Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlulara ödeme emri tebliğ olmadan vekilleri tarafından haricen borca itiraz edildiğini, İİK'nun 62/1 maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince borçlulara tebliğin yasal zorunluluk olduğunu ve icra müdürlüğüne yaptıkları 25/06/2021 tarihli talep üzerine icra müdürlüğünce talepleri kabul edilerek borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak kanuna aykırı olarak aynı anda borçlular vekiline de ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından 25/06/2021 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlulara yasal olarak tebliğ edildiği tarihten sonra gerek borçlular gerekse vekillerinin itiraz etmediklerini, borçlular tarafından itiraz olmadığından takibin kesinleştirilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce ödeme emrinin tebliğ edilmediği dönemde dosyada bulunan borca itiraz...

Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Ankara 25.İcra Müdürlüğünün 2019/16253 Esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade döndüğünü, borçlu tarafın ödeme emrinin tebliğinden önce borca itiraz ettiğini, İİK'nın 62.maddesi uyarınca borca itiraz süresinin ödeme emrinin tebliğinden başladığını, borçlu tarafça sunulan itiraz dilekçesinin hukuki sonuç doğurmayacağını, 03/12/2020 tarihinde 7 örnek ödeme emrinin hem asile hem vekile tebliğ edilmesinin istenildiğini, bu istem üzerine tebligat yapıldığını ve usulüne uygun tebligatlarla itiraz süresinin başladığını, ödeme emrinin tebliğinden sonra süresi içinde itiraz edilmemesi üzerine 21/12/2020 tarihinde takibin kesinleştirilmesi talebinde bulunulduğunu, icra müdürlüğünün aynı tarihte verdiği karar ile borçlunun itirazı nedeniyle takibin durması gerektiğinden bahisle talebin reddine karar verildiğini, bu karara karşı şikayet yoluna gidildiğini, Ankara...

İcra Hukuk Mahkemesinin 22/10/2018 tarih 2018/1206 Esas, 2019/619 Karar sayılı kararında her ne kadar borçlu tarafından borca itiraz dilekçesi sunulmadığından takibin durdurulması talebin reddine karar verilmiş ise de sonuç itibarıyla ödeme emrinin iptal edildiği, davacı borçlunun ödeme emrinin iptali üzerine kendisine yeni bir ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz ettiği, karar sonrası oluşan bu duruma göre borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması gerektiği, icra mahkemesinin ödeme emrinin tebliğ işleminin iptaline dair kararının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmediği, karardan sonra borca itiraz edilmekle mahkemenin takibin durdurulması talebinin red gerekçesinin de ortadan kalktığı, bu durumda borçlunun takibin durdurulması talebinin kabulünü mahkemece verilen kararın kesinleşmesine bağlayan 22/07/2019 tarihli icra müdürlük kararına yönelik şikayetin kabulüne dair İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararında HMK.355 maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil eden...

Maddesine göre tebligat çıkarıldığı, tebligat yapılmadan borçlunun borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı alacaklının Mahkememizde iş bu davayı açarak takibin devamı yönündeki iradesini ortaya koyduğu anlaşıldığından borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz etmekte hukuki yararı mevcut olup şikayetin haksız olduğu kanaatiyle şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

A.Ş'ye ödeme emrinin 29.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu şirketin vekili vasıtasıyla süresi içinde 05.08.2020 tarihinde takibe itiraz ettiğini ve takibin borçlu şirket açısından durduğunu, anılan 05.08.2020 tarihli itiraz dilekçesinde Çelik Turizm İnş. A.Ş. vekilinin diğer dosya borçlusu T3 adına da takibe itiraz ettiğini, bu borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın sonuç doğurmayacağını, ödeme emrinin borçlu T3'e 13.08.2020'de tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra bu borçlunun icra dosyasına yaptığı bir itirazın bulunmadığını, bu sebeple borçlu T3 yönünden haciz talebinde bulunulduğunu, ancak icra müdürlüğünce 03.09.2020 tarihinde "dosya borcunun tamamına ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz etmiş olduğundan takibin durdurulmasına, bu nedenle alacaklı vekilinin haciz taleplerinin reddine" şeklinde karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

zorunlu olmamasına karşın borçluya ödeme emri tebliğ edilmesinin borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıyacağı, bu halde ikinci kez gönderilen ödeme emrinin tebliğinden önce gerçekleştiği iddia olunan zamanaşımı iddiasının, İ.İ.K. md. 71 ve 33/a kapsamında (yani takibin kesinleşmesi sonrasında gerçekleşen zamanaşımı olarak) değil, İ.İ.K.'...

İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı yanca müvekkili aleyhinde İstanbul 22.İcra Müdürlüğünün 2015/7699 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe ilişkin ödeme emrinin dosyaya sunulan 13/04/2015 tarihli ilk borca itiraz dilekçesinde 04/04/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve gerekli itiraz neticesinde takibin durduğunu, daha sonra aynı dosyanın 2019/10071 Esas numaralı dosyasından çıkartılan ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesi üzerine 15/03/2019 tarihinde tekrar itiraz dilekçesi sunulduğunu, fakat icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile itiraz taleplerinin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünce verilen kararın yerinde olmadığını ve müdürlük kararının kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Somut olayda davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine örnek no 13 ödeme emrine dayalı olarak kira alacaklarının tahsili için 09.07.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrinin 14.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının süresi içerisinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı/şikayetçi dilekçesinde, borca itiraz niteliğindeki beyanları ile birlikte müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını, ödeme emrinde alacaklı tarafından hangi aylarda ne kadar eksik kira ödendiği açıklanmadığı gibi ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresine de yer verilmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptalini şikayet yolu ile talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine yasal 7 günlük süre içeresinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, takibin durdurulması kararı üzerine alacaklının şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca ve yetkiye itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiş olsada itirazın takip borçlusu tarafından yapılmadığını, takipte üçüncü kişinin itirazı üzerine takibin durdurulması kararının doğru olmadığını belirterek takibin durdurulmasına ilişkin müdürlük işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece...

    Davalı tarafça, ödeme emrinin beyan edilen tarihten daha önce öğrenildiği hukuka uygun biçimde elde edilmiş herhangi bir yazılı belge ile ispat edilmediği gibi, icra dosyasının incelenmesinde de davacının ödeme emrini beyan edilen tarihten daha önce öğrendiğine dair herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Bu nedenle, ödeme emrinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 10/10/2018 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Borca itiraz yönünden yapılan incelemede: Davacı her ne kadar borca itiraz niteliğindeki iddialarını da Mahkememize sunmuş ise de, İ.İ.K.'...

    UYAP Entegrasyonu