Dava, Medeni Kanunun 724.maddesi uyarınca temliken tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz ... adına kayıtlı iken 29.08.1991 tarihinde satış suretiyle oğlu davacı ...’ya temlik edilmiş, davacı da taşınmazda müstakilen malik iken 5 katlı bina inşa etmiştir. Davacının babası ... vefat edince mirasçılardan davalı ... davacı ...’ye karşı muris muvazaasına dayalı tapu iptali davası açarak dava konusu taşınmazın 1/3 miras payını 20.12.2004 tarihinde hükmen adına tescil ettirmiştir. Şimdi davacı 1/3 payı Medeni Kanunun 724.maddesi gereğince tescilini istemektedir. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/77 E - 2003/498 K sayılı 17.12.2003 tarihli muris muvazaasına dayalı tapu iptali tescil davasında davacı ...’nin taşınmazın tamamını üzerine aldığı satış işleminin muvazaalı olduğu kabul edilmiştir. Buradaki muvazaa iki taraflı olup, diğer paydaş davalıya karşı kötü niyetli hareket edildiğinin de kanıtıdır. Medeni Kanunun 724.maddesi iyi niyetli müktesibin haklarını korur....
(davalılar mirasçıları olup) adına kayıtlı bulunduğu, davacının paylı mülkiyete dayalı taşınmaz üzerinde iki katlı bina, ev, ahır ve samanlık yaptığını açıklamak suretiyle TMK’nun 724 ve devamı maddelerine dayanarak muhdesatların kapsadığı yer bakımından tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde muhdesatın değerinin arsanın değerinden fazla olduğunu belirterek bedeli karşılığında iptal ve tescil isteğinde bulunduğuna, dava dilekçesi kapsamının tamamen TMK’nun 724. maddesi üzerinden kurulu bulunduğuna göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olmakla dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 3367 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak köy yerleşim alanı içinde kalan 111 ada 8 parsel sayılı taşınmaza iyiniyetle yapılandığını, ayrıca 10.000.TL ödeme yaptığını, komisyonca belirlenen değer üzerinden adına tescil talebinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek, bakiye bedelin (25.000-TL) ödenmesi koşuluyla dava konusu taşınmazın adına tescilini, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 724.maddesi hükmü uyarınca bedel karşılığı adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., davacı adına tescil koşulları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Ancak, kanun koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK'nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir. TMK'nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin TMK'nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için öncelikli koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....
Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 02.06.2021 tarih ve 2018/3412 Esas - 2021/3683 Karar sayılı Yargıtay ilamı ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davacının kendisine ait olmayan taşınmaz üzerinde bina yaptığı, iyiniyetli olmadığı, buna göre sadece TMK 723. maddesi gereğince asgari levazım bedelini davalıdan talep edebileceği gerekçesi ile dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiş, dosyanın yeniden esasa kaydı yapılmış, taraflara Yargıtay ilamı ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtarlı davetiyeler usulüne uygun tebliğ edilmiş, davacı vekilinin usul ve yasaya uygun şekilde davadan feragat etmesi nedeniyle Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/11/2016 tarih ve 2014/1046 Esas - 2016/365 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK 724 maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak tazminat istemine ilişkindir....
TMK'nun 724. maddesi gereğince açılan tapu iptal ve tescili, olmadığı taktirde ise; ortaklığın giderilmesi istemlerine ilişkindir. Somut olayda ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asli talep olan 4721 s. TMK'nun 724. maddesi gereğince açılan tapu iptal ve tescil talebinin reddine, terditli talep olan ortaklığın satış yoluyla giderilmesi talebi yönünden; davanın 6100 s. HMK'nun 114/1- c. maddesinde yer alan mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğundan 6100 s. HMK'nun 115/2. maddesi gereğinceusulden reddine verilmiş ise de; Öte yandan, hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir yararının bulunmasıdır. Bu bilgiler ışığında somut olaya gelince; her ne kadar davaya konu yer, fiilen bağımsız bölümlerden oluşmakta ise de; tapuda bağımsız bölümlere kurulmuş bir "kat irtifakı" ya da "kat mülkiyeti" bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.12.2009 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil olmaz ise malzeme bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 03.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince temliken tescil, ikinci kademedeki istek ise muhdesat bedellerinin tahsili taleplerine ilişkindir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tapu iptali ve tescil istemini kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Belirtildiği üzere davadaki istemin dayanağı, Türk Medeni Kanununun 724. maddesidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Harici Satın almaya dayalı Tapu İptali ve Tescil, olmadığı takdirde temliken tescil istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekili, dava konusu taşınmazı 1970 yılında harici satış sözleşmesi ile T18 kahyası Şükrü Gedikten satın aldığı iddiasıyla, öncelikle tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu, bunun mümkün olmaması halinde TMK.nun 724.md. Uyarınca temliken tescil talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; harici satış sözleşmesi ile ilgili olarak tapu iptali-tescil talebinin reddine karar verildiği, terditli olarak açılan temliken tescil talebi ile ilgili olarak bir değerlendirme yapılmadığı, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür....
Kabule göre de; gerekçeli karar başlığında dava türü taşkın bina yapımına dayandırılmış ise de dava dilekçesinde TMK 724. Maddesi kapsamında temliken tescil iddiasından bahsedildiği anlaşılmaktadır. Hal böyleyken tapu iptal ve tescil davasının dayanağına ilişkin olarak 6100 sayılı HMK 31. Maddesi maddesince davacı vekilinden dava dilekçesini açıklaması istenerek, davanın taşkın yapı ya da temliken tescile dayalı tapu iptal ve tescilden hangisine dayanıldığının tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, talebin açıkça temliken tescile yönelik olduğunun anlaşılması halinde davacının husumet ehliyetinin olacağının kabulüyle TMK 724. Maddesi hükmünce tapu iptal ve tescil davasının yasal şartlarının oluşup oluşmadığının tartışılması gerekmekteyken eksik inceleme kapsamında yazılı gerekçe dahilinde husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi de isabetli bulunmamıştır....
Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Dairemizin yukarıda açıklanan ilkelerine ve toplanan delillere göre, murisinin daha önce paydaşı bulunduğu ve bilahare payının iptal edildiği dava konusu taşınmaz üzerine yapı inşa eden davacının iyiniyetli olduğundan söz edilemez. Bu nedenle Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil davasının koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....