Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamından ; borçlu , alacaklı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine karşı alacaklının ve vekilinin imzalayıp kendilerine verdiğini iddia ettiği ibraname başlıklı iki adet ayrı belgeye dayanarak İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa nedeniyle takibin iptali isteminde bulunmuştur. İİK.nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK.nun 71/1.maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlu tarafından sunulan adi nitelikteki belge altındaki imzanın alacaklı tarafından inkarı halinde, icra mahkemesince imza incelemesi yapılması mümkün değildir....

tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan takipte örnek 7 ödeme emri 17.12.2010 günü tebliğ edilmiş, itiraz edilmeyen takip muteriz borçlu yönünden kesinleşmiştir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu 11.08.2011 tarihli ibranameye dayalı itfa itirazı olup, mahkemece takibin ilamsız takip olması nedeniyle her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerektiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa itirazı süresiz olarak icra mahkemesinde ileri sürülebileceğinden, mahkemece işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi isabetsiz olup mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takibin kesinleşmesinden önce alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir....

      Maddesinde “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir.” Şeklinde hüküm bulunduğu, Şikayetçinin talebinin takibin kesinleşmesinden sonra ki dönemde itfa ya da imhal iddiası niteliğinde olduğu ve her zaman ileri sürülebileceği, her ne kadar dayanılan belgede bulunan imza Davalı-Alacaklı Tarafından inkar edilmemiş ise de; belgenin itfa yada imhal unsurlarını taşımadığı, şarta bağlı edimler ve yükümlülükler içerdiği ve bu şarta bağlı yükümlülüklerin dar yetkili İcra Mahkemesinde dikkate alınamayacağı, dolayısıyla Davacı-Borçlunun itfa-imhal iddiasının ispat edilemediği kanaatine varılmakla şikayetin reddine " dair karar verilmiştir....

      Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlu vekiline 01.02.2016 tarihinde tebliğ edildiğine, borçlu vekilinin ise, 28.01.2016 tarihinde, takibe konu borç hakkında itfa itirazında bulunduğuna göre İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre yasal beş günlük sürede icra mahkemesine başvurusunda dile getirdiği iddia, İİK'nun 169/a maddesinin 2. fıkrasında öngörülen takip öncesi borca itiraza ilişkindir. Anılan maddenin 5. fıkrasında, itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı düzenlenmiştir. O halde, mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama olanağı bulunmayan İİK'nun 33. maddesi gereği icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İİK'nun 71. maddesi uyarınca borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda alacaklı ...’nin imzasını ikrar ettiği; “ .../... Orman Ürünleri 05.09.2014 tarihinden itibaren ...’ dan hiç bir alacağımız bulunmamaktadır. İlgili haciz dosyasından kendi alacağımızı tahsil etmiş bulunmaktayız.Bu dosyadan alacağı doğmuş olan avukatlık ücreti kalmıştır.Bizimle ilgisi yoktur. ... tarafından ödenecektir” belgesine göre alacaklıya alacağının tamamının ödendiği görülmektedir. O halde mahkemece alacağın tamamı tahsil edildiğinden, alacaklı ... adına başlatılan takibin tümden iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

          İTİRAZ Borçlu itiraz dilekçesinde; takibin kesinleşmesinden sonra alacaklıya olan borcun tüm ferileri ile birlikte itfa edildiğini ve alacaklıdan buna dair ibraname alındığını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; ilama dayalı alacağın tahsili için takip başlatıldığını, borç ödenmeyince borçluya ait taşınmazların ihale ile satıldığını, satış bedelinin dava dışı ipotek alacaklısı bankaya ödendiğini bu nedenle alacağın tahsil edilemediğini, borçlu tarafından açılan ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/273Esas sayılı dosyasında bu hususta ayrıntılı beyanda bulunduklarını bu dosyanın celbi gerektiğini, ibranamede iradesinin hata, hile ve korkutma yollarıyla fesada uğradığını, tarihsiz ibranamenin hukuken geçerli olmadığını, ibraname hakkında ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın derdest olup derderstlik itirazında bulunduklarını, ibranamenin ödemeden kaynaklı verilmediğini, amaçlananın borçlunun ......

            Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka Noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.” Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman İcra Mahkemesinden isteyebilir. Borçlu aleyhine ilamların icrası yoluyla 08.10.2012 tarihinde başlatılan icra takibinde; icra emri, borçluya 10.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, takibe konu ilamda hükmedilen alacağa ilişkin 18.508,30 TL'nin 11.10.2012 tarihinde, icra emrinin tebliğinden sonra alacaklının borçlu idareye bildirdiği hesaba yatırıldığı anlaşılmıştır....

              İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2021 NUMARASI : 2021/1369 ESAS- 2021/2280 KARAR DAVA KONUSU : İTFA İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2021/26960 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında tecil faizi dışında bir borçları bulunmadığını, tecil faizi için ödenek talebinde bulunulduğunu, KDV ödemesi için ilgili vergi dairesine yazı yazıldığını bildirerek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 15/09/2021 tarihinde ilamda hükmedilen alacaklara ilişkin olarak 382.481,54 TL ödeme yaptığını, tecil faizleri ve KDV ödemesini yapmaması nedeni ile takibe geçildiğini, bu miktarın ödenmediğini bildirerek, şikayetin reddine, % 20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

              (Benzer karar Yargıtay 04/10/2016 tarih 2016/19131 esas 2016/20512 karar) Mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden İİK'nın 193/2. maddesi uyarınca takibin düştüğü dolayısıyla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Davanın konusuz kalması halinde dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilir. İİK'nın 71/1. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." Somut olayda; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde davacı dosya borcunun tamamının ödendiğine dair İİK'nın 71/1.maddesinde sayılan belgelerden birini ibraz etmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu