Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı, kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, 26.04.2011 tarihli ıslah dilekeçesi ile ikinci kademede tazminat isteminde bulunmuştur. Bu durumda mahkemece, davacının HMK’nun 176 ve devamı maddelerine uygun ve geçerli ıslah istemi incelenip, taşınmazın dava tarihindeki değeri belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    ye ait ... ili, ... mahallesi 59 cilt, 105, 106 ve 107 sıra no'da kayıtlı ve Temmuz 1942 yılında sicile tescilli taşınmazın hangi işlemle kime hangi tarihte ve ne suretle temlik edildiğinin belli olmadığını, bu işlemlerin niteliği ve zamanı tapu kayıtlarından anlaşılmadığını, tapu kayıtlarının en son 1952 yılına kadar yasal malik ... ve ...'nin üzerine kayıtlı gözüktüğünü, fakat 1952 yılından sonra tapu kayıtlarının kaybolduğunu ve kime hangi amaçla ve işlemle, ne zaman ve ne kadar bedelle temlik edildiğinin belli olmadığını belirterek 1942 tescil tarihli 105, 106 ve 107 sıra numarada kayıtlı taşınmazların tapuda 3. kişiler adına kayıtlı ise tapu kaydının iptali ile müvekkilinin murislerinin tüm mirasçıları adına hisseleri oranında tesciline karar verilmesini, tapu iptali ve tescil taleplerinin reddedilmesi durumunda ise; dava konusu taşınmazların dava tarihi itibari ile değerlerinin tespit edilerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8000,00....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2020 Günlü Ara Karar NUMARASI : 2020/614 ESAS DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi ara kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T3 vekil edeninin babası, diğer davalı T4 de kız kardeşi olduğunu, davalı babanın iki çocuğu ve bir eşi olduğu halde, maliki olduğu bir parça taşınmazı muvazaalı bir şekilde satış gibi göstererek, davalı kızı Zeynep'e bağışladığını, bu tasarruf nedeniyle vekil edeninin miras hakkının bertaraf edilmesinin amaçlandığını ileri sürerek, TMK'nın 565 ve devamı madde hükümleri uyarınca; davalı T4 yapılan taşınmaz devir ve tescilinin iptaline, bu olmadığı takdirde de müvekkilli lehine tenkis yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Köyü ... mevkiinde 110 ada 163-164 parsel sayılı taşınmazların bitişiğinde ve devamı niteliğindeki taşınmazının orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ve orman olmadığını ileri sürerek, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir. Yörede 22/03/1995 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu vardır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 19.01.2009 tarihinde satış suretiyle davalı ...’a temlik edildiğini, bilahare, 03.11.2011 tarihinde de satış yoluyla 1/3’er paylarla davalılar ..., ... ile ...’e devredildiğini, davalılar adına tescil işlemlerinin dava dışı tapu memuru ...’ın sahte işlemleriyle gerçekleştirildiğini, nitekim, davalı ...’a yapılan devirde, çekişmeli taşınmazla ve satış işlemiyle hiç bir ilgisi bulunmayan haciz şerhine ait tarih ve yevmiyenin kullanıldığını, anılan temlike ilişkin resmi senet ile öteki dayanak belgelerin mevcut olmadığını, yine, aynı yöntemle son kayıt maliki diğer davalılar adına dava konusu taşınmazın paylı şekilde tescilinin sağlandığını, böylece, davalıların usulsüz biçimde ve yolsuz tescil sureti ile taşınmazın maliki konumuna geldiklerini ileri sürerek, tapu iptali-tescile ve manevi...

          Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.02.2010 ve 06.04.2010 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl davada satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat; birleştirilen davada satış vaadi sözleşmesine dayalı tazminat talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 14.03.2018 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.01.2021 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat; birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tazminat istemlerine ilişkindir....

            İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ : Davalı Hazine vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; İki farklı dava açıldığını, Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmalarına itirazla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verildiğini, red kararının hukuka uygun olduğunu, tazminat hükmüne dayanak alınan Tapu İptali ve Tescil kararı henüz kesinleşmediğini, dolayısıyla ortada bir zarar bulunmadığını, henüz Milli Emlak Müdürlüğüne başvurmadığını, zararının tazminini istemediğini, başvuru yapmış olduğu takdirde zararı karşılanacağını, bu durum karşısında henüz bir zarar bulunmadığından Devletin sorumluluğunu düzenleyen TMK. 1007'nci maddesine dayanan tazminat davasının açılması ve görülmesi mümkün olmadığını, Mahkemece tazminat davasının kabulüne dair verilen karar bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, yine Tapu İptali ve tescil davasının reddine karar verildiği halde vekille temsil edilen Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, TMK 1007'nci maddesi...

            Uyuşmazlık konusu hukuki ilişki birden fazla dairenin görev alanına giren karma sözleşmeye yahut birden ziyade sözleşme türüne ayrı ayrı dayanıyorsa, istinaf incelemesi, bunlardan Türk Borçlar Kanunu’ndaki özel sözleşme türüne ilişkin davalara ait hüküm ve kararları incelemekle görevli daire tarafından yapılır," ve 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 7. maddesinde; "4721 sayılı TMK'nın 676, 677 ve 678 maddelerinden kaynaklanan miras taksim sözleşmesi ve miras payının devri sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil davaları ile aynı yasanın 527 ve 528. maddelerinde yer alan miras sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenlemeler yer almıştır. Bu düzenlemeler karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne aittir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; TMK.' 1007.maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,25.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı-karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşulları oluşmuştur. (TMK m.174/1-2) O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4, TBK m.50 ve 52) dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdirî gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak bu isteklerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

                UYAP Entegrasyonu