Buna göre, markanın, halkın ilgili kesiminde tanınma derecesi, markanın kullanım süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi, markanın uygulandığı ürün ya da hizmetlerin fuar veya sergilerdeki tanıtımları, reklam ve sunumlarının süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi, markanın tanınmasını ya da kullanımını etkileyen başka tescillerinin veya tescil başvurularının süresi ve coğrafi bölgesi olarak özetlenebilir. Ancak, bu kıstaslar sınırlı sayıda olmadığı gibi, her olaya göre bir kısmının karşılanması yeterli olabilir. WIPO, “halkın ilgili kesimi” ifadesinin, markanın uygulandığı mal ya da hizmetlerin gerçek ya da potansiyel tüketicileri, dağıtım kanallarında görevli kişiler ve söz konusu mal veya hizmetlerle ilgili olan iş çevrelerini kapsayacağını kabul etmiştir. TPE’den getirtilen ... sayılı “...”, ... sayılı “...” ve ... sayılı “...”, markalarının bulunduğu, tescil kapsamında 21. Ve 35. Sınıfta tescilli olduğu görülmüştür....
edilmesinin istenilmediğini, davacı yan gerçek dışı iddiasını ispat etmemişken nasıl olur da işe iade hükmü tesis edilir anlaşılamadığını, bu kapsamda açık kanun hükümlerine ve hukuka aykırı kararın kaldırılmasının gerektiğini, -İlk derece mahkemesi tarafından kararın gerekçesi bilirkişi raporunun özeti olup bu husus usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, gerekçeli karar hukuka açıkça aykırı olduğundan kabulünün mümkün olmadığını, -Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda hangi iddiaya üstünlük tanındığının gerekçesine yer verilmemiş olmasının hatalı olduğunu, -Hükme esas alınan bilirkişi raporuna açıkça itiraz edildiğini, raporda hangi iddiaya neden üstünlük tanındığının gerekçesine yer verilmediğini, mahkemenin gerekçeli kararda hangi delile hangi sebeple üstünlük tanındığının belirtilmesi gerektiğine ilişkin zorunluluk bilirkişi raporları için de geçerli olduğunu, gerekçesi belirtilmeksizin hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olacağını, -Bu kapsamda üstünlük tanınma...
Buna göre, markanın, halkın ilgili kesiminde tanınma derecesi, markanın kullanım süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi, markanın uygulandığı ürün ya da hizmetlerin fuar veya sergilerdeki tanıtımları, reklam ve sunumlarının süresi, derecesi ve coğrafi bölgesi, markanın tanınmasını ya da kullanımını etkileyen başka tescillerinin veya tescil başvurularının süresi ve coğrafi bölgesi olarak özetlenebilir. Ancak, bu kıstaslar sınırlı sayıda olmadığı gibi, her olaya göre bir kısmının karşılanması yeterli olabilir. WIPO, “halkın ilgili kesimi” ifadesinin, markanın uygulandığı mal ya da hizmetlerin gerçek ya da potansiyel tüketicileri, dağıtım kanallarında görevli kişiler ve söz konusu mal veya hizmetlerle ilgili olan iş çevrelerini kapsayacağını kabul etmiştir. TPE’den getirtilen 2011 27592 sayılı “YARGICI PORSELEN”, 2011 27599 sayılı “YGC YARGICI” ve 2011 89126 sayılı “yargıcı porselen”, markalarının bulunduğu, tescil kapsamında 21. Ve 35. Sınıfta tescilli olduğu görülmüştür....
MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT DAVA TARİHİ : 18/04/2016 KARAR TARİHİ : 29/04/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Men'i, Maddi-Manevi Tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin tüm dünyada sektörünü aşan tanınmışlığa, ürünleriyle tüketiciler nezdinde yüksek saygınlığa sahip olduğunu, tanınmış markalarını taşıyan ürünlerle yıllardır sürdürdüğü yoğun reklam, promosyon, sponsorluk ve satış faaliyetleriyle kalitenin simgesi haline geldiğini, Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde tescilli, çok tanınmış ve meşhur markaları altında spor giyim ürünleri, spor malzemeleri vb. ürünlerin üretimi, satış ve pazarlaması alanında faaliyet gösteren müvekkilinin, dünyada sektörün lideri firmalar arasında yer aldığını, müvekkilinin dünya çapında pek çok ulusal ve uluslararası marka tescili bulunduğunu, “...” ve “...” markalarının tüketici ve toplum nezdinde % 100 tanınma...
Ancak markanın kullanım veya tanınma yoluyla korunabileceği haller de mevcuttur. Tescil ilkesinin en önemli istisnası ise “gerçek hak sahipliği” ilkesidir. Buna göre 3. kişilerin sahibi bulunduğu bir markayı kendi adına tescil ettiren kişinin korumadan yararlanması mümkün değildir. Kişinin önceden kullandığı markasını sonradan tescil ettirmesi durumunda bu tescil açıklayıcıdır. SMK sisteminde özellikle m.6/3, m.6/4 ve m.6/6 hükümleri dikkate alındığında işaret üzerindeki hakkın tescilden önce doğması halinde, önceki hak üstün tutulmaktadır. Somut olayda davacıya ait ... ibareli markanın kuruluş tarihinin 1969 yılına dayandığı, Türkiyede de 2007 yılından bu yana bu markaların satışa sunulduğu davacı tarafından sunulan deliller ile ispatlanmıştır. Bu nedenlerle davacının dava konusu marka hakkında gerçek hak sahibi olduğu yönünde bir ihtilaf bulunmamaktadır....
Söz konusu tavsiye kararlarına göre, tanınmışlığın tespitinde genel olarak toplumun ilgili kesiminde markanın bilinme ve tanınma derecesi, markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve kullanım derecesi, marka promosyonlarının kapsadığı coğrafi alan, promosyon süresi ve derecesi, markanın tanınmışlığını ya da kullanım derecesini yansıtacak derecedeki tesciller ya da tescil başvurularının kapsadığı coğrafi alan, markanın yetkili makamlar tarafından tanınmış marka olarak kabulüne dair uygulama örnekleri, markaya atfedilen değer gibi kriterlerin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. ... 1....
Uzlaşmaya varılması halinde, üzerinde uzlaşılan hakkın türünü, tanınma şart ve usullerini, nakdi ödemede bulunulacak ise miktarını ve ödeme şartları ile taşınmazların tesciline veya terkinine dair muvafakati de ihtiva eden bir sözleşme akdedilerek bu sözleşme çerçevesinde işlem yapılır ve uzlaşma konusu taşınmazlar resen tapuya tescil veya terkin edilir… İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği veya ikinci fıkradaki sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona erdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde malik tarafından sadece tazminat davası açılabilir. Dava açılması halinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının müracaat tarihindeki değeri, ikinci fıkranın birinci cümlesindeki esaslara göre mahkemece tespit ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine ve malike tazminat ödenmesine hükmedilir....
zorlanmasının kabul edilemeyeceğini, Görme Engelliler Federasyonu, Adalet Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın konu ile ilgili çalışma grubundaki görüşlerinin, imza atabilen/okuma yazma bilen görme engellilerin onaylama ve düzenleme şeklindeki işlemlerde ayrım yapılmadan tanık bulundurma zorunluluğunun kaldırılması yönünde olduğu, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 73. maddesinde düzenleme ve onaylama işlemlerinde ayrım yapmaksızın tanık bulundurmayı engellinin isteğine bıraktığı, Borçlar Kanunu’nda da bu yönde düzenleme olduğu, konu ile ilgili bir çok Yargıtay kararı olduğu, Engelli Hakları Komitesi’nin 09/04/2019 tarihli Türkiye raporunda da dava konusu düzenlemenin eleştirildiği, günümüz teknolojisinin görme engellilere herhangi bir belgeyi kimsenin yardımı olmadan okuma ve inceleme olanağı verdiği, görme engellilerin ayırt etme gücünün varlığı da kabul ediliyorken aksi yönde düzenleme ile tanık bulundurma zorunluluğu getirilmesinin eşitlik, erişebilirlik, yasa önünde eşit tanınma...
Ancak, dosya münderecatında, davacının davaya mesnet markalarından herhangi birinin inşaat hizmetleri bakımından dahi tanınmışlık düzeyini göstermeye yönelik olarak markanın parasal değerine, markanın yıllık bilançosunda gösterilip gösterilmediğine, toplumun ilgili kesiminde tanınma derecesine işaret eden bir anket vb belgeye, pazar payı ve yıllık satış miktarını gösteren mal/hizmet satış sözleşmesi ve faturalara, markanın tanıtım, reklam ve promosyon çalışmalarının yoğunluğuna veya reklam ve promosyon için yapılan harcamaları gösteren faturalara, idari ve adli tanınmışlık kararlarına, markanın tanınmışlığından dolayı üçüncü kişilerce markayı sahiplenme, taklit ve tecavüz eylemlerinin varlığı ve yoğunluğuna ilişkin belgeye ve dolayısıyla, davacının ... ibareli markalarından herhangi birinin ilgili sektördekiler tarafından refleks halinde müdahaleye ihtiyaç duymadan hatırlanan tanınmış bir marka olduğunu gösteren delile rastlanmamıştır....
ortalama tüketici nezdinde bütüncül olarak bıraktığı izlenim itibariyle benzer oldukları, 35 sınıf hizmetler yönünden, hükme esas alınan 23.03.2021 tarihli bilirkişi heyet raporu ile tespit edildiği üzere markalar arasında sınıfsal benzerliğinde söz konusu olduğu bu nedenlerle işletmeler arasında bağlantı dahil tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vereceği davalı markasının SMK 6/1 ve 25 .maddeleri uyarınca hükümsüzlük koşullarının bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı vekili , markalarının tanınmış marka olduğu ve davalının tanınmış markadan haksız şekilde yararlanmak amacıyla kötü niyetli olarak markasını tescil ettirdiğini ileri sürmüş ise de,Bir markanın tanınmış olduğunu kabul edebilmek için markanın ayırt edici nitelik ve özellikleri, tanınmış markaya konu mal ve hizmetlerin ülke içerisinde reklam kampanyaları ile tanıtımının yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise miktar ve hacmi, satış hacmi, dağıtım ağı halen tanıtım etkisinin devam edip etmediği, toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma...