Davacı borçlular vekili istinaf başvurusunda özetle; şirket adına yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, Selim Örencik'in yetkili olmadığını, şirket çalışanı da olmadığını, tebliğ işleminin TK'nın 12 ve 13.maddelerine aykırı olduğunu, davacı T2n tebligat adresinde ikamet etmediğini, tebligat alan Selim Örencik'in aynı adreste yaşayan tebliğe ehil kimse olmadığını, müşterek yetki sözleşmesi olmakla tek imza ile borçlanmanın mümkün olmadığını, kaşe üzerindeki imzanın ortaklık yetkilisine ait olmadığını, davacı T2n da tek imzadan ötürü borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....
haberdar olunduğunun kabulü gerektiği, davacının bu yöndeki itirazlarının süresinde olmadığı anlaşılmış, şikayetlerin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin derdestlik sebebiyle, dava şartı yokluğundan reddine, Davacının ödeme emrine dayanak belgelerin eklenmediği ve icra müdürünün mührü ile imzasını içermediği yönündeki şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve borca itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ve diğer talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebligatın muhtara yapılmış olduğunu ancak hem Tebligat Kanunu’nun anılan maddesine hem de Tebligat Yönetmeliği’nin 30, 35 maddelerine aykırı işlem yapıldığını, müvekkiline tebliğ edildiği izlenimi veren bu tebligatın usulüne uygun olmadığı için iptali gerektiğini, bu aşamada, yerel mahkemece, tebligatın usulsüzlüğüne dair taleplerinin dikkate alınmadığını, oysa ki maaş haczi müzekkeresinin müvekkilin işyerine gönderildiği 26.10.2020 tarihinde müvekkil davacı icra dosyasından haberdar olduğunu, öğrenme tarihi tebligat tarihi olarak kabul edildiğinde, tebligatın iptali ile takibin esasa dair dava sebeplerimiz dikkate alınarak takibin de iptali gerekeceğini, takibin durdurulması ile yetinilmesinin müvekkilinin mağduriyetine neden olacağını, ayrıca müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken kötü niyet...
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 21.09.2022 tarih ve 2022/1595 Esas-2022/9128 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğ edilen Gamze Yılmazer'in site yöneticisi olmadığını, tebligatın usulsüz olduğunu, borçlunun hesapları üzerine bloke konulduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayet süresinin geçtiğini, davacının takipten daha önce haberdar olduğunu, takibe itirazın olmadığını, tebligatın usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece tebligat yapılan kişinin davacının daimi çalışanı olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....
vasfını taşımamaları nedeniyle takibin iptali gerektiğini belirterek, takibin iptaline, ödeme emri tebligatlarının geçersizliğine, bu talebin uygun görülmemesi durumunda tebligatın usulsüzlüğüne, öğrenme tarihinin dava tarihi olarak tespitine, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu dava dilekçesinde özetle; Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2019/15051 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından senede dayalı olarak takip yapıldığını, çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, borcun kendisine ait olmadığını beyanla, takibin iptalini talep etmiş, Duruşmada alınan ifadesinde, tebligatta adı geçen Emine Gökdemir isimli şahısla aynı apartmanda oturmadığını, takipten 09/10/2019 tarihinde haberdar olduğunu beyanla, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın gecikmiş itirazda bulunduğunu, usulsüz tebliğ şikayetinin olmadığını, İİK m. 65 şartlarını taşıyan geçerli bir mazeretinin bulunmadığını, borçluya yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davacı borçlu vekilince dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayeti dışında ayrıca tebligat tarihinde müvekkilinin yurt dışında olduğu iddia edilmekte olup, bu halde borçlunun itirazı İİK'nun 65.maddesi kapsamında gecikmiş itiraz niteliğinde olduğundan borçlunun yurda giriş çıkış kayıtlarının getirtilip, mazeretinin sona ermesinden sonra 3 günlük süresi içinde iş bu davayı açıp açmadığı, mazeretinin kabulü ile takibin duracağından bu durumda alacaklıdan itirazın kaldırılmasını isteyip istemediği sorularak tahkikata devam edilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz görülmüş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK. 353/1- a (6) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir....
Vekille takip edilen işlerde tebliğ usulsüzlüğünden ziyade tebliğ yokluğu, eksikliği sözkonusu olup vekile tebligat yapılmadıkça takip kesinleşmeyeceği gibi takibin kesinleşmesi koşuluna bağlı olarak borçlunun malvarlığına haciz konulamaz. Diğer taraftan TK'nın 32. maddesinin uygulanabilmesi için vekile usulsüz de olsa yapılmış bir tebliğin bulunması gerekir. Somut olayda takip dosyasında vekile tebligat çıkarılmadığından TK'nın 32. maddesi uygulanamayacağı gibi istemin İİK'nın 16/1. maddesi uygulanmak suretiyle süre yönünden reddi cihetine de gidilemez. O halde, ilk derece mahkemesince borçlunun şikayeti üzerine ilk derece mahkemesince vekile tebliğ eksikliğinin giderilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1894 KARAR NO : 2021/81 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : A HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2018 (Dava), 15/02/2019 (Karar) NUMARASI : 2018/36 ESAS, 2019/4 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ - KAMBİYO ŞİKAYETİ KARAR : Sarıkamış İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/36 Esas, 2019/4 Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....