, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
de gerçeği yansıtmadığını belirterek usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulüne ve davalı alacaklının yetkili hamil olmaması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, alacaklı tarafından yerleşim yeri adresi bilinmesine rağmen Tebligat Kanununun 10. maddesine göre bu adres yerine iş yeri adresine tebligat yapıldığını, tebliğ mazbatasında imza bulunmadığı gibi kapıya haber kağıdı yapıştırılmadığını ileri sürerek tebliğ tarihinin 28.06.2021 olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına, ... icra müdürlükleri yetkili olduğundan icra müdürlüğünün yetkisizliğine, takibe konu bonolar dolandırıcılık sonucu elde edildiğinden takibin iptaline ve alacaklı aleyhine takip miktarının % 20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ve itirazların sürede olmadığını ileri sürerek itirazın ve şikayetin reddi ile borçlunun %20'den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
HMK.nun 73, 81, 82, 83 Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur. Anılan bu düzenlemeler gereğince tebligatın vekile yapılması ile yasal süreler işlemeye başlar, yine bu tarihe göre takip kesinleştirilerek takibin devamına ilişkin işlemler yapılır. Bu durumda, ödeme emrinin vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işleminin eksikliği sözkonusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine uygun ödeme emrinin borçlunun vekiline tebliği gereklidir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; HMK.'...
YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin 23/02/2022 tarihli tebligat sonucu kesinleştiğini ve hacizler uygulandığını, ödeme emrinin davacı şirketin icirate sicilde kayıtlı adresinde usule uygun tebliğ edildiğini, tebligat yapılan kişinin sigortalı olarak çalışmıyor olabileceğini, takibin borçlulardan Ozan Kara'nın adresi olan Muğla'da başlatıldığını, bu borçlunun yetkiyi itirazının bulunmadığını, davacının mal ve haklarına 25/03/2022 tarihinde haciz konulduğunu, davacının bu tarih itibarıyla takipten haberdar olduğunu, bu nedenle davanın süresinde olmadığını, davacının senet üzerindeki imzaya itiraz etmediğini, borca itirazların haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "davanın usulsüz tebligat şikayeti yönünden kabulü ile, Muğla 2....
Davalı borçlunun bu itiraz dilekçesi süresinden sonra olmakla birlikte icra müdürlüğünce 22.03.2012 tarihinde borçluya yapılan tebligat usulsüz olduğundan tebligatın iptâline ve itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı alacaklı vekilinin bu durdurma kararına karşı İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı icra memur muamelesine şikayet davasında bozmadan sonra yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiş ve davalı borçlu vekilinin temyizden vazgeçmesi üzerine verilen karar kesinleşmiştir. Tebligat usulsüz olsa dahi bu husus borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince tespit edilmeden icra müdürlüğü kendiliğinden ya da borçlunun talebi üzerine tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle iptâline karar veremeyeceğinden 22.03.2012 tarihli tebligatın iptâli ve takibin durdurulması kararı yanlış olmuştur....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davacı vekili tarafından müvekkiline tebliğ edilen ilk ödeme emri yönünden ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin müvekkiline tebliğ edilmediğine yönelik şikayet başvurusunda bulunulduğu, ayrıca ilk ödeme emri tebliği üzerine taraflarınca 02/01/2023 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildikten sonra alacaklı vekilinin talebi üzerine yeniden vekil olarak kendisine tebliğ edilen ikinci ödeme emrinin de iptalinin talep edildiği anlaşılmış olup, icra dosyası incelendiğinde borçlu şirket aleyhine başlatılan ilamsız takip üzerine düzenlenen ödeme emrinin takip talebinde borçlu olarak gösterilen davacı şirkete elektronik tebligat yoluyla tebliğe çıkartıldığı, tebligat parçası incelendiğinde tebligat zarfında sadece örnek 7 ödeme emrinin bulunduğunun belirtildiği, her ne kadar takibe dayanak belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmış ise de, bu ödeme emrinin tebliği üzerine...
Yine dosya arasındaki davacının Çeşme ilçesindeki evinin güvenlik sistemi işleticisi şirketin kayıtlarına göre de tebligat yapılan tarihte davacının Çeşme ilçesindeki evinde olduğu anlaşılmaktadır. Muhatabın il dışında olması adresten geçici ayrılma sayılmayacağından tebliğ tarihinde İzmir ilinde değil ve fakat Çeşme ilçesinde bulunduğu anlaşılan davacıya Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereği yapılan tebligat usulsüzdür. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi yerindedir....
Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, davalının yetkili hamil olmadığı, ciro silsilesinde kopukluk olduğu, borç ikrarı içermediğine dair şikayet, faize, çek tazminatına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı-borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle takibin iptaline yönelik şikayetin kabulüne ve İİK'nın 170/a maddesi gereğince şikayetçiler yönünden takibin iptaline karar verilmiştir....
Mahkemece, borçlu ... tarafından açılan usulsüz tebligat şikayeti nedeni ile mahkemelerinin 2015/269 Esas, 2015/526 Karar sayılı kararı ile borçlu ... adına çıkartılan örnek 10 ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak bildirilen 20/05/2015 tarihi olarak düzeltilmesine ve kesinleşme tarihinden önce yapılan haciz işlemlerinin iptaline karar verildiği, şikayetin bu nedenle konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, alacaklının İİK’nin 99. maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayet talebine ilişkindir....