Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ...ile ... ve ... ile dahili davalı ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair ... 1....

    Davalılar vekili, boşanma davası kesinleşmediğinden mal rejimine ilişkin dava açılamayacağını, edinilmiş mallara ilişkin olarak ayni hak talep edilemeyeceğini, muvazaanın ise yazılı delille ispatlanması gerektiğini, dava konusu taşınmazların borç için satıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, gerek 713 Sayılı TMK'nun 170.maddesi uyarınca mal rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı, gerekse 4721 Sayılı TMK hükümleri gereğince yasal mal rejimi olarak benimsenen edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan katılma alacağı şahsi hak niteliğinde alacak ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 15.05.2012 gün ve 462/443 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ..., evlilik sırasında vekil edeni adına iken davalıya devrettiğini, dava konusu taşınmazın evlenmeden önce vekil edeni tarafından edinilen mal olduğunu ve davalının devri fırsat bilerek vekil edeninden boşandığını açıklayarak davalının evlilik devam ederken edindiği dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        Mahkemece, davanın mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil niteliğinde olduğu, bu tür davalarda tapu iptali ve tescil talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 01.01.1995 tarihinde evlenmiş, 15.06.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması üzerine boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmaz, 181 ada 1 parsel üzerindeki 8 nolu bağımsız bölüm 21.09.2005 tarihinde satış yoluyla davalı koca ... adına tescil edilmiştir. Mahkemece, ayın talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır....

          Her ne kadar davacı vekili, 09.05.2017 tarihli yargılama oturumunda, davanın tapu iptali ve tescil, olmaz ise alacak davası olduğunu, katılma alacağı ve katkı payı olmadığını beyan etmişse de, bu beyan sonuca etkili ve bağlayıcı bir beyan değildir. Dava, 25.05.1999 tarihinde satış yoluyla davalı eş adına tescil edilen 5027 parseldeki 4 nolu bağımsız bölüme yönelik mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkin olup, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

            Aile Mahkemesi’nin 16.12.2020 tarih ve 2017/611 Esas 2020/688 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu itibariyle dosyaya sunulan kooperatif hisse devri sözleşmesi içeriğine göre inceleme yapıldığında dava konusu talebin mal rejiminden kaynaklanan alacak davasına ilişkin olmadığı tapu iptal ve tescil ve alacak davasına ilişkin olduğu kanaatine varılmakla, HMK uyarınca mahkemenin görevsizliğine karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.03.2021 tarih ve 2021/49 Esas 2021/147 Karar sayılı kararı ile davacının talebi katılma payı alacağına ilişkin olduğundan görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu belirtilerek mahkemenin görevsizliğine karar verildiği anlaşılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki tapu iptali ve tescil, mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... .... Aile Mahkemesi'nden verilen ........2014 gün ve 549/1086 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı-karşı davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunmuş, karşı davanın reddini savunmuştur. Davalı-karşı davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, açtığı karşı davada ise karşı dava dilekçesinde belirtilen para nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 8....

                Bu nedenle, hükmün 2.bendindeki yazılı tapu kaydının iptali ve davalı eski eş ... adına tesciline yönelik istek bakımından davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapılması ve tefrik edilecek davaya Asliye Hukuk Mahkemesi bakması gerekmektedir. Hukuk Genel Kurulu’nun 26.09.2012 tarih ve 2012/8-192 Esas, 2012/629 Karar sayılı kararı ile mal rejimi davalarında muvazaa nedeniyle açılan davaların sonucunun beklenmesine de gerek bulunmamaktadır. Muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasının olumlu sonuçlanması halinde, davacının mal rejimi nedeniyle alacağı kararla hak ettiği alacağının tahsilini kolayca sağlayabilecektir. Bunun dışında mal rejimi davasına bir etkisi olmayacaktır. Şayet muvazaa iddiasına dayanmayıp, sadece tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde mal rejiminden kaynaklanan alacak denilmiş olsaydı terditli istek kabul edilip birlikte görülmesi mümkün olabilirdi. 2-) Hükmün 3. bendinde davalı ... adına açılan davanın reddi doğrudur....

                  Borçlar Kanununun 244 ve devamı maddeleri gereğince bağıştan rücuyu öngören usulüne uygun olarak harcı yatırılarak açılmış bir dava ve istek olmadığına, bağış sebebiyle Semra'nın kişisel malı olduğu anlaşılan mesken üzerinde davacının katılma alacağı hakkı da bulunmadığına göre katılma alacağı isteğinin yazılı şekilde kabulü doğru olmamıştır. Bundan ayrı, eşlerden birinin diğerinden mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğinde bulunabilmesi için talepte bulunulan mal veya değerin evlilik içinde edinilmiş olması gerekir. Eldeki davada dava konusu mesken davalı ... tarafından 20.3.2003 tarihinde edinilmiş, eşler arasındaki mal rejimi ise boşanma davasının açıldığı 13.3.2003 tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK. m. 225/2). Mal rejimi sona erdikten sonra davacının davalıya devrettiği taşınmazla ilgili mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı isteme imkanı bulunmamaktadır. Bu yönden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu