Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tanımanın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı vekili Av. ...’in dosya içerisinde bulunan vekâletnamesi genel vekâletnamedir. Açıkça yetki verilmemiş ise vekil, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez (HMK m. 74). Tanıma ve tanımanın iptalini talep, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir....
TMK'nın 300. maddesinde tanıyanın dava hakkının, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşeceğinin, ilgililerin dava hakkının davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşeceğinin düzenlendiği, davacının davalı Emine ile evlendiği sırada Şevval'in 1,5 yaşında olduğu ve babasının başka birisi olduğunun davacı tarafça bilindiği, tanımanın iptali davası açmasına herhangi bir engel bir durumun bulunmadığı, davacının tehdit ve baskı altında olmadığı, 1999 yılında yapılan tanımanın üzerinden 1 yıl ve herhalde 5 yıl geçtiği" gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanımanın Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.07.2007...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, tanımanın iptalini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalı ...'nin uzun süre birlikte yaşadıklarını, 10.04.2000 tarihinde doğan küçük ...'ın okula başlaması, henüz nüfus kaydının bulunmaması ve davalı ile birlikteliğin devamını temin v.s. nedenleriyle 28.06.2006 tarihinde davacı tarafından küçük ...'ın nüfusta tanındığını, ancak küçük ...'ın gerçek babasının davacı olmadığını, başka birisinin olduğunun öğrenildiğini beyanla tanımanın iptalini istemiştir....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;tanımanın usule uygun şekilde yapılmadığını, çocukların babanın soyadına değil annenin kızlık soyadına kaydedildiğini, davanın soybağının reddi davası olarak nitelendirilmesi gerekirken tanımanın iptali davası olarak tanif edilmesi ve buna ilişkin sürenin uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, tanımanın iptalini değil, çocukların soybağının davacıya ait olmadığını iddia ederek dava açtıklarını, dava tanımanın iptali olarak nitelendirilse dahi, tanımanın usule aykırı olup olmadığının araştırılmadığını, tanımada annenin rızasının alınmadığını, davacının tek taraflı irade beyanıyla tanıma senedinin usule aykırı olarak hazırlandığını, Anayasa Mahkemesi'nin 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararında da kişinin genetik biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkının en temel haklardan olduğunun belirtildiğini, soybağının reddi davasındaki "her halde 5 yıl" ibaresi ile tanımanın iptali davasındaki "her halde 5 yıl" ibaresinin...
TMK’nin mad. 297/f.l hükmüne göre tanıyanın; yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle açacağı tanımanın iptali istemli davayı anaya ve çocuğa karşı açılmalıdır ve ana ve çocuk arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Tanımaya karşı dava açabilecek diğer hak sahipleri ise TMK’nin 298. maddesinde düzenlenmiştir. TMK’nin 298. maddeye göre ana, çocuk ve çocuğun ölümü halinde altsoyu, cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanıyan, tanıyan ölmüş ise mirasçılarına karşı tanımanın iptalini dava edebilirler. Yine diğer davalarda olduğu gibi bu tanımanın iptali davasında da hak düşürücü süre bulunmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava tanımanın iptali istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından davaya konu çocuklar Gülsüm Merve ve Humeysa Nur'un davalı tarafından tanındığı, tanımanın davalının nüfus hanesine işlendiği, kadının tanımanın iptalini dava ettiği, bu hususun çekişmesiz ve tereddütsüz olduğu, TMK'nun 298. Maddesinin davacı anneye de iş bu davayı açma yetkisi verdiği, davanın hukuki nitelendirilmesinde hataya düşülerek yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine dair verilen kararın isabetli olmadığı, ilk derece mahkemesince yapılacak işin duruşma açıp delilleri toplamak mevzuat hükümleri çerçevesinde oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibaret olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın gereği için mahalline gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 292.maddesine göre de; “Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir. Üçüncü kişi tanıklıktan çekinme hakkı bulunduğunu ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınamaz.” hükmü getirilmiştir. Somut olayda davacı, babası ...’in 28.05.2006 doğumlu ...’ı 01.07.2008 tarihinde tanıyarak nüfusa tescil ettirdiğini, bu durumu 05.10.2012 tarihli mirasçılık belgesi ile öğrendiğini ileri sürerek 15.03.2013 tarihinde tanımanın iptali davası açtığı, yargılama sırasında ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada; "Küçükler T4 ve T5 ile davalı T3 arasında evlilik birliği içinde doğmuş olmaları nedeniyle soybağı kurulduğu, küçüklerle başka bir soybağının halen geçerli bulunduğu, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, küçükler ile davalı arasında tanımaya dayalı soybağı bulunmadığı, davacının tanımanın iptali davasını açma hakkının mevcut olmadığı kanaatiyle tanımanın iptali davasının ve babalık davasının dava şartlarından aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine " dair karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili kararın istinafına dair dilekçesinde özetle; Davanın reddinin haksız olduğunu, ifadeyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, tanımanın iptali ve babalığın hükmen tespiti istemleriyle açılmıştır....
Doğan arasında soy bağının 19.07.1996 tarihinde tanıma senedi (TMK mad. 295) ile kurulduğu, tanımanın 07.08.1996 tarihinde nüfusa tescil edildiği, tanımanın yapıldığı ve nüfus kayıtlarına tescil edildiği 1996 yılından, iş bu davanın açıldığı 26.12.2013 tarihine kadar 17 yılı aşkın süre geçtiği, TMK'nin 300/2. maddesinde belirtilen; 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir....