Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2021/6089 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takibin mükerrer olduğunu ve İİK'nın 45. Maddesi uyarınca takibin iptali gerektiği belirtilmiş ise de şikayetçi borçluların Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü'nün 2019/4898 Esas sayılı dosyasında yukarıda da belirtildiği üzere borçlu olarak yer almadıkları, bu nedenle mükerrer takip iddiasının ileri süremeyecekleri, bu nedenle borçlular vekilinin buna yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Şikayetçi borçlular vekili kat ihtarnamelerinin borçlulara usulüne uygun tebliğ edilmediğini bu nedenle takibin iptali gerektiğini belirtmiş ve İlk derece mahkemesi tarafından, borçlu Cengiz Yedlioğlu yönünden kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle icra emrinin iptaline karar verilmiş ise de; konuya ilişkin olarak Yargıtay 12....

Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir....

Davacı borçlu tarafça, örnek 14 ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte, takip talebinin yasal unsurları (İİK 58.maddesindeki) taşımaması sebebiyle takibin iptali, dayanak belge eklenmediğine dair şikayet ile icra müdürlüğünün 24/05/2022 tarihli tahliye emrinin, 22/07/2022 tarihli kararının ve 26/07/2022 tarihli haciz zabtının kaldırılması isteminde de bulunulduğu halde, mahkemece yalnızca usulsüz tebliğ şikayetine yönelik hukuki değerlendirmede bulunulmuş, diğer şikayetler ve takibin iptali istemi ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yine, davacı tarafın tahliyeye yönelik bir talebi bulunmamasına rağmen önce kiralayan davalının ardından mahkemece yapılan tashih şerhi ile "davacının dava konusu taşınmazdan tahliyesine" dair hüküm kurulmakla talep dışına çıkılarak HMK 'nun 297/2. Maddesine de aykırı davranılmıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı bir usul hatası olup, HMK 'nun 355....

Haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü ancak ilgilisi tarafından İİK'nun 16.maddesi uyarınca yasal sürede icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi halinde değerlendirilebilecek bir husus olup, icra müdürlüğünce kendiliğinden nazara alınıp tebligatın usulsüz olduğu değerlendirilerek alacaklının haciz isteminin reddine karar verilemez. O halde mahkemece icra müdürlüğünün, alacaklının haciz isteminin reddine dair 28.10.2014 tarihli işleminin yukarıda açıklanan gerekçelerle iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, üçüncü kişiler tarafından icra mahkemesine getirilmiş usulsüz tebligat şikayeti olmadığı halde, tebliğ işlemi denetlenip haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulsüz olduğundan bahisle şikayetin reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Bunun yanında davacı-borçlunun takibin iptali talebinin gerekçesinin borca itiraz olup, takibin niteliği gereği icra dairesinde yapılması gerektiği, ödeme emrinin de iptalini gerektirir usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir. O halde mahkemece davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, takibin niteliği gereği borca itirazın İİK 62. Maddesi uyarınca icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden ödeme emri ve takibin iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davalı-alacaklılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı alacaklıların istinaf başvurusunun kabulü gerekçeleri dikkate alındığında davacı-borçlu vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacı-borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1/b-1....

    ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatta gönderen mercinin, takibin başlatıldığı icra dairesinden farklı olarak İstanbul İcra Müdürlüğü olarak yazıldığını, tebliğ yapılan adresin ikamet adresi olmadığını, babasına yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, babası ile arasının bozuk olduğunu, konuşmadıklarını, takipten 01.07.2021 tarihinde tesadüfen haberdar olduğunu, takip talebinde adresinin yazılmadığını, mernis adresine tebligat şeklinde ibare ile hazırlanan takip talebinin icra müdürlüğünce kabul edildiğini, takibin bu hali ile iptali gerektiğini, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, takipten 01.07.2021 tarihinde haberdar olduğunun tespitine, yasal şartları taşımayan takibin ve ödeme emrinin iptaline, takibin durdurulmasına, hacizlerin ayrı ayrı fekkine karar verilmesini talep etmiştir. II....

      Öte yandan tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, usulsüz de olsa borçlu ...’a 19/03/2014 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, daha sonra 103 Davetiyesinin 24/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği bu tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ise ileri sürülmediği buna göre borçlu ...’ın en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 24/10/2014 tarihinde takipten ve dolayısıyla usulsüz tebligattan haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlu ...’ın 23/01/2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddi gerekmektedir....

        Hukuk Dairesinin 2021/299 esas 2021/4515 karar sayılı ilamı) O halde mahkemece, yukarıda yazılı gerekçelerle, şikayetin kısmen kabul edilerek icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetli olmadığından; HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, şikayetin kısmen kabulü ile, icra emrinin davacı yönünden iptaline, takibin iptali isteminin reddine, sair şikayet (usulsüz tebliğ şikayeti) bu aşamada konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalı alacaklı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

        Davacı dava dilekçesinde, borca itirazın yanında usulsüz tebliğ şikayetinde de bulunduğunu beyan etmiş olmasına rağmen, Mahkemece HMK'nın 297.maddesine aykırı olarak davacının usulsüz tebliğ şikayeti konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti de incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince davacının istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

        Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip talebi ve ödeme emrinde borcun sebebinin gösterilmemiş olup icra takibinin neye istinaden başlatıldığının belirsiz kaldığını, müvekkili aleyhinde başlatılan icra takibine ilişkin olarak müvekkilinin hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkiline gönderilen tebligat zarfı içerisinde eklerin bulunmadığını, ayrıca yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin icra takibinden 02/09/2021 tarihinde haberdar olduğunu belirterek tüm bu sebeplerle davanın kabulü ile takibin iptaline, takibin iptaline ilişkin taleplerinin kabul olmaması halinde gönderilen ödeme emirleri usulsüz olduğundan usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebligatların iptaline ve tebliğ tarihinin müvekkilinin öğrenme tarihi olan 02.09.2021olarak düzeltilmesine, icra dosyasına sunulan itirazın süresinde olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu