Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmaya iştirak etmediği ancak icra dosyasına sunduğu dilekçesinde; Alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcumuz bulunmadığı, Bu nedenle ödeme emrine, borca, takibe, faiz oranına, faize, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine açıkça itiraz edildiği, ayrıca iddia edilen borca ilişkin dayanak belge dosyaya sunulmadığı, ekinde herhangi bir dayanak belge tebliğ edilmediği, inceleme imkanı tanınmadığından belge / belgeler üzerinde bulunan imzaya ilişkin itiraz hakkımı saklı tutulduğu ifade edilerek, ödeme emrine, borca, borcun tamamına, takibe, faiz oranına, faize, işlemiş faize, harç, ----- ücretine , takibin tüm ferilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, Elektrik ------------esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminat talebine ilişkindir. Davada taraf teşkili sağlanmış, dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır....

    Ödeme emri tebliği üzerine davalı kiracı süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde,takibe,borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, faize ilişkin itirazın iptaline, İİK 62/4 maddesi gereğince borca kısmi itiraz edildiğinde itiraz edilen kısım açıkça belirtilmemişse itiraz edilmemiş sayılacağından borçlunun kısmi itirazında miktar açıkça belirtilmediğinden borca yönelik itirazın yapılmamış sayılması gerektiği, dolayısıyla geçerli olmayan bir itirazın iptalinde de davacı alacaklının hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca 6183 sayılı Kanuna tabi alacaklarla ilgili icra dairesindeki takibin hüküm ifade etmeyeceği, kira alacağı dışındaki belediye gelirlerine ilişkin diğer alacak kalemlerinin de kamu alacağı niteliğinde ve 6183 sayılı Kanunun hükümlerine tabi olup icra dairesinde takibinin yapılmasının mümkün bulunmadığı, geçersiz bir takipte itirazın iptalinin talep edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

      İcra Dairesi'nin 2009/3954 takip sayılı dosyasında, borçlular tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, davalı- borçlu şirketin itirazı üzerine 13.05.2009 tarihinde, davalı-borçlu ...' in itirazı üzerine 14.04.2009 tarihinde takibin her iki borçlu açısından durdurulduğu, alacaklı tarafından Kayseri 2....

        Davalı bu borca ve uygulanan faize soyut beyanlarla haksız ve kötüniyetli olarak itiraz etliğini, Davacı tarafından davalı tarafa fatura konusu----faturaların karşı tarafa gönderildiğini, davalı----- kabul ederek ticari defterlerine işlediği, -----yararlandığını,----- --- düştüğünü,iş bu husus tahkikat safhasında bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme neticesinde de açıkça görüleceğini, davalı itirazında haksız olup kötü niyetli olduğunu,icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini,bu nedenle borçlunun itirazının iptali (asıl alacak ve faize itirazın iplaline) takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedimesi gerektiğinin, borçlunun borca vc faize ilişkin itirazının iptaline, takibin İstanbul Anadolu --- Esas sayılı dosyası takip dosyasından devamına, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar lazmînatına hükmedilmesine,yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava...

          Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte borca itiraz, faize itiraz ve çek tazminatına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçluların borca ve faize itirazlarının reddine, davacı borçlulardan Sel Konut İnşaat Taahhüt bakımından çek tazminatı yönünden takibin iptaline, diğer borçlu yönünden itirazının reddine ve takip durdurulduğundan asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davacılardan alınmasına karar verilmiştir. Kararın davacı borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının borca, imzaya ve faize yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kararın hukuka ve usule aykırı olduğunu belirterek, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin korunmasını istemiş, gerekçeli kararın 23/03/2020 tarihinde tebliğine rağmen, Covid 19 nedeniyle sürelerin durmasına ilişkin yasal düzenleme dikkate alındığında, yasal süresi geçtikten sonra 01/07/2020 tarihinde ayrıntılı istinaf başvuru dilekçesi verilmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 294. maddesi uyarınca konkordato kesin mühleti içinde takip yapılamayacağı iddiasıyla takibin iptali, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca ve faize itiraz, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin yasal unsurları taşımadığı iddiasıyla takibin iptali istemine ilişkindir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine 14/12/2017 keşide tarihli 1 adet çekten dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacıların takibin ve ödeme emrinin iptali istemiyle dava açtıkları, borca ve faize itiraz ettikleri, ayrıca çek tazminatından keşidecinin sorumlu olduğundan bahisle çek tazminatına yönelik itirazları ile birlikte çek aslının kasaya alınmadığından bahisle şikayette bulundukları görülmüş olup, her ne kadar ödeme emri davacıların vekili yerine asile tebliğ edilmiş ise de davacılar vekilinin borca yönelik itiraz ve takibe yönelik şikayete ilişkin süresi içinde davasını açtıklarından, takibin esasına yönelik itiraz ve şikayetlerini bildirdiklerinden bu nedenle ödeme emri tebliğ işleminin iptalinin bu aşamada gerekmediği, ayrıca borca yönelik itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında kesin delille ispatlanamadığı, faize yönelik itirazla ile ilgili alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi...

            İcra Müdürlüğü'nün 2007/1096 esas numaralı dosyası ile takip başlattığını, müvekkil ve kefillerin bu dosyada kısmi ödemelerde bulunarak borcun bir bölümünü kapattığını, mükerrer olarak ve yapılan ödemeler mahsup edilmeksizin başlatılan takibin ve açılan davanın kötüniyetli olduğunu savunmuş, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine 22/11/2019 tanzim tarihli 26/11/2019 vade tarihli bono alacağından dolayı 29/11/2019 tarihinde kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, 06/12/2019 tarihinde davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği, aynı tarihte davacının takibe konu senedin tehditle imzalattırıldığından bahisle takibin iptali istemli dava açtığı, borca ve ferilere itiraz ettiği, faize yönelik itiraz ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 21,94USD fazla faiz istendiğinin tespit edildiği, her ne kadar davacı taraf senedin zorla imzalatıldığını söyleyerek takibin iptalini istemiş ise de bu iddiasının dar yetkili icra hukuk mahkemesinde kesin delille ispatı gerektiği, borca yönelik itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında kesin delille ispatlanamadığı, mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine itirazında kısmi itiraz iradesi göstermesine rağmen icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dairesi işleminin şikayet yolu ile çözümlenmesi gerektiği halde, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle asıl alacak yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında “...Bununla birlikte sözkonusu borca ilişkin olmak üzere belirtilen miktar derecesinde borcum olmadığından asıl borca ve ferilerine itiraz ediyorum” demek suretiyle asıl borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiş, bunun sonucunda da icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeksizin aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                UYAP Entegrasyonu