Ancak, takibin kesinleşmesinden sonraki evrede borçlunun İİK'nın 71/2. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken İİK'nın 33/a maddesine dayalı zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin ileri sürülmesi belirli bir süreye bağlı değildir....
Yine alacaklının, icra dosyasında, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her talebi ile de zamanaşımı kesilir. Zamanaşımını kesen bir işlemin yapılması ile yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. İİK.'nun 71 ve bu madde de atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddelerindeki zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkindir. İİK. 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir"....
İcra kefillerinin taahhüdü, kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından, onlar bakımından uygulanacak zamanaşımı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipteki dayanak belge için TTK'nun ilgili hükümleri gereğince uygulanması gereken zamanaşımı süresi değildir. İcra kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK'nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi hallerde İİK'nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabiidir. O halde, mahkemece, yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler doğrultusunda 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden soraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
HMK’nun 350. maddesine göre, kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez İİK'nun 363 ve sonraki maddelerinde ise, icra mahkemesince verilecek kararlardan temyizi kabil olanlar belirlenmiş, ancak, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka deyişle, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu değildir. Somut olayda, .... İcra Hukuk Mahkemesi’nin ........2015 tarih ve 2015/84 E.- 2015/144 K. sayılı kararı ile ... İcra Dairesi’nin 2014/622 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar verildiği, borçlunun bu karara dayanarak hacizlerin kaldırılması isteminin icra müdürlüğünce reddedildiği görülmektedir....
Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine ve zamanaşımı itirazı da İİK'nun 169a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğuna göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkındaki zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle zamanaşımı süresi, 6762 Sayılı TTK.'nun 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanun'un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıldır.Somut olayda takibe konu 28.02.2009 keşide tarihli çekte, keşide yeri ile muhatap bankanın bulunduğu yer Didim olup, çek, 10 günlük ibraz süresine tabidir....
Her ne kadar Dairemizin kararı ile takibin iptaline karar verilememiş ise de verilen bu karar sonrası borçlu mirasçılar hakkındaki takibe devam imkanı kalmamıştır. Kaldı ki borçlu mirasçıların talepleri borca itiraz mahiyetinde olsa bile itirazın kabulü kararı ile duran takip bu kararın kesinleşmesi üzerine iptal edilecek olup takibin durdurulmasına ilişkin Dairemiz kararı da tarafların temyiz etmemeleri üzerine 30/11/2021 tarihinde kesinleşmiştir. O halde icra müdürlüğünce alacaklı tarafın borçlu mirasçılar hakkında takibe devam edilmesine yönelik talebinin reddine karar verilmesi yerinde olup mahkemece bu karara karşı yapılan şikayetin reddine karar verilmesinde de hukuka aykırı bir yön yoktur....
Takibe konu bonoların ödeme tarihi 10/04/2011, 10/05/2011, 10/06/2011, 10/07/2011 olup, takip tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir. Bakırköy 5. İcra mahkemesinin 23/01/2019 tarihli 2018/488 E 2019/74 K sayılı kararı ile ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün kabulü ile öğrenme tarihinin 27/04/2018 tarihi olarak belirlenmesine ve bu tarihten önce yapılan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş olup, iş bu karar 01/03/2019 tarihinde kesinleşmiştir. Somut olayda; takip tarihinden önce 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmeden takibin başlatıldığı, davacı tarafından, Bakırköy 5. İcra mahkemesinde tebligatın usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte zamanaşımı itirazının da İİK 168/3 fıkrasına göre, 5 gün içinde ileri sürülmesi gerekirken, ileri sürülmediği, 5 günlük yasal sürenin geçtiği, takibin kesinleşmesi ile dava tarihi arasında da zamanaşımı süresi geçmediğinden, mahkemece sonuç itibariyle şikayetin reddine karar verilmesi hukuken yerindedir....
zorunlu olmamasına karşın borçluya ödeme emri tebliğ edilmesinin borçluya yeni bir itiraz hakkı tanıyacağı, bu halde ikinci kez gönderilen ödeme emrinin tebliğinden önce gerçekleştiği iddia olunan zamanaşımı iddiasının, İ.İ.K. md. 71 ve 33/a kapsamında (yani takibin kesinleşmesi sonrasında gerçekleşen zamanaşımı olarak) değil, İ.İ.K.'...
Somut olayda, icra dosyasının safahat bilgilerinin incelenmesinde, örnek 10 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekilince icra dosyasında işlemlere devam edildiği, 3 yıldan fazla süreyle işlemsiz bırakılmadığı görüldüğünden takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının; usulsüz tebligat şikayetinin, yetki itirazının, takip öncesi ve sonrası döneme ilişkin zamanaşımı itirazlarının ayrı ayrı reddine," karar verildiği görülmüştür....