"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, icra mahkemesine yaptığı başvuru ile borca itiraz ettiği, mahkemece; takipsiz bırakılan davanın 3 ay içinde yenilenmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 4. maddesi gereğince; takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, kesin yetki niteliğindedir....
İcra Müdürlüğünde icra takibine giriştiğini, davalının haksız olarak icra takibine karşı yetkiye ve borca itiraz ettiğini, şirketin ticari faaliyet adresinin ...olduğunu, davalının itirazında belirttiği ... İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığını, icra takip talebinde belirtilen adreste icra ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı kurumun yerleşim yerinin ... olduğunu, yerleşim yerinin ...olmadığını ileri sürerek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... adresinde faaliyet gösterirken.... stadına taşındığını, mahkemenin ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek yetkisiz icra dairesinde yapılan takibin geçersizliği nedeniyle davanın reddini dilemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Somut olayda, borçlunun, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında borca itirazını belirttiği, akdi ilişkiyi kabul ettiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması gerektiği, bu durumda HMK'nun 6. maddesi uyarınca alacaklı davacının yerleşim yerinde takibin yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Ayrıca, somut olayda, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu itirazın borca kısmi itiraz niteliğinde olduğu, İİK'nun 62/4. maddesi gereğince itiraz edilen kısmın miktarı açıkça gösterilmediği, Buna göre, borca yönelik bu kısmi itiraz geçersiz bir kısmi itiraz olup bu doğrultuda verilen takibin durdurulmasına yönelik 24/11/2020 tarihli müdürlük kararı da yerinde olmadığı yönündeki gerekçe ile "Davanın KABULÜ ile borçlunun yetki itirazının KALDIRILMASINA, Borçlunun kısmi itirazının geçersiz olduğundan takibin durdurulmasına yönelik 24/11/2020 tarihli müdürlük kararının KALDIRILMASINA ve TAKİBİN DEVAMINA, Yasal şartlar...
Somut olayda, alacaklı tarafından başlatılan ilamsız takipte borçlu tarafından, ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine icra mahkemesine yapılan başvuruda, icra dairesinin yetkisine ve borca itirazları ileri sürülmüştür. Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususlar, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir. O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye başvurusu sonuç doğurmayacağından, mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Apartmanı Yöneticiliği hakkında bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu site yönetiminin, senedi imzalayan C..Y...'ın site yönetimini temsilen senet tanzim etme yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK.'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” hükmüne yer verilmiştir....
Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK' ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.Davacı alacaklı vekilinin -------Esas sayılı dosyası ile, 10/07/2013 tarihinde 250.000,00 TL cari hesap alacağı üzerinden başlattığı takip neticesinde, borçluya ödeme emri henüz tebliğ edilmeden, borçlu vekilinin 17/07/2013 tarihinde borca itirazı üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, davacı vekilinin bu kez, 01/11/2021 tarihinde 108.263,54 Euro asıl alacak miktarı üzerinden-------- Esas sayılı dosyası ile sayılı dosyası ile başlattığı takip neticesinde ödeme emrinin borçlu şirkete 08/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 12/11/2021 tarihinde derdestlik itirazı ile birlikte borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği,-------Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali amacıyla eldeki davanın 02/02/2022 tarihinde açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacı...
Öte yandan, borçlunun, borca itirazı kabul edildiğine göre, uygulanması gereken İİK. nun 169/a-1. maddesi uyarınca hakkındaki takibin iptali yerine, başvurunun imzaya itiraz olarak nitelenmesi ve olayda uygulama yeri bulunmayan İİK. nun 170.maddesine göre takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 27.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun başvurusu bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5. maddesi nazara alındığında; İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Takibe dayanak senedin sözleşme kapsamında teminat olarak verildiği ve alacağın varlığının yargılamaya muhtaç olduğu sabit olup mahkemece, borçlunun, borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5.maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Öte yandan, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....
Öte yandan, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....