Bu ölçütler kısaca; a) Toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma derecesi b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu c) Marka promosyonlarının hedef aldığı alan, promosyon süresi ve yoğunluğu d) Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü e) Markanın resmi makamlarca tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları f) Markanın ekonomik değeridir.”(Yargıtay 11.HD 2004/4268 E., 2005/2362K.) 6769 Sayılı SMK’nın tanınmış markalara ilişkin getirdiği düzenlemeler, tanınmış markalarla benzer olan, karıştırılma ihtimali bulunan ya da tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici durumlar yaratma ihtimali olan marka başvurularının reddi gerektiğini hükme bağlamaktadır. Davacı vekili "..." markasının tanınmış olduğunu ifade etmektedir....
Sınıf bakımından hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, “...” markasının tüketici nezdinde öncelikli olarak tercih edilen, tanınan ve bilinen, aynı zamanda bu bağamda tarihi misyonu olan markalar olduğu, benzer marka taşıyan ürünün piyasada kalite ve satış itibarı ve tanınma düzeyi yüksek olan davacı markası ürün olarak teveccüh görme yanılgısına yol açabileceği görüş ve kanaatlerini belirtmiştir....
Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....
Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....
Hükmüne göre 5. ve 6. maddedeki ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin hükümlerin Türkiye’de de uygulanacağını, m. 6/5f gereği davanın hakem ya da hakem kurulu tarafından reddedilmesi halinde verilen tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalkacağını, mahkeme tarafından 2016/1117 D.İş sayılı dosyasıyla 04.10.2016 tarihinde verilen tedbir kararının tahkim kararı ile ortadan kalktığını, ...bank A.Ş.’ye müzekkere yazılarak teminat mektubu üzerindeki tedbirin kalktığının bildirilmesini talep etmiş, 20.10.2023 tarihli dilekçesi ile de tahkim kararının tanıtılmasına veya tenfizine gerek olmadığı, YHGK 27.05.2009 tarih 2009/191 E – 2009/207 K sayılı kararında yer aldığı üzere yabancı ülkede verilen hakem kararının derdest dava için takdiri delil niteliği taşıdığı, tanınma olmaksızın bu kararın sonuçlarını doğurabileceğini, Türk Mahkemelerinde delil olarak kullanabileceğini, davacının beyanının kötü niyetli olduğunu, 4686 sayılı Kanun m. 6 gereğince dava reddedildiğinden tedbirin kendiliğinden...
Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....
Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....
2009 tarihinden bu yana piyasada tanınır olan ve "----- nezdinde ilk defa 13.01.2010 başvuru tarihi, 24.01.2020 te: tarihli---- markasının, 10 yıllık tescil koruma süresi 13.07.2020 tarihinde biter bitmez birden bire ortaya çıkıp 06.08.2020 tarihinde ----MARKASINI kendi adına tescil ettirmek için ---- başvuruda bulunduğunu, başkasının oluşturup 10 yıl önce piyasaya sürdüğü marka üzerinde öncelikli ve üstün hak sahibi yapmayacağını, Davacının, kendi başvuru yaptığı ----- markasını bugüne kadar ciddi ve gerçek bir kullanımı olmadığını, davacının kendi internet sitesine ----- dahi bu davaya cevabı hazırlamak için girdiğimiz gün "----- alt başlığında, aşağıdaki markaların olduğu, buna mukabil ------ markasının olmadığı, SMK m. 25/f. 7'de belirtildiği üzere, SMK m. 19/f.2 hükmünde düzenlenen markanın kullanılmadığı iddiası def'i olarak ileri sürülebileceğini, Davalının “------” isimli markayı kullanımının uzun yıllar öncesine dayandığını,----markasının öyküsü, yaratım süreci, piyasadaki tanınma...
Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak ... bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....
Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak ... bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez....