Borçlunun başvurusu; takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığı iddiasına ilişkin olup, bu husus mahkemenin de kabulünde olduğu halde mahkemece, İİK'nun 71/2. maddesi göndermesiyle aynı kanunun 33/a-1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Madddesi yollaması ile İİK 33/a maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı itirazına ilişkindir. İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2021/14257 Esas sayılı dosyası ile takip alacaklısı davalı vekilince davacı borçlu aleyhine 24.820,00 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmış, davacı borçluya ödeme emri 23/10/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Takibin dayanağı 07/10/2013 keşide aynı ibraz tarihli, 08/06/2013 keşide 10/06/2013 ibraz tarihli, 19/08/2013 keşide aynı ibraz tarihli ve 30/09/2013 keşide aynı ibraz tarihli çekler olup kambiyo senedi vasfındadırlar. İİK'nın 71/2 maddesi uyarınca, borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zaman aşımına uğradığı ileri sürülecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takibin kesinleşmesinden sonraki devrede takibe konu borcun itfa edilmesi sebebiyle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, davanın reddine karar verildiği görülmektedir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK. nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti olup, icra takibinin dayanağı 1999 tarihli kira sözleşmesi olduğuna göre, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi 818 sayılı BK.nun 126. (6098 sayılı BK.nun 147.) maddesine göre 5 yıldır. Aynı Kanunun 133. (6098 sayılı kanunun 154.) maddesinin 1 nolu bendinede zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup, buna göre; borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde; (Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse) zamanaşımı kesilir. Yine aynı Kanunun 135. (6098 sayılı kanunun 156.) maddesinde; "Müruruzaman kat'edilmiş olunca kat'ıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeye başlar" düzenlemesine yer verilmiştir....
İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir....
İcra Mahkemesince yasal süresinde yapılmayan itirazın ve şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin 7 günlük yasal süre içerisinde yapılmadığı, takibin kesinleştiği, zamanaşımı iddiasının ise takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin olup takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı iddiası bulunmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılmasına usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, 14.11.2022 tarihli icra müdürlüğü kararına yönelik şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. Somut olayda, Örnek 7 nolu ödeme emrinin borçluya 02.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 14.04.2009 tarihinde icra dosyasına itiraz ettiği, takipten en geç 14.04.2009 tarihinde haberdar olan borçlunun 15.11.2022 tarihinde yaptığı usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığı, takibin borçlu yönünden kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımı itirazının yenileme dilekçesinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılması gerektiğini, davacının süresi içinde açıkça zamanaşımı itirazında bulunmadığını, dava dilekçesinde icra takibinin 3 yıl takipsiz bırakıldığından bahsedilmesinin zamanaşımı itirazı olarak kabulünün mümkün olmadığını beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle uygulanması gereken İİK'nun 33/a maddesi uyarınca açılmış takibin kesinleşmesinden sonraki evrede zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması ve takibin dayanağı senedin teminat amaçlı imzalatıldığına ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/1776 Esas sayılı dosyasından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 17.02.2016 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 22.02.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takibe konu çek için öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğunu ve bu nedenle borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunduğu, mahkemece, borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Takibin kesinleşmesinden önce gerçekleşen zamanaşımı itirazı hakkında, takibin şekline göre olayda uygulanması gereken İİK'nun 168/5 ve 169/a maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur. İİK.’nun 71. maddesine dayalı zamanaşımı şikayeti ise; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir....
a 05.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlu yönünden takibin kesinleşmesinden itibaren 30.01.2013 tarihine kadar zamanaşımını kesen ya da durduran icra takip işlemi yapılmadığı anlaşılmakla sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 170/b maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır." Aynı yasanın 33-a/1. maddesi hükmüne göre de; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir."...
Ayrıca, İİK.nun 71. ve 33/a-l. maddelerine göre de, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiği tespit edildiği taktirde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olayda, iki adet çeke dayalı olarak başlatılan takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, 16.12.2009 ile 07.10.2010 tarihleri arasında alacaklı tarafından takibin sürdürülmesi iradesini gösteren herhangi bir takip işlemi yapılmadığından, takip işlemsiz bırakıldığından, yukarıda açıklanan kurallar gereğince zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından bahisle şikayetin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....