Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki takibe dayanak ilamın kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğine yönelik şikayet sebebiyle yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; takibin dava sonuna kadar durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmiştir. Kararın şikayet eden ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile karşı taraf ...tarafından Kumluca İcra Müdürlüğünün 2016/882 Esas sayılı dosyasında şikayet eden ...’na karşı başlatılan takibin iptal edilmesine karar verilmiştir....

    O halde mahkemece, öncelikle takibe konu ilamın kesinleşmediği gerekçesiyle takibin iptali yönündeki şikayet incelenmeli ve takibin iptali gerekmiyor ise icra emrinde alacaklı ve vekilinin vergi kimlik numarasının bulunmadığı, sürelerin yer aldığı kısımların boş bırakıldığı ve takibe konu ilamın icra emrine ekli olarak gönderilmediği gerekçesiyle icra emrinin iptali yönündeki şikayet incelenmeli ve bu iddialar nedeniyle icra emrinin iptali gerekmiyor ise nihai olarak takip talebinde yer alan faiz miktarlarının neye dair olduğunun ve hangi tarihten itibaren hesaplandığının da belli olmadığı, hesaplamaların hatalı olduğu gerekçesiyle ilama aykırılığa dayalı icra emrinin iptali yönündeki şikayet incelenmeli, gerekli görülür ise uzman hesap bilirkişisinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli ve her bir talep yönünden kurulan hüküm somut ve açık bir şekilde gerekçelendirilmelidir....

    İcra Müdürlüğünün 2019/7567 E. sayılı dosyasında takip başlatıldığını ve o dosyada borçlu tarafından belirli aralıklarla ödemeler yapıldığını, iş bu takibin, aynı alacaktan kaynaklanması ve tahsilde tekerrür etmeme kaydının bulunmaması sebebiyle mükerrer olduğunu ileri sürerek, Kemalpaşa İcra Müdürlüğü'nün 2020/1379 E. sayılı icra takibinin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı banka cevap dilekçesinde; daha önce başlatılan ipotekli takibin İİK'nın 150/e maddesi gereğince takipsizlikle kapatılması nedeniyle iş bu takibin başlatıldığını, bu suretle mükerrer takip bulunmadığını ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; şikayete konu takipten önce başlatılan ipotekli takibin İİK'nın 150/e maddesi gereğince düşmüş olması nedeniyle, takibin düşmesinden sonra başlatılan iş bu ipotekli takibin mükerrer olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine hükmedilmiştir. IV....

      .-51 K. sayılı kararıyla borçlu kefil ... yönünden takibin iptaline ilişkin verilen kararın taraflarınca tehiri icra talepli temyiz edilmekle henüz kesinleşmediğinden ve takibe konu sözleşmenin tüketici kredisi olmayıp genel kredi sözleşmesi olduğundan bahisle borçlu kefilin yeniden dosyaya borçlu sıfatıyla eklenerek, kaldırılan hacizlerin yeniden konulması talebinin icra müdürlüğünce reddine ilişkin müdürlük kararının şikayet konusu yapıldığı, mahkemece, borçlu kefil tarafından alacaklı banka lehine açılan takibin iptali davasının henüz kesinleşmediği gerekçesiyle davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği görülmüştür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 364/3. maddesinde icra mahkemesi kararının temyiz edilmesinin satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı hükme bağlanmış olduğu gibi, icra mahkemesi kararlarının icrası için kesinleşmiş olması da gerekmemektedir. Kaldı ki borçlu kefil ... yönünden takibin iptaline ilişkin ......

