WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza baktığımızda, alacaklı davacı, davalı aleyhinde ... 2.icra 2007/6897 esas sayılı dosyası ile yaptığı ilamsız takibe, davalının borcun esasına itiraz etmesi üzerine, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/162 esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davasını açmıştır. Davalı, esasa cevap süresi içerisinde verdiği 29.6.2007 tarihli dilekçesinde yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu savunmuştur. Az yukarıda açıklandığı gibi itirazın iptali davasına bakmaya yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yargı çevresindeki mahkemedir. Davacı, ... İcra Dairesinde takip başlatıp, o yerin yargı çevresi sınırları dışına çıkarak başka bir yargı çevresi sınırları içerisinde itirazın iptali davası açamaz....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki icra takibinin iptali ve menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekilleri davalı sigortanın kaza sonucu müvekkiline ödediği 5.000 TL sigorta bedelinin alkollü olduğu ileri sürülerek rücuan alınması için yapılan haksız icra takibinin iptali ile davalının borçlu olmadığının tesbitini istemiş zamanaşımı talebinde de bulunmuşlardır. Davalı vekili davacı tarafın icraya paraya yatırdığını, bu davanın konusunun kalmadığını, davacının alkollü olduğunu ve açılan davanın yersiz ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek reddini savunmuştur....

      Davalı iş sahibi icra takibinin başlatılmasından sonra ve itirazın iptali davasının açılmasından önce 26.11.2002 tarihinde icra veznesine 8.250.000.000 lira ödeme yaptığına göre, icra takibine konu asıl alacak miktarı olan 12.200.000.000 liradan 8.250.000.000 TL ödeme düşülmek suretiyle, kalan 3.950.000.000 TL yönünden icra takip tarihinden itibaren %60 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek suretiyle icra takibinin devamına, fazla istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar oluşturulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen kömür satıcılık sözleşmesi gereğince müvekkili tarafından davalıya kömür satılıp teslim edildiğini, davalıya keşide edilen ihtarnameye rağmen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin adresinin...'...

          Sonuç olarak; dava konusu icra takibinin mükerrer olduğu, ilama dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılacak icra takiplerinin mutlaka ilamlı icra takibi olması gerektiği ve fakat davacının yeni başlatmış olduğu icra takibinin ilamsız icra takibi olduğu anlaşılmakla davacının başlatılan bu ilamsız icra takibine dayalı olarak itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, dolayısıyla hukuki yarar dava şartının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

            Bu tür davaların dinlenebilmesi için borçlu hakkında yapılmış icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması, gerçek bir alacağın bulunması ve borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i (İİK 143.madde) veya geçici aciz (İİK 105.madde)belgesinin bulunması zorunlu bulunan icra takibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadığından icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının bir önemi yoktur. Önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.3.2012 gün ve 2012/17-25, 11/241sayılı kararı ve 15.H.D.18.11.2003 ... K.sayılı kararları da aynı doğrultudadır. Somut olayda takip konusu alacak 18.11. 2008 tanzim, 10.7.2009 vade tarihli bonoya dayalıdır....

              Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu önkoşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

                SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Konya 12.İcra Müd. 2022/11274 Esas sayılı dosyasında müvekkil şirketine haczi işlemi esnasında Konya 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/358 Esas, 2022/547 Karar sayılı ilamı ile konkordato tasdikine karar verildiği icra takibinin konkordato tasdik tarihinden sonra yapıldığı, konkordatonun kaldırılığına dair dosyada bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle icra takibinin durması, ve haciz işlemlerinin iptali yönünden karar verildiğini, haciz işlemlerinin iptali yönünden verilen karar hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunu, davacının davasının reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa verilmesini talep ettiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Borçlu hakkındaki icra takibinin konkordoto hükümlerinin bağlayıcı hale geldikten sonra başlatılması nedeniyle şikayetin kabulü ile Konya 12....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; mükerrer olan takibin daha sonra başlatılan ipotekli takip olmasına rağmen borçlunun şikayet dilekçesinde bu takibin değil ilk başlatılan kambiyo takibinin iptalini istediği, ancak iptali istenen takipte mükerrerlik söz konusu olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Borçlu istinaf başvurusunda; şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmekle birlikte, istinaf dilekçesinde de ... 12. İcra Müdürlüğünün 2018/4925 E. sayılı icra takibinin iptalini talep ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. C....

                  Somut olayda temyiz inceleme yerleri dahi farklı olan her iki dava birleştirilmiş ve itirazın iptali davası ve tasarrufun iptali davasının dayanağı olan takipteki yetki itirazı da nazara alınarak davaların birbiriyle irtibatlı olduğu, icra takibinin kesinleşmesi gerektiği ve delillerin takdir ve değerlendirilmesinin yetkili mahkemece yapılması gerektiği kanaati ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Ancak az yukarıda açıklanan gerekçelerle öncelikle tasarrufun iptali ve itirazın iptali davasının birleştirilmesi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece her iki davanın ayrılması ve itirazın iptali davasının tasarrufun iptali davası için bekletici mesele yapılması o davanın sonucuna göre tasarrufun iptali davasının delilleri değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                    UYAP Entegrasyonu