İcra Müdürlüğünün 2017/27551 esas sayılı dosyasının incelenmesinde 12.09.2013 tarihinde takip talebinde bulunulmasıyla zamanaşımının davacı yönünden kesildiği ancak tebligat çıkarılmadığından takibin davacı yönünden kesinleşmediği, her ne kadar takip diğer takip borçluları yönünden devam etse de davacı yönünden bundan sonra yapılan ilk işlemin 04.12.2019 tarihinde Örnek no10 ödeme emri gönderilmesi işlemi olduğu anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle davacı yönünden takibin kesinleşmesi öncesinde üç yıllık zamanaşımının dolduğuna kanaat getirilmiş ve davacı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "2004 sayılı İİK'nın 71/2. Maddesi delaletiyle İİK'nın 33a. maddesi gereğince (zamanaşımına ilişkin) itirazın kabulü ile İstanbul 16. İcra Dairesinin 2017/27551 Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takipte davacı takip borçlusu yönünden icranın geri bırakılmasına" karar verildiği görülmüştür....
nun 71/son yollamasıyla 33/a maddesi gereğince İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA , takip sonrası zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğinden sair hususlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/8855 Esas sayılı takip dosyasında davacı borçlu yönünden yapılan takibin İİK.71 ve 33/a maddeleri gereğince icrasının geri bırakılmasına" karar verilmiştir....
Somut olayda; mahkemece her ne kadar itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; ödemeye ilişkin sunulan dekontun takibe konu edilen 2014 yılının Kasım-Aralık ayları ile 2015 yılının Ocak-Şubat aylarına ilişkin birikmiş nafaka alacağına ilişkin ödeme belgesi olduğu, oysa takibin işleyecek aylar nafaka bedelini de içerir şekilde başlatıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda; mahkemece takibe konu işlemiş nafaka alacakları yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, işleyecek nafaka alacaklarını da kapsayacak şekilde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
icranın geri bırakılmasını talep etmiştir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafın üç seneden fazla bir süre takibe ara vererek işlem yapmadığını, zamanaşımı süresi senede dayalı takip nedeni ile üç yıl olduğunu, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini gerektiğini, sürekli alacaklı vekillerine ödeme yaptığını, dosya borcunun üzerinde ödemelerde bulunduğunu, bu kadar bir borcunun olmadığını beyan ederek icranın geri bırakılmasına, takibin iptaline, takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Somut olayda da, takibe dayanak olarak taksitli satış sözleşmelerine istinaden ödenmeyen taksitli alışveriş borcunun gösterildiği, dosyada herhangi bir dayanak belge gösterilmediği, bu nedenle genel haciz yoluyla ilamsız takip olarak TBK'nun 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir....
Hukuk Dairesinin bir kararını ibraz ederek yenileme talep ettiğini, icra müdürlüğünün takibin yenilenmesine karar verdiğini, söz konusu takibin dayanağının 09.06.1994 vadeli bono olduğunu, son işlem tarihi 1997 yılı dikkate alındığında en geç 2000 yılının sonunda senedin zamanaşımına uğradığını, senedin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle takibin mesnetsiz kaldığını, icra müdürlüğünün işlemlerinin geçersiz hale geldiğini belirterek icranın geri bırakılmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/alacaklı vekili, müvekkili bankanın yeniden yapılandırma süreci içerisinde bulunduğundan 5411 sayılı yasanın 141. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA: Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, dayanak ilama karşı istinaf yoluna başvurduklarını, icranın geri bırakılması için Müdürlükten mehil talep ettiklerini, mehil süresi içinde icranın geri brakılmasına dair Bölge Adliye Mahkemesi kararını icra dosyasına sunduklarını, icranın geri bırakılması kararından sonra taraflarına, bakiye borç muhtırası gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek müdürlük işleminin kaldırılmasını ve takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP: Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ilama dayalı alacak için süresinde borçlu kuruma başvuruda bulunduklarını, icra takibinin hukuka uygun olduğunu, borçlunun mehil süresi içinde icrayı geri bırakma kararını sunmadığını savunarak davanın reddine ve borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20’si oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III....
davalıya geri verilmesine, C)HMK'nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda İİK'nun 364/1 maddesi gereğince miktar itibarı ile kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin bir kararını ibraz ederek yenileme talep ettiğini, icra müdürlüğünün takibin yenilenmesine karar verdiğini, söz konusu takibin dayanağının 17.06.1994 vadeli bono olduğunu, son işlem tarihi 1997 yılı dikkate alındığında en geç 2000 yılının sonunda senedin zamanaşımına uğradığını, senedin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle takibin mesnetsiz kaldığını, icra müdürlüğünün işlemlerinin geçersiz hale geldiğini belirterek icranın geri bırakılmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-alacaklı vekili, müvekkili bankanın yeniden yapılandırma süreci içerisinde bulunduğundan 5411 sayılı yasanın 141. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....