Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1098 Esas sayılı dosyasında verilen geçici mühlet kararı sunularak müvekkilleri yönünden takibin durdurulmasının talep edildiğini, tüm taraflar adına borca itiraz adı altında sunulan dilekçeyle tüm davalıların vekilleri tarafından icra takibine itiraz edildiği açık iken bu durumun mahkemece göz ardı edildiğini, 2. dilekçe ile de açıkça tüm davalılar yönünden icra takibine, ödeme emrine, borca ve ferilerine aynı gün 13.12.2018 tarihinde itiraz edildiğini, Yargıtay 12....
Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....
Dosya kapsamından ödeme emrinin borçlu davalı Bakanlığa 14.09.2012 tarihinde tebliğ edildiği, Hazine vekili Av.....tarafından verilen 20.09.2010 günlü dilekçe ile hakkında takip yapılan tüm kamu kurumları adına borca itiraz edilerek durdurulmasının istendiği, bu dilekçenin İcra Müdür Yardımcısı.....rafından 22.09.2010 tarihinde havale edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece icra dairesine yazılan yazıya verilen 13.02.2012 ve 20.03.2012 günlü cevabi yazılarda da icra takibine tüm borçlular tarafından süresi içinde itiraz edildiği bildirilmiştir. İcra müdürlüğünce takibe tüm borçlular tarafından süresi içinde itiraz edildiği kabul edilerek takip durdurulduğuna göre açılan itirazın iptâli davasının esasının incelenmesi gerekirken ödeme emrine usulüne uygun şekilde itiraz edilmediğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle taraflar yararına bozulması gerekmiştir....
(HMK 115/2) Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Uyuşmazlığın, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen araçların otoyoldan cezalı geçtiği, geçişler sonrası otoyol geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı cezai şart alacağının ödenmemesine dayalı yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali talebinden kaynaklandığı, davaya konu icra takibinde ödeme emrinin davalıya 12/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan tarafça 7 günlük itiraz süresinden sonra 19/10/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği ödeme emrine süresinde itiraz edilmediğinin anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için İİK'nın 61/1, 62/1 ve 66/1 maddeleri uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmuş olması şarttır....
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına 22.12.2020 tarihli dilekçe sunarak borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, itiraz dilekçesinin sonuç kısmında takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve ferilerin tümüne yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini belirttiklerini, davanın haksız ve yersiz olduğunu beyanla reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; davalı borçlunun 22.12.2020 tarihli borca itiraz dilekçesi içeriğinden ve sonuç bölümünden yetkiye, takibe, ödeme emrine, asıl alacağa, borca, işlemiş ve işleyecek faiz ile ferilerine itiraz ettiğinin açıkça olduğu, bu haliyle borcun tamamına itiraz ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....
-----sayılı takip dosyasının ------- incelenmesinde: Ödeme emrinin---- tarihinde borçlu ----- edildiği, borçlu ----- tarihinde tebliğ edildiği, borçlular adına -------- tarafından 06/08/2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, borca itiraz dilekçesinin yasal süresinde olduğu ancak borca itiraz dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamenin incelenmesinde vekaletnameyi verenin borçlu---- --- adına vekaletin bulunmadığı, ibraz edilen vekaletin de borçlu ----kapsamadığı, icra dairesince --- karar tensip tutanağı ile takibin durdurulduğu, borçlu gider avansı olmadığından borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede itirazın iptali davasının açıldığı tespit edilmiştir. Mahkememizce celse arasında---- ----- adına vekaletname sunulup sunulmadığı sorulmuş, icra dairesinin ----tarihli cevabı yazı ile --------adına düzenlenen vekaletnamenin gönderildiği görülmüştür....
Adıma açılan aynı alacaklı bankadaki tüm hesaplarımın incelenmesi ve ödenen meblağların (birçok ödeme yapıldığından) düşümü sonucu adıma başlatılan takibin toplam borcunun bu kadar fahiş olması imkansız olacağından yani bu kadar çok çıkmayacağından borca itiraz ediyorum.” şeklindeki beyanının borca kısmi itiraz niteliği taşıdığı, İİK'nın 62/4. maddesi gereğince itiraz edilen kısmın miktarı açıkça gösterilmediğinden borca yönelik bu kısmi itirazın geçersiz olduğu, bu durumda borçlu itiraz etmemiş sayılacağından takibin kesinleştiği, duran bir takibin varlığı söz konusu olmadığından itiraz üzerine duran takibin devamını sağlama amacına yönelik olan işbu itirazın iptali davasını açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın hukuki yarar yokluğundan reddine...." karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur....
İDDİANIN ÖZET: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin borçlu idare aleyhine cari hesaptan kaynaklı fatura alacağı nedeniyle ilamsız icra takibi başlattığını, karşı taraf vekilince 23/06/2020 tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edilmeden icra dosyasına bir kısım beyanlarda bulunulduğunu, borçlunun borca, ödeme emrine karşı bir itirazının olmadığını, buna rağmen icra müdürlüğünce 23/06/2020 tarihli karar ile borçlu vekilinin sunduğu dilekçe borca itiraz dilekçesi kabul edilerek takibin durdurulduğunu, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, söyleyerek kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Dava icra memur işlemini şikayete ilişkindir. Dava süresindedir. Ödeme emrine itiraz sebeplerini iki bakımdan sınıflandırmak mümkündür. Bunlar; Maddi Hukuka veya Takip Hukukuna dayanan itiraz sebepleridir. Ayrıca borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir....
Noterliği'nin 07/06/2012 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesini tebliğ edildiğini, yasal süre içinde davalı tarafça fatura içeriğine itiraz edilmediğini, borçlunun itirazında haksız olup kötüniyetli olduğunu, icra takibini uzatmak amacıyla borca itiraz edildiğini belirterek borçlunun borca itirazının iptali ile takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %40'ndan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
bu fazla borca müvekkilinin itiraz ettiğini, müvekkilinin ödeme emrine itirazını haksız bir itiraz gibi değerlendirildiğini ve müvekkilinin icra inkar tazminatı ödemesine hükmedildiğini, bilirkişi raporuyla ve davacı beyanlarıyla da sabit olan ve fazla tutarlı düzenlenen ödeme emrine itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....