Tanıma; “Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü”; tenfiz ise; “Bir mahkeme kararının, sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı”dır. Her mahkeme kararı hem kesin hüküm, hem de icra kabiliyetini birlikte taşımamakta; bazı kararlar nitelikleri gereği yalnız kesin hüküm teşkil etmekte, fakat icra kabiliyetleri bulunmamaktadır. İşte bu tür yabancı mahkeme kararları yalnız tanınabilir; tenfiz edilemezler. Çünkü icra kabiliyetleri yoktur. Tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde, tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır. Herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın yabancı mahkeme kararının tanınmasında “hukuki yararı” bulunan kişiler tanıma ve tenfiz isteminde bulunabilirler....
Gerçekten, davacının istemi belirgin olarak hizmet akdine dayalı olarak geçtiği iddia olunan hizmetlerinin tespitine ilişkin olup, burada sözü edilen hizmet akdinin ise çalışmanın geçtiği tarihlerde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 3/D maddesinde ücretli ve sürekli olarak çalışanlar hariç olmak üzere ev hizmetlerinde çalışanların bu yasaya göre sigortalı sayılmayacakları ve halen yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın 4/a bendinde açıklanan tanıma uygun çalışmanın tespiti olduğu, kaldı ki, aynı yasanın sigortalı sayılmayanlara dair düzenlemenin yapıldığı, 6.maddesinin (c) fıkrasında ise ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli çalışanlarında bu kanun kapsamında olduklarının belirtildiği açık olmakla, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 4/a bendi olduğu ve de aynı yasanın 101. maddesi gereğince davaya İş Mahkemesi tarafından bakılacağı açıktır....
Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 1105 ve 905 parsel sayılı taşınmazların maliki olan ...oğlu .....’in, davacıların mirasbırakanı 17.10.1909 doğumlu ...oğlu .... ile aynı kişiler olduğunun tespiti ile tapu kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Asli müdahiller, dava konusu 905 ve 1105 parsel sayılı taşınmazların maliki olan ...oğlu Mehmet’in, mirasbırakanları 1895 doğumlu ...oğlu ... ile aynı kişiler olduğunun tespiti ile tapu kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “....382. maddenin 2-ç/1. fıkrasında "Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması" çekişmesiz yargı işi olarak sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kayıt maliki ile davacıların murisinin aynı kişi olduğunun tespiti işleri de bu tanıma uymaktadır....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava , soybağı tespiti istemine ilşkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın gerçeğe aykırı beyanla oluşturulmuş sicilin düzeltilmesi niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemeleri TMK.'nun 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK.'nun 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
ın aynı kişi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, dosya içerisinde tercümesi mevcut olan, Almanya'da düzenlenen 15.04.1944 tarihli tanıma senedindeki .... ile ...'da nüfusa kayıtlı 01.07.1918... doğumlu ...'ın aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Sonucu itibari ile nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin olan davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak (davacının, ...'...
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü Olay, yakalama ve fiziki takip tutanağı içeriği ile iletişimin tespiti tutanakları içerikleri, Plaka Tanıma Sistemi (PTS) kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre; savunmalarında ...'dan temin etmiş oldukları esrar ve metamfetamini kullanmak için ...'de paylaşmak amacıyla aldıklarını belirten sanıkların esrar ve metamfetamini öncü ve artçı araçlarla ..., ... ve Birecik yol hattını kullanarak Gaziantep yönüne götürdükleri, ...'de uyuşturucu maddeyi paylaşmadan yola devam etmelerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, uyuşturucu maddenin miktarının fazla olduğu tespiti ile satmak amacıyla uyuşturucu madde sevk ettikleri ve sanık ...'...
ın sorgusu yapılırken 5271 sayılı CMK'nın 147. maddesine göre kimlik tespiti yapılıp anılan maddede öngörülen hakları hatırlatılmadan, sanık ...'in ise daha önce görevsiz mahkemede beyanının alınmadığı gözetilmeden, görevsiz mahkemedeki kimliği ile hakları hatırlatılarak huzura alındığı belirtilmek suretiyle adı geçen sanığın da kimlik tespiti yapılıp hakları hatırlatılmaksızın ifadesi alındıktan sonra yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması neticesinde savunma haklarının kısıtlanması, Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, esası incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesince hükümlünün cezaevine girmeden önceki adresinin "...." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ise de, mahkemece hükümlünün cezaevine girmeden önceki adresinin tespiti amacıyla kolluk gücü vasıtasıyla araştırma yapılmadığı, cezaevine müzekkere yazılarak hükümlünün beyanının alınmadığı anlaşılmakla, hükümlünün cezaevine girmeden önceki adresinin kolluk gücü vasıtasıyla araştırılması, cezaevine müzekkere yazılarak hükümlüden cezaevine girmeden önceki adresinin sorulmak suretiyle tespiti, ondan sonra merci tayini incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 25/06/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
un sevk ve idaresinde olan ... plakalı motosikletin kime ait olduğu hususunun sorularak beyanının alınması, suça konu olayda adları geçen ... ve ... ... 'ın beyanlarınınn alınması ve olayla ilgili haklarında herhangi bir soruşturma olup olmadığının tespiti ile onaylı bir suretinin dosyasına konması, müştekiye ait çalıntı plakanın takılı olduğu motosikletin de bir başka hırsızlık eşyası olmakla bu motosiklet ile ilgili herhangi bir soruşturma olup olmadığının tespiti ile onaylı bir suretinin dosyasına konması, ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 21.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....