Bu haliyle taraflara karşılıklı edimler yüklenen uzlaşma tutanağı, İİK’nın 71. maddesi bağlamında borç ve ferilerini sona erdiren “itfa” olarak değerlendirilemez. Borcun itfa edilip edilmediği olgusu genel mahkemede yargılamayı gerektirir. O halde; İlk Derece Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve alacaklının istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; İİK'nın 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince, itfa şikayetinin kabulü halinde, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, "takibin iptaline" hükmedilmesi de doğru görülmemiştir....
Dağıtım A.Ş. tarafından 6111 sayılı Yasa gereğince 29.06.2011 tarihli makam oluru ile yapılandırılarak 41.746,14 TL ödeme yapıldığını, müşterek ve müteselsil sorululuk gereği borcun kendileri yönünden de sona erdiğini ileri sürerek İİK 33. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasını, takibin ve ödeme emrinin de iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece, 11.11.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda ödeme nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. İİK’nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir....
Uyuşmazlık genel mahiyetiyle icra emrine itiraz ve itfa sebebiyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Davacı yan işbu dava ile Bakırköy 21.İş Mahkemesi'nin kararı üzerine 26.12.2017 tarihinde alacaklının Banka hesabına 43.335,46- TL ödeme yapılarak borcun itfa edildiğini, buna rağmen aleyhlerine 27.12.2017 tarihinde kötüniyetli olarak icra takibinin başlatıldığını, icra emrinde asıl alacak tutarlarının hangi kalemlerden oluştuğunun ve faizli alacaklara faiz başlangıç tarihlerinin belirtilemiş olduğunu ifade ederek yapılan ödeme sebebiyle takibin durdurulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur....
Yine alacaklının, icra dosyasında, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her talebi ile de zamanaşımı kesilir. Zamanaşımını kesen bir işlemin yapılması ile yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. İİK.'nun 71 ve bu madde de atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddelerindeki zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkindir. İİK. 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir"....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İYUK madde 28 kapsamında yasal prosedür gereği takibin başlatıldığını, halihazırda alınmış bir tehiri icra kararının mevcut olmadığını, İ.İ.K madde 71 de belirtilen icra takibinin iptali koşullarının meydana gelmediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Celp edilen İstanbul 35. İcra Müdürlüğü'nün 2018/36363 e sayılı dosyası incelenmiştir. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, takip dosyası, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki tüm evraklar ele alındığında; Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte borçlunun başvurusu, her ne kadar takibin iptali istemi olarak belirtilmiş ise de, hukuki tavsifin hakime ati olduğu prensibi doğrultusunda takip konusu alacağın takipten önceki dönemde itfa edildiğinden bahisle icranın geri bırakılması istemi olup, davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''davacıların takibe konu senedin ödendiği itirazının bulunduğu, senedin itfa edildiğine ilişkin dekontların sunulduğu, ilgili bankadan sunulan dekontların yer aldığı tarihe ilişkin hesap hareketlerinin incelendiği, hesap hareketlerinde yapılan ödemelerin takibe konu senede ithafen yapıldığının belirtildiği bu haliyle davacının iddiasını İİK md. 169/a'da belirtilen belgelerle ispat ettiğinin kabul edileceği anlaşılmakla davanın kabulü ile İstanbul 3. İcra Müdürlüğü'nün 2021/8435 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin davacılar yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına, davacıların tazminat taleplerinin reddine'' karar verildiği görülmüştür....
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir. İcra mahkemesi, geri bırakılma talebini reddettiği takdirde borçlu ancak istinaf veya temyiz yoluna başvuru süresi içinde alacağı karşılıyacak nakit veya icra mahkemesince kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilat veya taşınmaz rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartiyle istinaf veya temyiz yoluna başvurabilir....
Anılan Yasa hükmünde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılacağı '' düzenlemesi mevcut olup, icra mahkemesi anılan şartların tahakkuku halinde icrayı geri bırakabilir. Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamın velayet hükümlerinin değiştirilmesi yönünde Aile Mahkemesi'nde dava açtığını bildirilmiş ise de; açılmış bu davada takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği sürece takibe devam olunur. Bu durumda, Mahkemenin aksi düşünce ve yazılı gerekçeyle ilamın icrasının geçici olarak durdurulmasına karar vermesi doğru değildir....
a 12.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlunun ise 26.05.2014 tarihinde mahkemeye yaptığı başvuruda 31.07.2013 tarihinde borcu ödediğini belirterek takibin iptalini istediği görülmektedir. Borçlu takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait ödeme itirazı ileri sürmüş olmakla; başvuru bu hali ile İİK'nın 149/a-1 maddesi göndermesiyle İİK.nun 33/1. maddesine dayalı takipten önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK.nın 33/1. maddesine göre kesinleşme öncesi itfa itirazı, icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazı yasal 7 günlük sürede yapılmadığına göre mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde icranın geri bırakılmasına dair hüküm tesisi isabetsizdir....
Sayılı boşanma ilamında hükmedilen nafakanın tahsili amacıyla ilamlı takip başlatıldığı, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda;takip konusu alacağın bir kısmının banka aracılığıyla, bir kısmının ise müşterek çocukları üzerinden banka havalesi yapılarak ödendiği, geri kalan alacak için de 23.11.2012 tarihli belge düzenlendiğini, borcunun kalmadığını açıklayarak, ödeme sebebiyle takibin iptalini ve araç üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiş, Mahkemece 23.11.2012 tarihli ibranameye göre takip konusu alacağın takip tarihinden sonra ödendiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....