Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd. maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 277 ve devam maddelerine dayalı tasarrufun iptali talebi ile açılmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı vekilince bu kararın istinaf kanun yoluna taşındığı görülmüştür. Dava terditli olarak açılmış İ.İ.K 277 md. göre karar verilmesi istenmiş, olmadığı takdirde B.K. 19. maddeye göre karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkeme sadece İ.İ.K 277 md. ve devamı maddelerine göre inceleme yapmış ancak B.K. 19. md. göre hiç bir inceleme yapmamıştır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

    İcra Müdürlüğünün 2014/15635 esas sayılı icra dosyasındaki alacağın tahsili için İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olduğunu, bu nedenle 6 aylık hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz. Ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir. Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufu diğer iptal koşullarının oluşması halinde İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardandır. (Yargıtay 17....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2020/26 ESAS - 2021/667 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Öncelikle muvazaa hükümleri, kabul edilmemesi halinde tasarrufun iptali hükümleri gereğince İİK.'...

    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, 29.2.2012 tarihli haciz ile 16.10.2009 ve 1.12.2009 tarihli tasarruflar arasında İİK 278/2 maddesinde öngörülen 2 yıllık yasal sürenin geçtiği ve davalı 3.kişinin kötüniyetli olduğu da ispatlanamaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

      Somut olayda Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) nedeniyle haksız bir fiile dayalı olarak zararın meydana geldiği açık olup, haksız fiilden kaynaklanan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibari ile muaccel hale geleceğinden, geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulları gerçekleşmiş olduğundan dosya eklerinde aleyhine ihtiyati haciz talep edilenlerin mal kaçırma ihtimali bulunduğundan %20 teminat yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz konulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş; -Dilekçe ve ekindeki belgelerin nitelik ve içeriğine göre talep İ.İ.K. nın 257. ve devamı maddelerine uygun görülmüş olmakla alacak miktarı olan 30.000,00 TL'nin alacaklı tarafından % 20 nakdi teminatın (6.000,00 TL) mahkeme veznesine yatırılıp buna dair makbuz dosyaya ibraz edildiğinde veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu dosyaya ibraz edildiğinde; Ankara İli Etimesgut İlçesi Süvari Mahallesi 45115...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargılama sırasında dava konusu taşınmazın el değiştirmiş olması nedeniyle davacı vekilinin beyanına göre, davanın bedele dönüştürüldüğü görülmüştür. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

      İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- İcra Müdürünün 3.kişinin istihkak iddiasına alacaklının itirazı üzerine İİK'nun 97/1.maddesi gereğince takibin devamı veya taliki konusunda karar verilmesi için mahkemeye gönderilmesi üzerine verilen takibin devamı kararı, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK'nun 97/5maddesi gereğince takibin devamı kararının temyizi kabil olmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıdaki nedenlerle İİK’nun 97/5,363, 365/3 Eki 1. maddeleri uyarınca davalı alacaklı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 04.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece davacı tarafından aciz belgesi ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava davacı tarafın aciz belgesi ibraz etmemesi nedeniyle ön şart yokluğundan reddine karar verilmiş olduğundan davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik olmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2)Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Tasarrufun iptali davasının dinlenmesi için belirlenmiş ve devam eden icra takibinin bulunması ve borçlunun aciz halini gösteren kesin aciz belgesi (İİK 43. maddesi) veya geçici aciz belgesi (İİK. 109. Mad.)'nin sunulması gerekir....

            UYAP Entegrasyonu