Hukuk Dairesi Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden daire satın alan kişi tarafından arsa sahibi ve yükleniciye karşı açılan tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince tapu iptal tescil talebinin reddine, tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, istinaf mahkemesince de davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ve bu hüküm davacı tarafından öncelikle tapu iptal ve tescil talebi yönünden temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama neticesinde tapu iptal ve tescil davasının reddine, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne karar verilmiş olup, karar tapu iptal ve tescil davasının davacıları tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 8.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir....
tapusu iptal edilen taşınmazın zemin değeri, var ise üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri esas alınarak tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır....
Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil, birleşen dava elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, yargılama sonunda tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, birleşen dosyada elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş, verilen karar tapu iptali ve tescil davasının davacısı ve davalısı tarafından temyiz edilmiştir....
Dosyada yapılan incelemede; davacının talebinin tapu iptal olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkin olup, davacı tarafça davalılar murisinden satın aldıkları taşınmazın, murisinden satın aldıkları taşınmazın, murislerinin vefatı sonrası açılan tapu iptal ve tescil davası ile tapu kaydının iptal edilerek davalı adına tescil edildiği, davacının iptal edilen satışa ilişkin murise ödediği 70.000,00- TL ile sonradan davalının iş bu davaya konu taşınmazı satın aldığını beyan ederek, ilk tescil işlemindeki muvazaalı iptali ile ödenen para karşılığı alındığını beyanla taşınmazın tapusunun iptalini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince Tapu iptal Tescil talebinin reddi ile bedel isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafça hükmedilen bedel yönünden, davacı tarafça TAPU İPTAL TESCİL ve REDDEDİLEN BEDEL yönünden istinaf edilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, şahsi hakka dayalı Tapu İptal Tescil istemine ilişkindir....
Davalı Tapu Sicil Müdürlüğü ise kendilerinin kusuru bulunmağını savunarak davanın reddini istemiştir. 2006/12881 2007/2851 Mahkemece; davalı tapu sicil Müdürlüğü yönünden kusursuz bulunduğundan davanın reddine, davalı belediye yönünden ise satışın geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının bu davalıya ödediği paranın tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihte ulaştığı değer olarak bilirkişiye tespit ettirilen 21.107.270.000 TL. nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı ile davalılardan ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Belediye Başkanlığının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya arasına getirtilen deliller, tapu kayıtları ve ... 2....
TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemiyle değerlendirme yapılarak gerçek değer belirlenmelidir. Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/704 E, 2017/273 K sayılı kararı ile davacının adına kayıtlı taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritasına göre orman sınırları içinde kaldığından bahisle tapu kaydının iptaline karar verilmesi karşısında davacının uğradığı maddi zararın tazmini gerekmektedir....
Görülüyor ki; yapılan son yasal düzenlemeler yıllardır süregelen “tapu iptal davası” uygulamasını bir anda değiştirmiştir. Artık yönetmeliğin bu yeni maddesine göre, tapu kadastro komisyonlarınca verilen tapulara iptal davası açılmayacak ve bu tapulara değer verilecektir. Yeni düzenlemenin temelinde vatandaşların AİHM’den ve Yargıtay’dan tazminat talep etmeleri ve mülkiyet hakkı ihlali yapıldığı gerekçesi ile özellikle AİHM’nin devleti tazminat ödemeye mahkum etmesinin yattığı söylenebilir. Bu düzenlemelerle artık tapu iptal davaları açılmayacak ve araziler hakkında tazminat talebi istenmeyecek duruma gelmiştir. Sonuç itibariyle bu gelişmelerden sonra orman sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapusu iptal edilen vatandaşlar, iç hukuk yollarında tazminat talep etmeye ve yapılan inceleme ve değerlendirmelerin sonrasında, uygun bulunması halinde de belli bir miktar tazminat almaya hak kazanmışlardır....