Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez. Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacıların davasının tümden reddi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: 1- Yukarıda 1....

    Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yer olarak saptanan ve fen bilirkişi raporunda ( B) harfiyle belirlenen bölümü yönünden orman bütünlüğüne yönelik yapılan incelemede, çekişmeli taşınmaza bitişik ve komşu olan 182 ada 23-26 ve 56 parsellerin hükmen orman olduğu ve bir kısmının Yargıtay denetiminden geçerek bir kısmınında temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve bu durumda çekişmeli taşınmaz dört tarafı hükmen kesinleşen orman parselleri ile çevrili olup 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklığı konumunda kaldığı, davacının herhangi bir kayda dayanmadığı, orman içi açıklıklarının kesin hüküm ve tapu kaydı istisnası dışında süresi ne olursa olsun hiçbir şekilde zilyetlikle kazanılamıyacağı, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no'lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve el atmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., ... Köyü 101 ada 88 parsel sayılı 13.317 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, orman sayılan yer olduğundan davalı adına olan tapu kaydının iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır....

        Köyü 110, 111 ve 122 sayılı parsellerin orman sayılmayan yerlerden olduğu halde, 1984 yılında yapılıp, 11.12.1985 tarihinde ilan edilen orman kadastrosunda orman sınırları içine alındığı iddiasıyla, orman kadastro işleminin iptali istemiyle 08.12.1986; bu parsellerin 2/B madde uygulamasına konu edildiği bu işleminde yasal olmadığı iddiasıyla 22.04.1992 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasının iptali istemiyle 12.10.1992; ... ...’ın ise, tapu kaydına tutunarak, 112, 122 ve 123 sayılı parsellerin orman sayılmayan yerlerden olduğu halde, 1984 yılında yapılıp, 11.12.1985 tarihinde ilan edilen orman kadastrosunda orman sınırları içine alındığı, orman kadastro işleminin iptali istemiyle 28.03.1986 tarihinde, Orman Yönetimine ve Hazine’ye karşı açtıkları davalar birleştirildiği, kısacası tapuda gerçek kişiler ve Hazine adına kayıtlı olan 112, 122 ve 123 sayılı parsellerin orman olarak sınırlandırılması ve 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılması istemiyle...

          Yukarıda açıklanan sebeplerle, her ne kadar davacılar tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin karar verilmişse de, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmış olup davacıların istinaf taleplerinin tüm su sebeplerle haklı ve yerinde olduğu anlaşılmış olup, HMK'nun 353/1- a-6 maddesi uyarınca kararının kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Çekişmeli ... Köyü 105 ada 25 parsel sayılı 750161.78 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 2003 yılında yapılan gerel arazi kadastrosu sırasında ... Devlet Ormanı niteliği ile Hazine adına tesbit görmüş olup, halen tapuda aynı şekilde kayıtlıdır. Davacı gerçek kişi, çekişmeli taşınmazın zilyetliğe dayanarak tapusunun iptali ile adına tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyetliğe dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir....

            Önergede, bu değişikliğin bir zorunluluk sonucu getirildiği bildirilmiştir. 3402 Sayılı Kadastro Yasasının yürürlüğünden önce uygulanmış ve uygulanmakta olan 2613, 5602 ve 766 Sayılı Yasaların hükümleri gereğince, arazi kadastro ekipleri orman niteliğindeki yerler hakkında hiçbir işlem yapmadan, yani tespit tutanağı düzenlemeden ve kadastro paftasında, o yere parsel numarası vermeden çalışma alanı dışında, tespit ve tescil harici bırakmaktaydı. O yerde arazi kadastrosunun yapılıp kesinleşmesinden yıllar sonra o bölgede orman kadastrosu yapıldığından tespit ve tescil harici bırakılan ormanların mülkiyeti belli olmadığından ormanlar üzerindeki tahribat ve işgal devam ediyor, ya da arazi kadastro ekiplerinin yıllar önce özel mülk sayıp tapusunu kesinleştirdiği yerler orman sınırı içine alındığından, bu durum birçok hukuk ve ceza davalarına konu oluyordu....

              Önergede, bu değişikliğin bir zorunluluk sonucu getirildiği bildirilmiştir. 3402 Sayılı Kadastro Yasasının yürürlüğünden önce uygulanmış ve uygulanmakta olan 2613, 5602 ve 766 Sayılı Yasaların hükümleri gereğince, arazi kadastro ekipleri orman niteliğindeki yerler hakkında hiçbir işlem yapmadan, yani tespit tutanağı düzenlemeden ve kadastro paftasında, o yere parsel numarası vermeden çalışma alanı dışında, tespit ve tescil harici bırakmaktaydı. O yerde arazi kadastrosunun yapılıp kesinleşmesinden yıllar sonra o bölgede orman kadastrosu yapıldığından tespit ve tescil harici bırakılan ormanların mülkiyeti belli olmadığından ormanlar üzerindeki tahribat ve işgal devam ediyor, ya da arazi kadastro ekiplerinin yıllar önce özel mülk sayıp tapusunu kesinleştirdiği yerler orman sınırı içine alındığından, bu durum birçok hukuk ve ceza davalarına konu oluyordu....

                Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca; ... içi açıklık ve boşluklar ile ... ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği ... sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan ... Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez. Mahkemece değinilen yönler gözetilerek 104 ada 149 parsel sayılı taşınmaza yönelik davacı ......

                  maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır....

                    UYAP Entegrasyonu