Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/413 KARAR NO : 2022/626 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/10/2015 KARAR TARİHİ : 17/06/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının .........

    nın 125.maddesindeki "yeni malike karşı tapu iptali tescil davası olarak mı, yoksa eski malike karşı tazminat davası olarak mı davaya devam etmek istediği" yönündeki seçimlik hakkının sorulması ve davacının tercihine göre değerlendirme yapılması, 3- Adi yazılı olarak düzenlenen 31/03/2014 tarihli sözleşmede belirtilen "6286 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki arsa sahibi hissesinin yükleniciye resmi devrinin yapılıp yapılmadığının belirlenmesi" bakımından, anılan taşınmaza ilişkin güncel tapu kaydı ile tedavül ve satış belgelerinin ilgili birimden istenmesi, söz konusu resmi devrin yapılmış olması halinde; adi yazılı sözleşmenin TMK.'nın 2.maddesi de dikkate alınmak suretiyle geçerlilik ya da geçersizlik hususunun irdelenip değerlendirilmesi, 4- Eldeki asıl ve birleşen davalardaki iddia ve istekler ile ilgili olarak sonucu etkili olabilecek İzmir 19....

    Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcunu isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

      Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan talep yerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, ilgili Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmakta olduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmemekte olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Garanti Koza A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı kalmak kaydıyla, beyanları yönünde karar verilmesini ve ayrıca huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

      nin 3.10.1966 tarihli adi yazılı, davalı M… …..'nın de 11.2.1966 tarihli adi yazılı satış senedi ile biçimine uygun düzenlenen 17.8.1988 tarihinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerine dayanmıştır. Mahkemece dayanılan sözleşmeler geçerli ve yeterli kabul edilerek istem hüküm altına alınmış kararı davalılar temyiz etmiştir. Taraflar tespit maliki Hüseyin'in mirasçılarıdır. Dayanılan satış senetlerinin içeriği taraflarca inkâr edilmemiştir. Gerçekten Türk Medeni Kanunun 677. maddesi uyarınca terekenin tamamının veya bir kısmının üzerinde mirasçılar arasında miras payının devri konusunda sözleşme yapılabilir. Yapılacak bu sözleşmenin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Gerek 3.11.1976 tarihli ve gerekse 11.2.1966 tarihli sözleşmeler yazılı şekilde yapıldığından ve bu sözleşmelerle davalılar terekedeki bir kısım haklarını davacıya devrettiklerinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur....

        Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/665 ESAS-DERDEST DAVA KONUSU : Konut Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tüm Takyidatlardan Arındırılmış Şekilde Tescil, Olmadığı Taktirde Taşınmazın Rayiç Bedelinin Tahsili KARAR : : 2- T7 - [25999- 12809- 67209] UETS VEKİLİ : Av....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.09.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

            Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklısı ile ipotek borçlusu ve alacaklılarının işbu dava dosyasında davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14/01/2013, birleştirilen davada 18/02/2013 günlerinde verilen dilekçelerle taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., bir kısım davalılar vekili ve davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin miktar itibariyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava ve birleştirilen 2013/88 Esas sayılı dava dosyası; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların murisi ...'...

              UYAP Entegrasyonu