        İİK'nın 71. maddesinde belirtilen takibin iptali veya taliki davası takibin kesinleşmesinden sonra yapılan itfa, imhal ve zamanaşımına ilişkin olup, işbu davada anılan koşullar yoktur. İlamsız takipte borçlunun borca ve takip dayanağı belgelerin içeriğine dayanarak icra mahkemesinden şikayet yoluyla takibin iptalini istemesi ve icra mahkemesince bu talebin kabulüne imkan yoktur. Üstelik genel mahkemede açılacak itirazın iptali davasında olduğu gibi yargılama yapılarak, bu kapsamda bilirkişi raporu ile alacağın varlığı ve miktarı, takibe dayanak belgelerin kapsamı tespit ve tayin edilip, tarafların borçtan sorumlu olup olmadıkları belirlenip, takibin iptali sonucuna gidilemez. Kaldı ki alacaklı ilamsız takipte hiçbir belgeye dayanmadan takip yapma hakkına da sahiptir....

        Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, borçlunun talep dilekçesinde terditli olarak mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep ettiğini, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptali hususunda başvurulabilecek yolun icra memurunun muamelesinin şikayeti yolu olup şikayet yolunun kendine özgü sebepler barındıran dava ve takibin iptaliyle herhangi bir benzerliği olmayan hukuki bir yol olduğunu, borçlunun taleplerinin göz önünde bulundurulduğunda kendine özgü özellikleri olan iki yarı hukuki yolu icra mahkemesinden terditli olarak talep etmesinin göze çarptığını, takibin iptali ve şikayet yolunun kendine özgü özellikleri olan icra mahkemesinden talep edilebilen iki ayrı hukuki bir yol olduğunu, aynı usullere tabi olmayıp takibin iptali talebinin ve şikayet talebinin terditli olarak açılamayacağı gibi aynı dilekçe ile mahkemeden talep edilemeyeceğinden takibin iptali nedenleri somut olayda bulunmamasından dolayı taleplerin...

        ye ait taşınmazların satış bedellerinin de mahsubu gerektiğinin dikkate alınmadığını, takibin iptali için rehin açığı belgesinin iptalinin gerekmediğini, rehin açığı belgesi hakkında kesin hüküm olsa bile takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, kefil sıfatının bulunmadığını, borçtan şahsen sorumlu olmadığını, ipotek resmi senedindeki ifadenin kendi sorumluluklarına ilişkin olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, rehin açığı belgesinin ve takibin iptali istemli şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16, 150, 152. maddeleri. 3. Değerlendirme 1.İcra mahkemesince verilen kararları, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararları, kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil ederler....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Şikayet, takibin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlunun talebi takibin iptaline yönelik olup şikayet mahiyetindedir. Şikayetlerin incelenmesi ise İİK'nın 16. maddesi gereğince icra mahkemelerinin görevidir. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin talebin borca itiraz olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken, talebin şikayet olduğu esas alınarak, takibin iptal edilmesi gerekip gerekmediğinin davacının iddiaları doğrultusunda değerlendirilip neticesine göre bir karar vermekten ibarettir....

          Maddesi uyarınca İtirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına mahkum istemi ile açılan davanın genel veya aradaki hizmet ilişkisi nedeni ile iş mahkemelerinde görülebilmesi için, takibin aynı kanunun 66. Maddesi uyarınca borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine durdurulması gerekir. Aynı kanunun 193. Maddesi uyarınca takibin durdurulması kararı ise iflasın açılması halinde sözkonusudur. İflasın açılması durumunda durdurma kararı yasadan kaynaklanan bir icra müdürlüğü işlemidir. Burada borca itiraz yoktur. İcra Müdürlüğünün işlemine karşı, ancak icra mahkemesinde şikayet veya itiraz yoluna başvurulabilir....

            Borçluların bu husustaki başvurusu şikayet niteliğinde olup İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir. Mirasın reddi ilâmı ile hakkındaki takip işlemlerinin iptalini isteyen şahsın başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilmeyeceğinden ve İİK’nun 16/2 maddesi gereği süreyle sınırlandırılamayacağından, ilamlı icra takibinde mirasçıların mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebi süresiz şikayet olarak değerlendirilmelidir. O halde, şikayetçilerin mirasın reddi nedeniyle takibin iptali ve haczin kaldırılması talepleri süresiz şikayet olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip, deliller değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçi-borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....

              UYAP Entegrasyonu