Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda da; Orman Yönetimi dava konusu parselin eylemli orman olduğu iddiası ile iptal ve tescil isteğiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmış ve davanın devamı sırasında orman kadastrosu yapılarak ilana çıkartılmış olduğundan, asliye hukuk mahkemesindeki tapu iptal ve tescil davası aynı zamanda orman kadastrosunu itiraz davasına da dönüşmüştür. 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosuna itiraz davasına bakma görevi kadastro mahkemesine, bu davanın sonucuna göre tapu kaydının iptaline ya da iptal edilmemesine karar verme görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. Asliye hukuk hahkemesi tapu iptal ve tescil davasını elinde tutarak, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı vermesi ve kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılarak orman kadastrosuna itiraz davasının kesin sonucunu beklemesi, ondan sonra tapu iptal ve tescil davasını esastan karara bağlaması gerekirken her iki dava yönünden görevsizlik kararı vermiştir....

    İdaresi dava konusu taşınmazın uygulama kadastrosuna itiraz etmiş ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ve orman vasfı ile Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun'a göre orman kadastrosu yapılmış olması nedeniyle dava aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz niteliğine de dönüşmüş olduğundan Kadastro Mahkemesince Orman İdaresinin tapu iptali ve tescil istemine yönelik talebi bakımından dosya tefrik edilerek Asliye Mahkemesine görevsizlik kararı verildikten sonra davacı ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz, tapu iptali - tescil davalarının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20....

        Çekişmeli 502 parsel sayılı 635 m2 yüzölçümlü ve arsa cinsli taşınmaz, 1966 yılında yapılan tapulama sırasında Köytüzelkişiliği adına tespit ve tescil edilmiş, 10.04.1980 tarihinde davalıya satılmıştır. Taşınmazın bulunduğu yerde, davanın açıldığı 05.02.2003 tarihinden sonra 18.08.2003 tarihinde 164 nolu komisyon tarafından orman kadastro çalışmaları başlamış, çekişmeli taşınmaza 2001 orman sınır noktası civarında I nolu 2/B parseli olarak işlem gördüğü, bu durumda, dava aynı zamanda orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraza dönüşür ve tapu iptal ile tescil davası yönünden tahdide itiraz davası ön mesele teşkil eder. 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesine göre orman kadastrosuna itiraz davalarına bakmak Kadastro Mahkemesinin görevindedir....

          Mahkemece yenileme kadastrosu sırasında yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı bir işlem yapılmadığı, sınırlarda değişiklik olmadığı, ormana tecavüz edilmediği, yüzölçümündeki farklılığının ilk arazi kadastrosundaki tersimat hataları ile kullanılan ölçü ve teknolojinin yetersizliğinden kaynaklandığı, mülkiyete ilişkin hakların yenilime kadastrosunda ve kadastro mahkemesinde inceleme konusu yapılamayacağı gerekçesiyle yenileme tesbitine itiraz davasının reddine, tapu iptali ve tescil istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından tapu iptali ve tescil istemi yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek temyiz edilmiştir. Dava, 2859 Sayılı Yasaya göre yapılan paftaların yenilemesi kadastrosuna itiraz, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Yörede 31.05.1954 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu vardır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptali tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, yörede 1998 tarihinde yapılan ve 16.03.1999 – 16.09.1999 tarihleri arasında ilan edilerek 17.09.1999 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu sırasında, ......

              Görev hususu, kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re'sen de gözönüne alınması gerektiğinden, mahkemece Hazinenin tapu iptal ve mera özel siciline tescil istemine ilişkin davanın, dosyadaki tüm belgelerin fotokopileri alınıp geçici dosya oluşturularak, elde tutulması, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden tefrik kararı verildikten sonra mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının görevli kadastro mahkemesine gönderilmesine, orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz davasının HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.’’ hususlarına değinilmiştir....

                O halde mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için, yörede, 1962 ve 2012 yıllarında yapılan her iki orman kadastro çalışmasına ait tutanak ve haritalar uygulanmak suretiyle mahallinde keşif yapılmalı, dosya fen ve orman bilirkişilere verilerek; 1962 ve 2012 yıllarına ait orman kadastro haritalarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parseller ve değişik açı ve uzaklıkta en az 10-12 OS noktası görülecek şekilde kadastro paftası üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun her iki haritada gösterildiği, müşterek imzalı rapor alınmalı, taşınmaz ilk tahditte dışarıda olup, ikinci çalışmada orman sınırı içine alınmış ise 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince orman kadastrosuna itiraza dönüşeceğinden ve bu davaya bakma görevi kadastro mahkemesinin olduğundan tapu iptali ve tescil davası elde tutularak, orman kadastrosuna itiraz yönünden görevsizlik kararı...

                  Mahkemece yapılan yargılama sonunda 2859 Sayılı Yasa gereğince yapılan çalışmaların sadece teknik çalışmaları kapsadığı, mülkiyete yönelik hakların inceleme konusu yapılamayacağı, taşınmazların önceki sınırlarında değişiklik yapılmadığı, parsellerdeki yüzölçüm farklılığın hesaplama yönteminden kaynaklandığı, ... tayininin tapu iptali ve tescil davasına konu olacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İncelenen dosya kapsamına ve uzman bilirkişi raporlarına göre çekişmeli taşınmazların yörede 1972 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde kaldığı, yapılan teknik çalışmalarda bir hata bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak; açılan bu dava tapu kaydının iptali ile tescil istemini de içermektedir. Bu nedenle; mahkemece "2859 Sayılı Yasa gereğince açılan tesbite itiraz davasının reddine, tapu iptali ve tescil davası yönünden mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili ......

                    Orman Yönetiminin bu taşınmazların yörede 2002 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiası ile açmış olduğu tapu iptali ve tescil davası ile ... tarafından 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince 10 yıllık süre içinde tapuya dayalı olarak açmış olduğu orman kadastrosuna itiraz davaları birleştirilmiştir. ... mirasçıları 313 parselde paylarının olduğu iddiasıyla davaya katılmışlardır. Mahkemece, ... tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne; Orman Yönetiminin, tapu iptali ve tescil davasının ise, 5841 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmiş; hüküm, Orman Yönetimi ve Yakup Zeki Tunç mirasçıları tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/01/2011 tarih ve 2010/16241- 2011/795 sayılı kararıyla bozulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu