Ödeme emrinin tebliğ üzerine yasal süresi içinde borçlu kira ilişkisini kabul etmiş, ancak takibin dayanağı kira sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek aylık kira miktarına karşı çıkmış, icra takibine konu edilen kira paralarını ödediği itirazında bulunmuş, ancak itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını belirtmemiştir. Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı borca itiraz niteliğindedir. Borçlu davalı İİK.'nun 62. maddesi gereğince itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını itiraz dilekçesinde açıkça göstermediğinden takip talepnamesinde belirtilen kira miktarı da aylık 500-TL olarak kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
İcra Müdürlüğü ---- sayılı dosyası ----- ile icra takibi başlatıldığını, Açılan takip üzerine gönderilen ödeme ------ tebliğ edildiğini, Davalı/Borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine ve süresi içerisinde dosyaya sunulmuş dilekçe ile icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun icra takibine itirazı tamamen haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu itirazı kabul etmediklerini, takibe konu borç, kanundan kaynaklanan bir borç olup borcun sebebi de ---- tarafından ---geçişler olduğunu, Davalı/Borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir. İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile------- kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir....
Davacı yüklenici şirket vekili, müvekkili şirketin davalı borçlunun elektrik projeleri ve tesisatları konusunda işlemlerini ve tedarikçiliğini yaptığını, bu hizmetlerin karşılığında davalının müvekkili şirkete olan borcunu ödemediğini, bunun üzerine davacı şirket tarafından Söğüt İcra Dairesi'nin 2014/407 Esas sayılı dosyası ile 6.524,22 TL tutarında fatura ve cari hesaba dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 02/06/2014 tarihinde kötüniyetli olarak borca itiraz ederek takibin durdurduğunu, davalı her ne kadar borca itiraz etmişse de, takibin dayanağı olan faturalara yasal süresi içinde itiraz etmemek suretiyle kesilmiş olan faturaların mündericatını kabul ettiğini, davalının itirazı haksız ve süre kazanmaya yönelik bir itiraz olduğunu, bu nedenle borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptâline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini...
itirazın değerlendirilmemesi gerektiğini, Yargıtay ilamlarında da icra ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan borca itirazın hüküm doğurmayacağının ve kanunun açık hükmüne aykırı olduğunun açıkça belirtildiğini, borçluya tebliğ yapılmadan yapılan itiraz hükümsüz olduğu için yapmış oldukları icra memur muamalesi şikayetinin kabul edilmesi ile daha önce değerlendirilen borca itirazın kaldırılması ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/01/2021 NUMARASI : 2020/283 ESAS 2021/83 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2020/15486 sayılı dosyasında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu senetten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, verilen bu senedin teminat senedi olduğunu , borca, faize, faiz oranına, tüm ferilerine itiraz ettiğini belirterek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2012/10358 sayılı takip dosyası ile icra takibine başladığını, davalının anılan icra takibine borcunun bulunmadığından bahisle borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini belirterek Mersin 2. İcra Müdürlüğü 2012/10358 sayılı takip dosyasında mevcut itirazının iptaline, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı sebebi ile %40’tan aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile Mersin 2.İcra Müdürlüğünün 2012/10358 sayılı takip dosyasındaki itirazının iptaline takibin devamına, alacak likit olmadığından davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükümde itirazının iptaline takibin devamına karar verilmiş ise de, davacı takip talebinde faiz oranını %18 olarak talep etmiştir....
Davalı kiracının borcunu ödediğine ilişkin İİK'nın 296/c maddesine yazılı nitelikte bir ödeme belgesi sunmadığı gibi mahkemece alınan bilirkişi raporunda da davacı tarafın kira alacağının bulunduğu tespit olunarak ilk derece mahkemesi tarafından itirazın kaldırılmasına ve takibin devamı ile %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekili gerek yargılama sırasında gerekse istinaf dilekçesinde davalının icra takibine ve borca itiraz etmediğini dolayısıyla icra müdürlüğünce takibin durdurulması ve akabinde davacı tarafça itirazın kaldırılması ve tahliye davası açılmasının hukuka aykırı olduğu iddiasında bulunmuş ise de; davalı tarafın icra takibinde açıkça "borca itiraz" ettiğini belirttiği ve "takibin durdurulmasını" istediği ve takibin bu itiraz üzerine durdurulduğu, davalı vekilinin icra takibinin durdurulması kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile Antalya 4....
İcra dosyasının incelenmesinde; icra takibine konu bireysel kredi sözleşmesinin borçlusunun, takip borçlularının murisi olduğu ve takibin borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapıldığı, borçluların ise, icra mahkemesine başvurularında; mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını, bir diğer ifade ile mirasın reddi kararı nedeniyle borçlu olmadıklarını ileri sürerek takip iptalini talep ettikleri anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun, dayanak bononun teminat senedi olduğunu ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu istemin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır....
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Adana 3. icra müdürlüğünün 2008/7685 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itiraz iptalini istemiştir. Davalılar, icra dosyasına yaptıkları itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmişlerdir. Mahkemece, sadece yetki itirazı konusunda karar verilmiş olup, borca aslına yönelik itirazlar konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....