Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetidir. İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12-753 E. 1998/797 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti süreye bağlı değildir. Somut olayda, alacaklının haciz talep ettiği 11.10.2010 tarihi ile yenileme talep ettiği 27.05.2015 tarihi arasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurusunda icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği ve yine takibin mükerrer olduğunu ve ipoteğin teminat ipoteği olması nedeniyle ödeme emri gönderilmesi gerektiğini ayrıca ipoteğin limitinin aşıldığını ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptalini istediği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Dairemizin 06/04/2016 tarih ve 2016/2545 E.-2016/10181 K. sayılı kararı ile alacaklı tarafından aynı ipotekler nedeniyle 10.03.2014 tarihinde...
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takibin iptaline yönelik diğer şikayeti yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anılan durum yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır. Mahkemece; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, usulsüz tebligattan haberdar olunan tarihe göre şikayetin süresinde olması durumunda, tebliğ tarihinin TK.'nun 32. maddesi yarınca düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın bu konudaki şikayeti de kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı vekili tarafından tek dava dilekçesi ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz şikayetinin birlikte yapıldığı, mahkemece tensip kararı ile meskeniyet şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek inceleme konusu esasa kaydının yapıldığı ve akabinde dosya üzerinden yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Koşulların oluşması halinde İİK'nın 79. ve 360. maddeleri, kanunun yetki ile ilgili istisnalarını oluşturmaktadır. İİK'nın 79/2. maddesinde; "haczolunacak mallar başka bir yerde ise haciz yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar. Bu halde hacizle ilgili şikayetler, istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir..." hükmü yer almaktadır....
nun 71/2. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına yönelik şikayet niteliğindedir. İİK.'nun 71/2. maddesinde ise;borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi halinde, aynı Kanun'un 33/a maddesinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlanmış olup; İİK.'nun 33/a maddesinde, istemin kabulü durumunda icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun zamanaşımına yönelik şikayeti kabul edildiğine göre; İİK.'nun 71.maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken; takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
Mahkemece, ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı ancak, ilam olarak dosyaya sunulan evrakın, onaysız ve ıslak imzasız olduğu, bu haliyle İİK’nun 33. vd. maddeleri uyarınca ilam hükmünü taşımadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verilmiş üzerine hüküm, alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 26/1. maddesinde "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." düzenlemesi yer almaktadır. İcra takip talepnamesinde..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01.07.2014 tarihli, 2013/129 Esas, 2014/87 Karar sayılı ilamına dayanılmaktadır. Borçlunun, dayanak ilamın, niteliği geçerliği ya da sıhhati hususunda şikayeti ve bu nedenlerle takibin iptali yönünde bir istemi bulunmamaktadır. Mahkemece talebin aşılarak, anılan nedenle takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir....
reddi ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı kararında da belirtildiği üzere borçlu mirasçıların talebi kambiyo senetlerine özgü takipte İİK'nın 53. maddesine aykırılık şikayeti mahiyetinde olup borçlu mirasçıların murisi Rıfat Genç’in 13/06/2020 tarihinde vefat ettiği, 3 gün ve 3 aylık süre dolmadan 17/07/2020 tarihinde muris borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun öldüğünün anlaşılması üzerine, mirasçılarına ödeme emri tebliğ edildiği, yapılan takibin İİK'nun 53. maddesine aykırılık teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu husus re'sen dikkate alınarak İİK'nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapıldığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Ancak borçlu mirasçıların şikayeti üzerine ilk derece mahkemesince takibin iptaline değil durdurulmasına karar verilmiş ve bu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığından kararın hatalı olan bu kısmı kaldırılmamıştır....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, imzaya, borca itiraz ile senedin vasfına ve alacaklının yetkili hamil olmadığına yönelik şikayete ilişkin dava süresi İİK'nın 168, 169,170 ve 170/a maddeleri uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün, takibe dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği iddiasına dayalı ödeme emrinin iptali şikayeti ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün, alacaklının aynı alacağa yönelik olarak menkul, gayrımenkul rehnine dayalı mükerrer takip şikayeti ise İİK 45. maddesi uyarınca kamu düzeninden olması nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Davacılar ödeme emrine yönelik şikayeti 7 günlük yasal süresi içerisinde ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu şikayeti ile birlikte imza itirazında bulunarak takibin durdurulmasını talep etmiş, mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti reddedilmekle birlikte imza itirazının esası incelenerek reddine karar verilmiştir....