Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile ... inş.Tur.Ltd.Şti.arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu ile müteselsil kefiller aleyhine icra takibi yapıldığını, vaki itiraz nedeniyle takibin durduğnu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın % 40’ından ... olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, borca itiraz dilekçesinde belirtildiği gibi 90.608.92.-TL. müvekkilinin borcunun bulunduğunun kabul edildiğini, ancak faize faiz işletilmesinin usulsüz olduğunu, faiz oranının yüksek olduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da takip yapılması nedeniyle davanın haklı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalılar vekilinin 90.958.-TL.ye itirazının olmadığı, fazlaya ilişkin istem nediniyle itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek davalıların itiraz etmedikleri 90.958....

    olduğundan kesinleştirme taleplerinin reddedildiğini, borçlulara ödeme emri tebliğ edilmeden vekil tarafından yapılan itiraz doğrultusunda takibin durdurulmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve takibin kesinleştirilmesi yönündeki taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak takibin kesinleşmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra dosyası içerisinde takibe itiraz edildiğini gösterir herhangi bir başvuru olmadığı, takip dosyası içerisinde de icra müdürlüğünce de takibin durduğuna ilişkin herhangi bir karar alınmadığı görülmüştür. Mahkemece karar gerekçesinde "İcra Dosyası incelendiğinde borçlu itirazına dair kayda rastlanmadığı" belirtilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar karşısında davacı tarafından yapılan icra takibine bir itiraz olmadığı izlenimi edinilmektedir. Mahkemenin gerekçesi de bu yoldadır. Mahkemece yapılacak iş davacının yaptığı ilamsız takibe itiraz olup olmadığı taraflardan ve icra müdürlüğünden sorulup, tebligata ilişkin icra hukuk dosyası getirtilip "ortada iptali gereken bir itiraz olup olmadığı" kesin bir şekilde saptanıp, itiraz yoksa davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, geçerli bir itiraz olduğu ve takibin durduğu saptanır ise buna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır....

      T4 aleyhine icra takibi başlatıldığını, Nosa Denizciliğin icra takibine kendi nam ve hesabına itiraz ettiğini, icra müdürlüğünün asıl borçlu adına itiraz var gibi takibi durdurduğunu, takibin TTK 105. Maddesi uyarınca başlatıldığını, kendi adına itiraz eden acentenin itirazının geçersiz olduğunu, ödeme emrine asıl borçlu yönünden itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, 28/06/2019 tarihinde borçlu T4 Şti.'nin hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce reddedildiğini, red kararının yasaya aykırı olduğunu söyleyerek 28/06/2019 tarihli kararın kaldırılmasına, takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; itiraz dilekçesinde belirttikleri üzere borçlu T4 Şti.'...

      İİK'nun 62. maddesi uyarınca; genel haciz yoluyla yapılan takibe karşı itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde dilekçe veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Tüzel kişiler aleyhine yapılan takiplerde, borçlu tüzel kişinin organı (temsilcisi) ödeme emrine itiraz edebilir. Somut olayda, borçlu şirket adına icra dairesine verilen 27.11.2014 havale tarihli itiraz dilekçesinde borçlu şirket adına borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmayan ...'ın itiraz ettiği, borçlu şirketi temsil ve...'nın yetkili olduğu görülmektedir. Bu durumda borçlu şirketin süresi içinde icra dairesine yaptığı geçerli bir itiraz olmadığından icra dairesince takibin devamına karar verilmesi gerekirken takibin durdurulmuş olması, "bir hakkın yerine getirilmemesi" niteliğinde olup, İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak şikayet konusu edilebilir....

        kabul ederek takibin durdurulduğunu, verilen kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrinin borçlu davalıya 23.11.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 29.11.2021 tarihinde usulüne uygun olmayan bir vekaletname ile borca itiraz edildiğini belirterek, istinaf talebinin kabulüne, süresinde yapılmayan itirazın reddi ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

        ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; kendilerine ödeme emri tebliğ edilmeden takibin haricen öğrenildiğini ve takibe itiraz edilmesi sonucu takibin durdurulmasına karar verildiğini ancak alacaklı yanca takibin durdurulmasına dair icra müdürlük işleminin şikayet edilmesi üzerine mahkemece şikayetin kabulü ile müdürlük kararının kaldırılmasına karar verildiğini, takibin devamına karar verilmesine karşın taraflarına yapılmış bir tebligat olmadığını ancak icra müdürlüğünce malvarlıkları üzerine haciz uygulandığından bahisle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; borçlunun ödeme emrinden haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ edilmese dahi borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibin durması ile ödeme emri tebliğinden beklenen faydanın sağlandığını belirterek şikayetin reddini istemiştir. III....

          Sayılı kararı) Somut olayda şikayetçi borçlunun Sigorta Tahkim Komisyonu'na 03/07/2020 tarihinde itiraz başvurusu yaptığı takibin ise daha önce 02/07/2020 tarihinde başlatıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan gerekçelerle itiraz başvurusunun takip başlatıldıktan sonra yapılması nedeniyle, takibin durdurulmasına" dair karar verildiği görülmüştür....

          İcra Dairesi'nin 2019/2096 E sayılı dosyasından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, süresi içerisinde takibe, borca ve yetkiye itiraz edilmiş olmasına rağmen icra müdürlüğünce takibin devamına karar verilmiş ve borç muhtırası gönderilmiş olduğunu, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, takibin devamına ve borç muhtırası gönderilmesine yönelik işlemlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          Öte yandan İİK. nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için; borçluya ödeme emri tebliğ edildiği halde borçlu süresinde itiraz etmeyerek takip kesinleşmiş ve daha sonra borçlu ölmüş ise, takibi mirasçılara yöneltmek isteyen alacaklının, mirasçılara ödeme emri çıkarmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin mirasçılara muhtıra gönderilerek tebliği ile yetinilmesi yeterlidir. Buna rağmen ödeme emri çıkarılması halinde, mirasçılar murisin ölümünden önceki ve kesinleşmiş işlemlere karşı murisin itiraz hakkı bulunmadığı sürece itiraz edemezler. Muris yönünden kesinleşen hususlar, mirasçılar tarafından ileri sürülemez. Takibin kesinleşmesinden sonra murisin ölümü halinde mirasçıların, mirası usulüne uygun reddettiklerine ilişkin mahkeme kararı almaları halinde mirasçılar aleyhinde takibe devam edilmesi ve mirasçıların mal ve haklarına haciz konulması mümkün değildir....

          UYAP Entegrasyonu