Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu Kurum vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, 2577 sayılı Kanun'un 28/2. maddesi hükmüne aykırı olarak, ödeme için kendilerine başvurulmadan doğrudan takibe başlanılması doğru olmadığından takibin iptali talebinde bulunmuştur. Mahkemece şikayet kabul edilerek takibin iptaline karar verilmiştir. Yukarıda yazılı yasal düzenleme uyarınca, İcra Dairesi'nin kanuna aykırı işleminin öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde şikayete konu edilmesi halinde, Mahkemece, işin esasının incelenerek sonuçlandırılması, aksi halde şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekir. Bu durumda Mahkemece, takip dosyasında borçlu Kuruma icra emri 28.03.2013'de tebliğ edildiği halde 31.05.2013 tarihinde şikayet başvurusunda bulunduğu nazara alınarak, şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek takibin iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir....

    İstinaf Sebepleri Şikayetçi 3. kişi istinaf dilekçesinde; aynı mahkemece ihalenin feshi şikayetinde aktif husumetinin bulunduğu kabul edilirken huzurdaki şikayet yönünden bulunmadığının kabulünün çelişkili olduğunu, tasarrufun iptali davası sonucunda taşınmazının satılması nedeniyle takibin düşmesine/devamına ilişkin işlemlerden doğrudan etkilendiğini, bu nedenle aktif husumetinin bulunduğunu, takibin zamanaşımına uğradığını, mahkemece İcra Müdürlüğünden görüş sorulmadan ve tanık dinlenmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C....

      Davalı vekili, borca dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği için yapılan takibin usulüne uygun olmadığını ve bu hususa itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davacının icra müdürlüğünün kararına itiraz ederek takibin devamına karar verilmesini talep ettiği fakat bu talebin icra müdürlüğünce reddine karar verildiği, davacının bu durumda icra müdürlüğünün kararını şikayet yerine itirazın iptali davasına konu ettiğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir....

        Şikayet olunan vekili, borçlu aleyhine yaptıkları takibin, aldıkları ihtiyati haciz kararının ve açtıkları tasarrufun iptali davasının şikayet edenden önce olduğunu, bu nedenle sıra cetvelinin yasaya uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; şikayetçi ...'ın borçlu aleyhine açtığı ve ....07.2009 tarihinde kabul edilen ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/52 esas sayılı tasarrufun iptali davasının karar tarihinin şikayet olunanın borçlusu aleyhine açtığı ve ........2009 tarihinde sonuçlanan ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/165 esas sayılı tasarrufun iptali davasından önce olduğu, bu durumda şikayetçinin hacizlerinin daha önce kesinleşmekle, İİK'nın 100. maddesine göre şikayetçinin sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile anılan sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Alacaklının takipten feragat etmesi nedeniyle şikayetin konusuz kaldığı, takibin dayanağı ilamın tapu iptal ve tescil davası olduğu, ilamın 21.01.2022 tarihinde kesinleştiği ancak icra takibine konu ilam vekalet ücretine karar tarihinden itibaren faiz işletildiği, şikayetin başlangıçta haklı olduğu gerekçesiyle şikayetin konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 525TL vekalet ücretinin şikayet edilenden alınarak şikayet edene verilmesine karar verildiği görülmüştür....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “takibin iptali” istemini içeren şikayet isteminden dolayı bozma üzerine direnme yoluyla; Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.01.2013 gün ve 2012/858 E., 2013/38 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan çıkan 26.11.2014 gün ve 2013/12-1123 E., 2014/969 K. sayılı kararın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi şikayetçi (borçlu) temsilcisi tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek karar düzeltme dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: İstem takibin şikayet yolu ile iptaline ilişkindir. Şikayetçi (borçlu) temsilcisi Mersin 2....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; mükerrer olan takibin daha sonra başlatılan ipotekli takip olmasına rağmen borçlunun şikayet dilekçesinde bu takibin değil ilk başlatılan kambiyo takibinin iptalini istediği, ancak iptali istenen takipte mükerrerlik söz konusu olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Borçlu istinaf başvurusunda; şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmekle birlikte, istinaf dilekçesinde de ... 12. İcra Müdürlüğünün 2018/4925 E. sayılı icra takibinin iptalini talep ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. C....

              İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki takibin iptaline ilişkin şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesince şikayetinin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; Bakırköy 3....

                Mahkemece, davalının faiz oranları yönünden de alacağa itiraz ederek asıl alacağa kısmi itirazda bulunmak iradesi gösterdiğini, asıl alacak yönünden itiraz ettiği miktarı açıkça belirtmediğinden asıl alacağa yönelik kısmi itirazın yok hükmünde olduğunun kabulü gerektiği, bu şekilde yapılan bir itirazın takibi durdurmaması gerektiği halde takibin durdurulmasına karar verilmesinin şikayet yoluyla çözülecek bir husus olmakla davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından asıl alacak yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine; bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle faize, ferilerine ve faiz oranlarına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı banka, kredi kartı borcunun tahsili amacıyla davalı hakkında başlattığı icra takibe itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....

                  Karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece T1 yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de, asıl taleplerinin ödeme emrinin/ takibin iptali olduğunu ve bu yöndeki taleplerinin değerlendirilmediğini, T2 yönünden takibe dayanak belgenin kambiyo vasfını yitirmesi nedeniyle takibin ancak adi takip yolu ile yapılabileceğini, mahkemece taleplerinin farklı ve yanlış değerlendirilmeyle zamanaşımı nedeniyle borca itiraz olarak değerlendirdiğini, taleplerinin bono vasfını kaybeden kıymetli evrak ile mevcut takibin yapılamayacağı yönünde olduğunu ve takibin iptali taleplerinin reddedildiğini, bonoda vade tarihinden itibaren 3 yılın geçmesiyle alacaklının takip hukukundan kaynaklı taleplerini ileri süremeyeceğini, taleplerinin niteliğinin şikayet olduğunu ve davadaki şikayet hakkının süresiz şikayet olduğunu, mahkemenin kararında kendi içinde çelişkiye düştüğünü, kurduğu gerekçe ile de davanın kabulünün elzem olduğunu, ayrıca her iki davacı lehine icra inkar tazminatı...

                  UYAP Entegrasyonu