Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 142 ada 54 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından, davalı ... aleyhine dava konusu 142 ada 54 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak tapu iptal ve tescil davası açılmış olup, çekişmeli taşınmazın yargılama sırasında davalı ... ’ya satılması nedeni ile HMK’nın 125. maddesi gereğince davacı seçimlik hakkını yeni malik Rabia aleyhine tapu iptal ve tescil davası olarak belirlemiştir. Bu durum karşısında, çekişmeli taşınmazın önceki maliki olan davalı ... ’nın davada taraf sıfatı bulunmadığına ve dolayısıyla mahkemece verilen hükümle davalı ... aleyhine hukuksal bir durum yaratılmadığına göre, davalı ......

    Davalı Tapu müdürlüğü, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacılardan ...'nin, asıl davanın davalılarına karşı aynı iddia ve taleplerle açtığı dava, birleştirilerek ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/75 E sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiş; mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne, Tapu müdürlüğü yönünden açılan davanın reddine dair verilen karar Dairece, "davalı asillere usulüne uygun tebligat yapılması ve davalı ...'ın iyiniyetli olup olmadığı yönünde araştırma yapılması" gerekçeleriyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu iptal tescil isteği yönünden talebin reddine, Tapu Müdürlüğü yönünden davanın reddine, diğer davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesine dair verilen karar Dairece, " davalı ...'...

      (Muhalif) KARŞI OY .... tarafından açılan, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uygulamasına dayalı Tapu iptal/terkin davası mahkemece kısmen kabul edilerek tapulu taşınmazın kıyı kapsamında kaldığı anlaşılan bir bölümü için mevcut tapu kaydının iptaliyle, bu bölümün kıyı olarak tapu sicilinden terkinine karar verilmiş; hükmü, taşınmazı ... satışıyla aldığı gerekçesiyle davalı taraf temyiz etmiştir. Davaya konu taşınmazın 2004 yılında ... tarafından ... adlı kişiye, ondan da 2005 yılında davalıya satış suretiyle temlik edildiği, getirtilen tapu kaydından anlaşılmaktadır. Davalı tapu kaydına güvenerek, üstelik bizzat davacı ... tarafından yapılan satışın soncunda oluşan tapu kaydını görerek taşınmazı satın almıştır. ...nin satış tarihinde 3621 sayılı Kıyı Kanunu yürürlüktedir....

        Mahkemece; tapu kaydının bedelsiz iptal edilemeyeceği, tapusu iptal edilen taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 109.922,00.-TL tazminatın 20.000.-TL'sının dava tarihinden, 89.922,00.-TL'sının ıslah tarihi olan 25.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, 2859 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, kadastro tutanaklarının kesinleşmesi nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı ve davada herhangi bir tapu kaydına dayanılmadığı anlaşılmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 23.1.1998 günlü kararı ile kadastrodan önceki nedenlere ve tapu kaydına dayanarak genel kadastro ile oluşan tapu kaydının Asliye Hukuk Mahkemelerinden verilen iptal ve tescili ile ilgili kararların temyiz incelemesi görevinin Dairemize verildiği, ancak 2859 sayılı Yasa ile ilgili tutanakların kesinleşmesi halinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptal ve tescil davalarında temyiz inceleme görevinin Dairemize ait bulunduğu yönünde herhangi bir yasa maddesi ve kararın bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesine ait bulunduğu ancak 1....

            Hem tapu iptal tescil davasının kesinleşme tarihinden, hem de davacının iddia ettiği 01.07.2004 tarihinden itibaren dava tarihine kadar ecrimisil talebi kabul edilemez. Kaldı ki, yolsuz tescil nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davası 11.10.2006 tarihinde onanmış, 05.02.2007 tarihinde karar düzeltme talebi reddedilerek kesinleşmiştir. Mahkemece tapu iptal tescil davasının kesinleşme tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; özel mülkiyete konu olamayacak nitelikteki taşınmaz için tapu kütüğünün kişiler adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığından gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması doğrudur. Ancak dava, tapu maliki ... ile...bey... mirasçıları ve... mirasçısı eşi ... tarafından açılmıştır....

                Mahkemece; tapu kayıtlarının bedelsiz iptal edilemeyeceği, tapusu iptal edilen taşınmazların dava tarihindeki değerine hükmedileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 54.307,00.-TL tazminat bedelinden 5.000,00.-TL'sinin dava tarihinden, 49.307,00.-TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir....

                  Öte yandan, davalının sözkonusu taşınmazdaki bu yerlerin, ahır, samanlık, bağ evi olarak amaç dışı kullanıldığı bu nedenle 2981 sayılı yasanın 13.maddesine göre hak sahibi olamayacağı; davalı adına düzenlenen tapu tahsis belgesinin aynı nedenle hazine tarafından iptal edilmesi işlemine karşı davalının, sözkonusu taşınmazların tekrar hazineye devri için yapılan başvurusunun reddedildiği, tapu tahsis belgesinin iptal edilmesine ilişkin işlemlerin dava açılmaksızın kesinleştiği dosyaya ibraz edilen belgelerden anlaşılmaktadır. Davalıya tahsise ilişkin tahsis belgesinin iptal edilmesi ile hukuki işlemin dayanağı kalmamıştır. 2981 Sayılı Yasada tahsisin şartları belirtilmiş, 10/b maddesinde “hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapuları re’sen iptal edilir.” hükmü ile tahsis kararının iptal edileceği hükme bağlanmıştır. İşte, olayımızda da sözü edilen yasal prosüdür işletilmiş ancak taşınmazın davalı tarafından 3.kişiye satıldığı anlaşılmıştır....

                    Mahkemece; “davacı hazinenin 2981 Sayılı Yasa kapsamında inceleme yaparak davalıya tapu tahsis belgesi verdiği, akabinde tapu tahsis belgesini iptal ettiği, ancak iptal edilme sürecinden evvel, 48 adet imar parselinin 2981 sayılı kanununun 10/c maddesi gereğince, dava dışı Didim Belediyesine devir edildiği, davalının çekişmeli taşınmazı bedelini ödemek suretiyle dava dışı belediyeden iyiniyetle satınaldığı, davacının dava açmakta da hukuku yararının bulunmadığı gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir. Davada, davacı hazine tapu tahsis şartlarını taşımayan tahsisi iptal etmiş, ancak taşınmazın el değiştirmiş olması nedeniyle davalıdan tazminat talep etmektedir. Davaya konu 48 adet imar parselinin 2981 sayılı yasanın 10/c maddesi gereğince hak sahiplerine dağıtılmak üzere Hazine tarafından bedelsiz olarak belediyeye devredildiği taşınmazın ilk maliki Hazine’nin bu davayı açabileceğinde kuşku yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu