Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptali nedeniyle imar parsellerinin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle tapu iptali ve tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tamamen yerine getirildiğinden söz edilemez. Zira, dava konusu 7527 ada 3 ve 4 sayılı imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile 433 sayılı kadastral parselin ihyası ve davacı adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, sicil kayıtları yolsuz tescil durumunda bulunan imar parselleri üzerinden tescile karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    den temellük ettiği, davalı ... adına olan tapu kaydının iptali için dava açıldığı kayden sabittir. Bilindiği üzere, tapu iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış ise bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescil isteğini kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkân tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilkesi ile bağdaşmaz....

      tazminat istemli bir dava olduğunu, bir an için tapu iptal tescil davası olduğu kabul edilse bile, dava tapu iptal tescil istemi yönünden kesinleştiğini, gayrimenkulün aynına taalluk eden bir dava yahut tartışma yok iken, UYAP üzerinde dayanak ilama ilişkin davanın Tapu İptal ve Tescil Davası olarak kaydedilmiş olması hasebiyle, kesinleşmeden icra edilemeyecek ilamlardan olduğu kabul edilerek davacının şikayet başvurusunun kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, istinaf taleplerinin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davaların pay oranında açılmasına olanak yoktur. Ancak bu ilke üçüncü kişilere karşı açılacak davalar için geçerli olup, mirasçılar arasında görülen davada miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde bulunulmasında usûle aykırı bir yön yoktur. Somut olaya gelince, davacının kendisi gibi mirasçı konumunda olan davalılara husumet yöneltmek suretiyle miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemli dava açması mümkündür. Hâl böyle olunca, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davalının da mirasçı konumunda olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL-TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası uyarınca tapu iptali ve tescil ile intifa hakkının terkini istemlerine ilişkindir. Davacı, 4 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti ile ‘’kale ve bahçesi’’ vasfı ile davalı ... Belediyesi adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın dayanak tapu kaydının ......

          Taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra, şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı yoktur.Somut olayımızda Taşınmazda mülkiyet hakkı sahibi Hazine’nin dava tarihinden önce 21/10/2013 tarihinde taşınmazı, 6292 Sayılı Yasa hükümlerine istinaden davalılara sattığı, taşınmazın davalılar adına tescil edildiği, davacının kullanım iddiasından kaynaklanan şahsi hakkına dayanarak mülkiyet hakkı sahibi Hazine’den satın alma nedeniyle kayden malik olan davalılara karşı tapu iptal ve tescil davası açmasının mümkün olmadığı, yeni malike karşı zilyetlik iddiasının ileri sürülemeyeceği gibi 6292 Sayılı Yasa gereği satış işlemi nedeniyle tapu kaydı oluşturulduktan sonra tapu iptal ve tescil istemi ile açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı göz önünde bulundurularak ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince...

          Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17/04/2017 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptal ve tescil ile ipoteğin fekki talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/05/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı Ziraat Bankası A.Ş. vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulüne dair verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Dava, ipoteğin fekki ile tapu iptal ve tescil istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile, 196 ada 14 numaralı parsel üzerindeki ipotek şerhinin terkini ile, hak sahipliği iptal edilmiş olan Rahim Koca adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir....

            İdare Mahkemesi'nin 18.05.2004 gün 2002/164 Esas, 2004/753 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğini ve iptal kararının derecattan geçerek kesinleştiğini ileri sürerek, yolsuz tescil nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile eski hale iadesini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

              Davalı şirket vekili, dava konusu edilen harici sözleşmeye konu taşınmazı tapuda devre hazır olduklarını ve mahkemenin tapu iptal ve tescile karar vermesini talep etmiştir. Davacılar vekili, öncelikle ödenen bedelin iadesini olmadığı takdirde tapu iptal ve tescile karar verilmesini talep etmiştir. Davacıların satış bedelini ödemiş olması, dava konusu bağımsız bölümün davacılara teslim edilmiş olması ile davalı şirketin taşınmazı davacılara devretmeye hazır olduğunu ve tapu iptal tescil talebini kabul ettiklerini beyan etmesi sonrası taraflar arasındaki harici satış sözleşmenin tapu devri ile geçerli hale gelecek olduğunun anlaşılması nedeniyle davacıların öncelikle ödenen bedelin iadesi talebi dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan tazminat isteminin reddi ile tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....

                ın dosya kapsamından TMK'nın 1023. maddesi gereğince iyi niyetli olduğunun anlaşılmasına göre tapu iptali ve tescil talebine yönelik sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; davacı ... dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ... 'tan intikal ettiği, mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği ve muvazaa iddialarına dayanarak tespit malikleri ve tapu kayıt maliki aleyhine terditli olarak tapu iptal ve tescil, bu istemin kabul edilmemesi halinde ise bedele yönelik dava açmış olup; mahkemece davacının tapu iptali ve tescil talebi yönünden karar verilmesine rağmen bedele yönelik talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının tapu iptali ve tescil istemiyle 2. kademede tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu