ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/46 ESAS 2021/31 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Yasal Mal Rejiminden Kaynaklanan) KARAR : Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/02/2021 tarih 2021/46 Esas 2021/31 Karar nolu kararına karşı, davalı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların İzmir 10....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak .... ile .... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 11. Aile Mahkemesi'nden verilen 10.12.2013 gün ve 370/910 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı.... vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla evlilik birliği içinde satın alınarak davalı adına tescil edilen 877 ada 12 parsel sayılı taşınmaz ile 35 xx xxx plakalı araç nedeniyle 25.000 TL alacağın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı .. vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Dava, 4721 sayılı TMK.nun 219, 231, 235 ve 236 maddeleri gereğince yasal mal rejiminden kaynaklanan edinilmiş mallara katılma rejimi nedeni ile istenen katılma alacağı isteğine ilişkindir. Taraflar 28.3.1990 tarihinde evlenmişler, 26.5.2010 tarihinde açılan ve kabul ile sonuçlanması üzerine 2.7.2010 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlardır. Taraflar arasında evlenme tarihi olan 28.3.1990 tarihinden, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı, 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 26.5.2010 tarihine kadar başka bir mal rejimini de seçtiklerini (4722 s.K. m.10/1) ileri sürmediklerine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2 fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir....
Dava; ziynet eşyaları yönünden, ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedelinin iadesi, çekici ve dorseler yönünden, edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan TMK'nun 202, 218, 219, 229, 230, 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir....
Davacı-davalının maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklanan alacağı esasında bir para alacağı olduğuna göre, para alacakları hakkında bu istemleri için ihtiyati tedbir değil, İcra ve İflas Kanununun 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz isteyebileceği gözetilerek tedbir kararının kaldırılması talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 06/11/2013 tarihli 2013/21952 esas sayılı ilamı) "Mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacaklar evlilik sona ermiş ise sona erme tarihinden, evlilik boşanma ile sona ermiş ise boşanma dava tarihi itibari ile muaccel hale gelir. Bu nedenle mal rejimine dayalı alacak talebinde bulunulduğu ve kanundaki diğer koşullarında mevcut olduğu takdirde, teminat durumu da mahkemece takdir edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki dava hakkında ... Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Daire'nin ... sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile 1/2 oranında iptal-tescil, mümkün olmadığı takdirde alacak, banka hesabında bulunan mevduat yönünden 1/2 oranında alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur....
Hukuk Genel Kurulu’nun 26.09.2012 tarih ve 2012/8-192 E, 2012/629 K. sayılı kararı ile mal rejimi davalarında muvazaa nedeniyle açılan davaların sonucunun beklenmesine de gerek bulunmamaktadır. Muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasının olumlu sonuçlanması halinde, davacının mal rejimi nedeniyle alacağı kararla hak ettiği alacağının tahsilini kolayca sağlayabilecektir. Bunun dışında mal rejimi davasına bir etkisi olmayacaktır. Şayet muvazaa iddiasına dayanmayıp sadece tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde, mal rejiminden kaynaklanan alacak denilmiş olsaydı terditli istek kabul edilip birlikte görülmesi mümkün olabilirdi. Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince, davacı 13.500 TL’nin davalı ... tarafından karşılandığını kalan 13.500 TL’nin ise kendi birikimleri ile kardeşinin bankadan çektiği kredinin kendisine verilmesiyle ödediğini açıklamıştır....
Dava dilekçesindeki açıklamalar, aşamalarda sunulan dilekçelerdeki beyanlara göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Nitekim dava dilekçesinde mal varlığının listesi yapılarak, mal rejimi ilkeleri gereğince öncelikli ihtiyati tedbir talebinde bulunulup TMK.nın mal rejimini düzenleyen maddelerine atıfta bulunulmuş, mahkemece de 22/07/2020 tarihli tensibin 13 nolu ara kararıyla; Davacı tarafa hangi mal varlığından ne miktarda hangi alacak talebinde ( katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı gibi) bulunduğunu açıklamak ve kalem kalem miktar belirterek toplam değer üzerinden hesaplanacak nisbi harcı yatırması için iki hafta kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı tarafça harç yatırılmış ancak açıklamalı dilekçe sunulmamış, bilahare davacı vekilince dava dilekçesinde sehven ayni talepte bulunulduğu bildirilerek taleplerinin katılma alacağı olduğu beyan edilmiştir....
Dava, istek ve olayın gelişimi göz önünde tutulduğunda, katkı payı alacağı ya da edinilmiş mallara katılma alacağı isteğiyle bir ilgisi bulunmayıp taraflar arasındaki uyuşmazlık, muvazaaya dayalı şahşi hakka ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde açık bir biçimde ve yukarıda açıklandığı gibi taşınmazın esasen eşi tarafından satın alınmasına rağmen muvazaalı olarak diğer davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. Şahsi hakka dayalı olarak muvazaa (BK.m.18) hukuksal sebebiyle açılan davalar genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılır. Davacının ileride açacağı katkı payı veya katılma alacağı davaları sonucunda hak edeceği alacağının tahsilini sağlamak için bu tür davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Saptanan bu olgu karşısında görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olmadığı, uyuşmazlığın mal rejiminden kaynaklanmadığı gözetilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekir....
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak N.. B.. ile M.. Ö.. aralarındaki Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak davasının reddine dair Karamürsel Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 14.02.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı N. vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlara ilişkin olarak mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı M. vekili, davanın reddini savunmuştur....