Dava kooperatif üyesi tarafından açılan tapu iptali tescil mümkün değilse bedeline ilişkindir. Kooperatif, üyesine kullanmaya müsait bir bağımsız bölüm tahsis etmek zorundadır. Bunun için üyenin tüm akçalı edimlerini yerine getirmesi gerekir. HMK'nın 111. maddesinde terditli dava açıklanmıştır. Madde metninde davacının aynı davada davalıdan birden fazla talepte bulunabileceği belirlenmiştir. Somut olayda davacı vekili kooperatiften bir bağımsız bölüm tapusu, mümkün olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir. Tapu iptali talep edildiğinde tapu malikine husumet yöneltilmesi zorunlu ise de davacının terditli taleplerinden ikincisi bedele ilişkindir. Bu nedenle mahkemece davacının tapu iptalinde ısrar ettiği takdirde şimdiki gibi husumet yokluğundan reddine karar verilmelidir....
Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, dava tarihi itibariyle kayıt maliki olmayan davalı ...’a yöneltilen tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, bütün davalılara yöneltilen terditli bedel isteği yönünden ise inançlı işlem iddiasının usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın yasal olmadığını, takibin konusu ilam incelendiğinde davanın terditli olarak açıldığı, öncelikle tapu iptali ile tescilin istendiği, kabul edilmemesi halinde bedel talebinde bulunulduğu, mahkemece tapu iptali ve tescile ilişkin talebin reddedilerek bedel ödenmesine hükmedildiğini, diğer bir ifade ile ilamda alacağın tahsili hükmü bulunduğunu, takip dayanağı ilamın tapu sicilinde değişiklik yaratır nitelikte olmadığını, bu nedenle icrası için kesinleşmesi gerekmediğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava takip dayanağı ilamın icrası için kesinleşmesi gerektiği ve kesinleşmediği iddiası ile takibin iptali istemine ilişkindir. İzmir 17. İcra müdürlüğünün 2021/1742 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı aleyhine İzmir 5....
Mahkemece, feragat sebebi ile tapu iptal ve tescil davasının reddine, somut olayda tapu iptali ve tescil talebinin şartları oluştuğundan bu durumda terditli olarak açılan tazminata hükmedilmesinin usul açısından mümkün olmadığı gerekçesi ile şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1980 doğumlu olan mirasbırakan S.. A..'ın 19.06.2006 tarihinde bekar olarak öldüğü, murisin kardeşi olan davalı Y.'un kendisi ve diğer davalı kardeşlerinin mirasçı olarak gösterildiği Tuzla Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 12.07.2006 tarihli, 2006/364 Esas, 2006/307 Karar sayılı veraset ilamını kullanarak murisin davaya konu 8700 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 403/2400 payının 02.08.2006 tarihinde Yunus tarafından davalı S.. A..'...
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil terditli bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, terditli bedel ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil, terditli bedel davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... . Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.04.2012 gün ve 203/158 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, taraflar arasında 26.12.1998 tarihinde ... Köyü 493 parsel G 38 no 22 kat 2 de bulunan dairenin satışı konusunda sözleşme yaptıklarını, davacının sözleşme bedelini ödemesine rağmen davalının nizalı taşınmazı tapuda devretmediğini açıklayarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, terditli olarak taşınmazın rayiç değerinin, oda mümkün değilse davacının ödediği 3200 TL’nin günümüz koşullarına uyarlanarak ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Şöyle ki, davacı dava dilekçesinde ‘taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline mümkün olmaması halinde mahkemenin tespit edeceği bedel üzerinden faizi ile birlikte ödenmesini’ talep etmiş, alacak miktarını göstermemiş; sadece harca esas değeri göstermiştir. Mahkemece, davacıya talep miktarını açıklaması için süre ve imkan verilmemiş, davacı tarafından da alacak miktarını gösteren bir açıklama/ıslah dilekçesi sunulmamıştır. Dava, tapu iptali tescil olmadığı takdirde alacak talebi ile terditli (kademeli) şekilde açıldığına göre öncelikli tapu iptali ve tescil isteği yönünden reddine karar verilmesi halinde terditli (kademeli) alacak talebinin incelenmesi ve bu hususta bir karar verilmesi gerekecektir. Dava dilekçesinde alacak miktarının ne olduğu hususunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, dava açılırken gösterilen değerlerin ise alacak talebine ilişkin olmayıp tapu iptali ve tescil talebi yönünden harca esas değer olduğu anlaşılmaktadır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince; kadastro tespitin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun anlaşıldığı, bedel isteminin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve terditli isteğin de zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Temyiz Nedenleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. 3.2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ... sonucu ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 103 ada 155, 156 parsel sayılı ve sırasıyla 4.257,71 ve 11.817,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/213 Esas, 2008/29 Karar sayılı dosyası ile çekişmeli taşınmazların 1/15 payının... adına tesciline karar verilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak ...’a ait paya yönelik tapu iptali ve tescil istemiyle, mümkün olmadığı takdirde satış bedelinin davalılardan alınarak tarafına verilmesi istemiyle dava açmıştır....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tapu iptali ve tescil talebine yönelik sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; davacı ... dava dilekçesinde, terditli olarak tapu iptali ve tescil, bu istemin kabul edilmemesi halinde ise taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların bedelinin kendisine ödenmesi talebiyle dava açmış olup; mahkemece davacının tapu iptali ve tescil talebi yönünden karar verilmesine rağmen bedele yönelik talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek davacının bedel talebi yönünden hüküm kurulmaması isabetsiz olup, açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....