WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurduğu, bu nedenle takip dosyasından konulan hacizden de haberdar olduğu gerekçesiyle meskeniyet şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmiş ise de, borçlunun ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesine başvurusu, icra dosyasından konulan hacizden haberdar olduğu sonucunu doğurmaz. Borçluya, hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, borçlunun, icra dosyasında herhangi bir işlem de yapmadığı görülmektedir. Borçlunun, daha önce herhangi bir nedenle haczi öğrendiği de ispatlanamadığına göre, beyan ettiği tarihe göre yapmış olduğu meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, borçlunun meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Uyuşmazlık; meskeniyet iddiasına dayalı, İİK.'nın 82/1- 12 maddesi gereğince haczin kaldırılması istemine ilişkin şikayettir. Davalı alacaklı tarafından dava dışı Drillon T3 Tic. A.Ş., Kılıç Giray Kuşgözoğlu ve Eşref Kemal Kaya aleyhine kambiyo takibi yapılmış, borçlu Eşref Kemal Kaya adına tapuda tescilli Ankara Çankaya Harbiye Mah. 2831 ada 5 parsel sayılı taşınmaza 23.11.2021 tarihinde haciz konulmuş, borçlu malikin eşi olan T1 tarafından meskeniyet iddiası ile haczin kaldırılması istenmiş, mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İİK.'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak yapılan meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. Anılan maddede borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca meskeniyet şikayeti yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3.kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır....

    Yukarıda da izah edildiği üzere, borçlu tarafın talebi üzerine kendisine 103 davetiyesi tebliğ edilmiş olması meskeniyet şikayeti bakımından yeni bir hak bahşetmeyecek olup ilk derece mahkemesi kararı yerindedir. Davacı tarafça dava dilekçesinde ileri sürülmeyen taşınmazın daha önceki kadastro ölçümünün gerçeğe uymadığı ve gerekli düzeltmelerin yapılacağı belirtildiğinden ilgili düzeltmeler yapılmadan gerçeğe uygun ve düzeltilene kadar tam olarak geçerli olmayan kadastro durumu dikkate alınarak yapılan kıymet takdirleri ile taşınmazın satışının yapılması hukuken mümkün bulunmadığı yönündeki iddiaları kamu düzeni ile ilgili olmayıp, meskeniyet şikayetinde resen değerlendirilecek hususlardan değildir. HMK.'nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin ancak istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu hususun resen gözetilebileceği, HMK.'...

    Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında da anılan yasa hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup; 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, taşınmazın mülkiyeti şikayetçi 3. kişiye aittir. Öte yandan, İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca ,meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur.Somut olayda, şikayetçi ...'un yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı açıktır....

      Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında da anılan yasa hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup; 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, taşınmazın mülkiyeti şikayetçi 3. kişiye aittir. Diğer taraftan, İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, şikayetçi ...'ın yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle, takip borçlusu ...'nın ise taşınmazın maliki olmaması sebebiyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacakları açıktır....

        olup, İİK.nun 82/son maddesi hükmü gereğince alacağın konusu evin bizzat bedelinden kaynaklandığından meskeniyet iddiası dinlenilemez....

          Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Borçlunun meskeniyet şikayetine yönelik temyiz itirazlarına gelince; İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi, meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir.O halde, şikayetin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken zorunlu ipotek olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirse de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan...

            İcra Müdürlüğünün 2015/2850 E. numarasına kayıtlı her iki takip dosyasında da 22/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise bu tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 05.03.2007 tarihinde konduğu, daha sonra taşınmaza 13.02.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze dair borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haczi daha evvel öğrendiği iddia edilmediği gibi, öğrendiği yönünde yazılı bir belgenin de mevcut olmadığı görülmektedir. Buna göre, borçlunun 03.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 13.02.2014 tarihli haciz yönünden İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. O halde; her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin kesin hüküm ve süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu