İcra Müdürlüğünün 2018/25047 esas (satış işlemlerinin yapıldığı İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2021/68 esas) sayılı takibin tarafı olmadığından, haczedilmezlik şikayeti bakımından aktif husumet ehliyetleri bulunmamaktadır. Kaldı ki İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da taşınmaz maliki borçlu bakımından dahi yoktur. İpotekli taşınmaz üzerinde aile konutu olduğu, eşin rızası olmadan ipotek konulduğu bu nedenle ipoteğin geçersiz olduğu iddialarının da icra mahkemesinde dinlenilmesi ve bu nedenlerle takibin ve satış işlemlerinin iptali mümkün değildir....
Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında da anılan yasa hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup; 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, taşınmazın mülkiyeti şikayetçi 3. kişiye aittir. Diğer taraftan, İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, şikayetçi T1 yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacakları açıktır.( Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/8158 Esas 2020/356 Karar, Yargıtay 12....
Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 19.10.2012 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 13.8.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 22.8.2013 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabi olup, borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, tebliğ tarihinde ve halen annesinin rahatsızlığı sebebiyle Nevşehir ilinde olduğunu ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ... hakkında genel haciz yolu ile yapılan takibin kesinleşmesinden sonra, adı geçen adına kayıtlı taşınmaz üzerine 27/11/2013 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun 07/02/2014 tarihinde meskeniyet şikayeti nedeniyle İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 82/1-12. maddesi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez....
İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin düzenleme haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağının bulunmadığı, takibin konusu itibarı ile İİK 34. maddesi gereğince ilamların icrası her icra dairesinden talep edilebileceğinden, davacının yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki genel haciz yoluyla ilamsız takipte İİK md.82/1-12'den kaynaklanan meskeniyet şikayeti sebebiyle yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince meskeniyet şikayetinin kısmen kabulü ile, takip dosyasında şikayetçiye ait haczedilen şikayete konu taşınmazın 270.000.00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına, 270.000.00 TL'nin şikayetçi borçluya, bakiye satış bedelinin hak sahiplerine ödenmesine, borçlunun fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın her iki tarafça ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir....
İcra Dairesinin 2019/9610 Esas numaralı dosyasından icra emrinin davacıya tebliğ edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, meskeniyet ve haczedilmezlik davasının keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp karara bağlanması gerektiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4 ve 12. maddeleri uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 4. maddesi gereğince; takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, şikayetçi ...'ın yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda, davacının meskeniyet şikayeti doğrultusunda bilirkişiden alınan ropara göre davacının davasının kabulüne karar verildiğini, bilirkişi raporunda davacının 641 m2 lik arsasının olduğunun tespit edildiğini, ev haricinde kalan kısmın bir mesken olmadığı için satılabileceğini ve bahçe ile meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, bilirkişilerin değerlendirmesinin yanlış olduğunu, bahçe ile ilgili taşınmaza ilişkin haline münasip ev olduğu kanaatinin hukuken mümkün olmadığını, davacıya ait evin 60 m2 oturum alanını kapsadığını, bahçenin tamamının satılamayacağına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. Kişinin ve ayrıca bunun yanında borçlu bulunmakla birlikte taşınmazın maliki olmayan kişilerin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. (Yargıtay 12. HD 2019/8158 esas 2020/356 karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/17105 esas 2015/31231 karar sayılı ilamı) Somut olayda meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmaza ait tapu kaydına göre malikin, takibin borçlusu Nuri Topçu olduğu, davacı T1 taşınmazın maliki olmadığı, davacı lehine "aile konutu" şerhi olmuş olsa dahi taşınmaz maliki olmadığından haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının olmadığı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine'' karar verildiği görülmüştür....