Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri “tenfiz” e, 58 ile 59.maddeleri ise “tanıma”ya ilişkindir. 5718 sayılı Kanunun; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrasında: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52.maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinde:“Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir..”...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/572 KARAR NO : 2020/581 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TRABZON AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2019 NUMARASI : 2019/764 ESAS-2019/708 KARAR DAVA KONUSU : TANIMA VE TENFİZ KARAR : Taraflar arasında görülen davada yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davacı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 20/09/1990 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocukları olduğunu, geçimsizlikten 08/07/2000 tarihinde Brüksel'de açmış olduğu boşanma davasında Bidayet Asliye Hukuk Mahkemesi 06/02/2002 tarih ve Divoces 2002/1480 dava sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın 15/06/2002 tarihinde kesinleştiğini bildirerek kararın tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/447 esas sayılı dosyası ile tenfizine karar verildiğini ve tenfiz kararının Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalının tenfiz davasındaki avukatının banka hesabına 30/11/2012 tarihinde toplam 29.379,74 Euro ödemede bulunulduğunu, ancak davalının tenfiz kararına konu yabancı mahkeme ilamındaki tüm haklarını tahsil etmesine rağmen elinde kalan müvekkili şirkete ait hisse senetlerini iade etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini, ayrıca aslında yabancı mahkeme ve tenfiz kararı gereği müvekkilinin davalıya 25.553,72 Euro ödeme yapması gerekirken fazladan 3.826,02 Euro fazla ödemede bulunduğunu ileri sürerek davalıda bulunan hamiline yazılı hisse senetlerinin müvekkiline iadesine ve 3.826,02 Euro’nun banka yoluyla gönderildiği tarihinden itibaren bankaların uyguladığı en yüksek döviz mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
göre nafakaya ilişkin yabancı mahkeme ilamını Türkiye'de doğrudan icra ettirebilme imkanı bulunan davacının tanıma ve tenfiz talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece yabancı ilamın boşanmaya ilişkin bölümünün tanınmasına karar verilmiş, aynı ilamda yer alan velayete ve kişisel ilişki tesisine ilişkin bölümle ilgili tenfiz talebi reddedilmiştir. Velayete ve kişisel ilişki tesisine ilişkin tenfiz isteğinin reddi, davalının aynı kısımlarla ilgili ilerde açacağı tenfiz isteğiyle ilgili dava bakımından aleyhinde kesin hüküm teşkil edecektir. Bu bakımdan davalının, yabancı ilamın kısmen tanınan bölümüne ilişkin temyiz itirazları yerinde değil ise de; yabancı ilamın velayete ve çocukla davalı arasındaki kişisel ilişkiye dair bölümü hakkındaki tenfiz isteğinin reddi kararını temyiz etmekte hukuki yararı mevcuttur. Öyleyse açıklanan kısımlarla ilgili tenfiz şartları incelenip sonucu uyarınca karar verilmelidir. Sayın çoğunluğun onama ilamına bu yönüyle katılmıyorum....
Dilekçede aşağıdaki hususlar yer alır: a) Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri. b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti. c) Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu.” 59. maddesinde “Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.” denilmektedir. Davaya konu boşanma ilamının tenfizinin ülkemizde hüküm ifade edebilmesi için kesinleşmiş olması şartı arandığına göre anılan ilamın kesinleşme tarihinden sonra hüküm ifade edebileceği hususu açıktır. Mahkemece; tenfiz kararın kesinleştiği tarih olan 10.11.2021 tarih sonrası için Kurum işleminin yerinde olacağı ancak öncesi yönünden Kurum işleminin yerinde olmadığı hususu gözetilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Taraflar 08.05.1986 tarihinde evlenmişler, dosyada bulunan tercüme evrakına göre Tempelhof -Kreuzberg Yerel Aile Mahkemesi'nin 17.03.2008 tarih ve 170 F 4014/ 06 Esas numaralı dosyasında verilen karara göre boşanmış ve yabancı mahkeme kararı 30.05.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Ancak; yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan kararların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun m.50). Bundan ayrı yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı ilamın tenfiz koşullarını taşıdığının mahkemece tespiti gerekir (5718 s. MÖHUK. m.58). Tenfiz kararı sadece yenilik doğurucu (usuli) bir hükümdür....
Aksi takdirde, bu dönemde, henüz tanıma tenfiz kararı verilmediğinden evliliğin devam ettiğinin kabulü gerekir ve beraberinde çözümü zor yeni uyuşmazlıklara neden olur. Açıklandığı üzere; 59.madde, yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından etkisinin hüküm ifade edeceği döneme açıklık getirmiştir. Sorun, dava hakkının kullanılmasında karşılaşılan zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme ilamının kesinleşmesi tarihinde mi yoksa tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarihte mi başlatılacağıdır. Yabancı mahkemelerce verilmiş ve kesinleşmiş boşanma ilamı hakkında, Türk mahkemelerince tanıma tenfiz kararı verilmedikçe eşler Türk kanunlarına göre boşanmış sayılmayacaklarından, ara dönemde boşanmaya bağlı olarak Türkiye'de açılacak tazminat, nafaka ve mal rejiminin tasfiyesi gibi bazı dava haklarının kullanılması imkanı olmayacaktır....
(Banu Şit, Kurumsal Tahkim ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, ... 2005, sh.194) 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 60-63. maddelerinde yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. Buna göre, “kesinleşmiş” ve “icra kabiliyeti kazanmış” veya “taraflar için bağlayıcı olan” yabancı hakem kararlarının tenfiz şartlarını yabancı mahkeme kararlarının tenfizi şartlarından farklı olarak ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. MÖHUK'un 60/1. maddesinde "Kesinleşmiş ve icra kabiliyetini kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfiz edilebilir."...
olduğunu, ayrı tüzel kişiliğe haiz olduğunu ve tenfiz davasına konu kararda yer alan alacağı ödemek durumunda bırakılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....