumetin tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmesi doğru değildir. Mahkemece davanın pasif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; davacının istemi tapu kaydındaki ihtiyati tedbir şerhinin terkini olmasına rağmen mahkemece beyanlar sütunundaki kaydın terkinine karar verilmiş olması ayrıca doğru görülmemiştir. ./.. 2009/11300 - 12794 - 2 - SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 12.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....